2017 MECLİS KARNESİ!


Yeni yıla girmek üzereyiz. İskenderun Belediyesi, 2017 yılını daha çok kaldırım, asfalt, semt pazarı, park/bahçe çalışmalarıyla geçirdi. Büyük projeler bazında verilen vaatler bu yıl yine rafa kalktı. Beklentiler suya düştü!
2018’de bir kıpırdanma olur mu, bilinmez.
Bildiğim şu ki, 2017 yılı Belediye Başkanı Seyfi Dingil açısından zor bir yıl oldu.
İstekli olduğunu biliyorum, ama kaynak oluşturmak açısından sıkıntılar yaşadı.
Peki bu süreçte İskenderun Belediye Meclisi ne yaptı?
Anlatalım;

AK PARTİ GRUBU
AK Parti Grup Başkanvekili Abit Erol’un idareye karşı sorumluluğunu yerine getirdiğine inanıyorum. Belediyenin yanlış uygulamalarına itiraz etti. Doğruları savundu, eksiklikler hakkında eleştirilerde bulundu. İdarenin getirdiği bazı tekliflere mesafeli durdu. Hatta ‘uygunsuz’ birçok maddenin geri çekilmesini sağladı.
Ta en başından beri, birçok vaatleri hatırlattı, diğer gruplarla birlikte ‘ortak aklı’ savundu.
Ama AK Parti grubu içinde birkaç isim dışında kendisine destek veren olmadı.
Yılların siyasetçisi Emin Dönmez bir ara sert çıktı, sonra duruldu.
Kemal Tekbaş çoğu kez tepkili yaklaştı. Bülent Özer bir ara iyi başladı, sonrasını getiremedi. Osman Mesçi’nin kızdığı anlar oldu, sonra Levent Duman gibi idareye yakın durdu.
Ancak bu isimler dışında diğer AK Partili meclis üyeleri genelde suskun bir profil çizdi.
Yol gösteremediler, yeni projeler ışığında güçlü bir çıkış sergileyemediler!

CHP GRUBU
CHP Grubu 2016’da daha sıkı muhalefet etmişti. Özellikle Özer Çağşar’ın yerinde çıkışları, denetim raporlarıyla ilgili nokta atışı yapan açıklamaları, bir ‘Sayıştay müfettişi’ edasıyla raporları didik didik araştırması, doğruları ve yanlış uygulamaları yapıcı bir dille eleştirmesi, İskenderun’un menfaatleri açısından önemliydi. İdare her sözüne karşı allak bullak oluyordu.
TBMM’de CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in etkisi nasılsa, İskenderun’daki meclis oturumlarında Özer Çağşar’ın duruşu öyleydi.
Ama aynı heyecanı CHP Grup Başkanvekili Av. Gazanfer Dik’te göremedik.
Uzun cümlelerle vermek istediği mesaj, gündemin arasında boğuluyordu.
Ne yalan söyleyeyim, CHP’nin muhalefeti etkisiz yaz yağmurları gibiydi.
Ne toprak yağmura doyuyordu ne de kuraklığa çare idi..
Bir de CHP’li Mustafa Alper Menteşoğlu ile Hüseyin Tintaş’ın duruşunu beğenirim. Ama bu isimlerin dışında CHP, TBMM’de gördüğümüz muhalefet ruhundan çok uzaktı..

MHP GRUBU
Bana sorarsanız, yeni yıla yelken açacağımız şu günlerde.. MHP’ye karne notu vermemiz gerekiyorsa, her biri yıldızlı pekiyi hakkediyordu..
Her biri bir Aslan gibiydi..
Ankara siyasetinde ülke çıkarları adına AK Parti-MHP yakınlaşmasının katkısı neyse, yerelde tam zıt bir kutuplaşma yaşanıyordu. Kutuplaşmadan kastım durduk yerde, gereksiz bir muhalefet sergilemeleri değildi. İsterlerse susup, olup bitenlere kayıtsız kalabilirlerdi.
Ama yapmadılar. Hiç biri ne haksızlığa boyun eğdi ne de yanlışa suskun kaldı.
Daha ilk günden beri, idarenin ne yanlışı varsa.. Gerek denetim raporlarında gerekse yapılan her noksan hizmette bildiğiniz ‘hukuk mahkemeleri’ gibi çalıştılar.
Her ortamda söylüyorum;
MHP Grup Başkanvekilliği ana sütü gibi helaldir, Emir Selim Yazar’a..
Muhteşem yürüttü, hiçbir alengerli işlerin odağında olmadı.
Seyfi Başkan’ın her yanlışını, idarenin kayıtsız kaldığı her anı cesurca anlattı..
Doğruları baş tacı etti, her yanlışı dibine kadar eleştirdi.
MHP’li İbrahim Yavuz ise sadece meclis üyesi olarak değil, mahalle muhtarı gibi çalıştı.
Her gün sahadaydı. Her gün bir mahallenin eksiğini, sorunlarını fotoğraflıyor, anında müdahale ediyordu. Halkın sesi oldu. Nerede bir hata, bir usulsüz bir adım varsa, orada bitiyordu.
Üstelik çatır çatır belge ortaya koyuyordu.
Her ayın ilk haftasında, meclis oturumlarında paylaştığı her bilgi idareyi zor duruma düşürüyordu. Seyfi Başkan’ı birçok kez yanlıştan dönmesini sağlayan da İbrahim Yavuz’du..
Birçok sorunun çözülmesine de katkı sundu.
Sosyal medyayı en doğru kullanan, ‘yarın ne yazacak acaba’ diye birilerinin uykusunu kaçıracak kadar cesurdu..
MHP’li Osman Çolak aynı keza.. Üslubunu, haksızlıklara karşı dik duruşunu hep beğenmişimdir. İskenderun’un numarataj haritası gibidir. Şak diye nerede ne olmuş, nerede hangi sorun var, bilirdi. Enerjisi, bitmek bilmeyen azmiyle MHP’ye güç verdiğini söyleyebilirim.
Adnan İşler ve Bekir Bozdoğan’a gelince.. MHP Grubu hep bu iki ismin ağabeyliğiyle cesaret buldu. Bugün mecliste en güçlü bağı, aile ortamındaki en belirgin sıkı yapıyı MHP’de açıkça gözlemliyoruz. Meclis oturumlarını heyecanlı kılan, sorunların dillendirilmesinde en büyük pay MHP’ye aittir.
***
Demem o ki;
2017’de MHP’nin karnesi pekiyi notlarla doludur.
CHP’nin toparlanması, özellikle sahada daha çok görünmesi gerekiyor.
Geçer oyun düzlüğe çıkması, halkla iç içe olmalarına bakar.
2017’de ortalamanın çok altında kalan AK Parti ise İskenderun’da yalnızları oynuyor.
AK Parti Grup Başkan Vekili Abit Erol yalnız kaldığı müddetçe ve birçok yanlışa seyirci kalmaları halinde o notların da bir hükmü yoktur. Sahadan uzaklaşan, idareye proje sunamayan, sağır sultanın işittiği her yanlışı görmezden gelen bir AK Parti meclis grubundan, İskenderun için 2018’de bir şey beklemek mümkün mü?
Yeni yılda umutlarımız yeşerir mi?

ŞAHİNBEY BELEDİYESİ’NDEN EKSİĞİMİZ NEDİR?
Bazen örneklerle kıyaslamak iyidir. Kim hangi imkanlarla neler yapıyor açıkça görebiliyoruz. Örneğin Gaziantep’in Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, öğrencileri eğitime teşvik etmek için ilçede ikamet eden tüm aktif lisans ve ön lisans üniversite öğrencilerine 200 Lira destekte bulunuyor.
Peki, İskenderun Belediyesi neden bu tür önemli bir desteği öğrencilerimizden esirgiyor?
İş lafa gelince, üniversitenin yanındayız diyoruz, ama kapıdan çıkınca oralı değiliz
İskenderun Teknik Üniversitesi’ne destek vermek, bizim belediyenin hizmet kapsamı içinde yer almıyor mu?
Şahinbey Belediyesi kendi öğrencisine sahip çıkabiliyor da, İskenderun Belediyesi neden burun kıvırıyor? Bütçede para mı yok?
Bilboardlara, kültür harcamalarına, reklamlara bütçe ayıran, sıra öğrencilerimize gelince sahip çıkamaz mı?
İSTE’li öğrencileri eğitime teşvik etmek, meseleden sayılmıyor mu?
Bizim Şahinbey Belediyesi’nden eksiğimiz nedir?