SAYGIMIZ OLSUN!


Vatan’ın bölünmez bütünlüğüne kasteden..
Yetimin hakkını yiyip, yolsuzluk yapan..
Dilimiz, dinimiz, ırkımız ne olursa olsun; aramazdaki kardeşlik iklimine fitne sokan..
Bölücülük yapan..
Şer’le beslenen..
Kan döken..
Terör odaklarıyla hareket eden..
Her kim ise, benim gözümde haindir!
Onun dışında; Sırf siyasi fikir ayrılıkları yaşanıyor diye.. Birinin, ötekine ‘vatan haini’ deme hakkı var mı?
Allah herkese akıl vermiş.. İnsanoğlu neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt edecek kadar akıllıdır.
Baskı niye?
Ben hayatımda böyle bir seçim süreci yaşamadım!
Siyasi parti temsilcilerinin birbirlerini bile görmeye tahammülleri yok!
Öyle ki, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bile, hakaretler havada uçuşuyor!
Oysa 23 Nisan çocukların bayramıydı..
Makam da, koltuklar da onların.. Temsilen oturdukları makamda gülen, tebessüm eden bir tek onlar vardı..
TBMM’nin açılışının 98. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu’nda sadece tartışma ve gerginlik dinmedi.
Neden?
Böyle mi çocuklarımıza örnek olacağız?
Bu şekilde mi, onlara ‘demokrasi’ vaadeceğiz
Salı günü oturumları dahil, tüm TBMM oturumlarında olaysız geçen tek bir gündem bile yok! Şimdi de.. CHP, İYİ Parti seçimlere katılabilsin diye 15 vekil verdi diye kıyamet kopuyor..
İttifaklar oluşuyor diye, saç baş yoluyoruz..
Oysa Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Tuğrul Türkeş gibi isimler hangi partiden AK Parti’ye geçti, hepimiz biliyoruz.
Ne var bunda?
Bugün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun terörle mücadeledeki gayretini takdir ediyorum..
Numan Kurtulmuş’un üslubunu, duruşunu beğeniyorum.
AK Parti’nin ülkeye katkısını da biliyorum.
Bu demek değildir ki, AK Parti’nin yanlışları yok.
Bunları dillendirmek suç olmamalı..

‘Benden değilsen, vatan hainisin’ algısı yaratmak o kadar tehlikeli ki, bugün insanları ayrıştıran özelliklerin başında geliyor..CHP’nin söylemlerine zaman zaman çok kızıyorum.. Birçok yanlışın peşinde sürükleniyorlar..
Ama bu demek değil ki, doğru tespitleri de yok..
Bazen ‘İyi ki bu konuya değiniyorlar’ diyorum..
MHP’nin de, Türkiye’nin iç ve dış odaklı pek çok meselesine duyarlı yaklaşması ne diye sağduyulu vatandaşlarımızı rahatsız etsin ki?
Veya Meral Akşener’in korkusuzca, her yanlışın karşısında durmasının ne sakıncası olabilir ki? 
MHP’nin, AK Parti’yle olan Cumhur ittifakı duruşunu ne kadar önemsiyorsam..
CHP’nin, İYİ Parti ile ittifak sürecini ve Saadet ile dirsek temasını da heyecanla izliyorum..
Bunda birşey yok!Ya da altından buzağı aramanın manası yok!
YSK bu hakkı veriyorsa ve seçim pusulasında hangi siyasi partinin adı geçiyorsa, seçmenin gönül verdiği isimlerden yana tercihini kullanması ‘demokrasinin’ gereğidir.
Bu durumu, bir yerle çekmenin..Bu süreçte insanları bir takım odaklarla bir arada göstermenin yol açacağı tahribatın şiddeti büyük olacaktır.
Benim yanıbaşımdaki komşumun hangi partiye gönül verdiği beni ilgilendirmemeli.

O’nun insanlığı, memlekete katkısı, doğru ve dürüst olması, Vatan’a olan bağlılığı, çalışkanlığı, üretkenliğidir, benim için önemli olan..
Ülkesini, kendi menfaatleri üstünde tutan her kim ise, ondan bir vatan haini çıkmaz!
Rahat olun..
İster AK Parti-MHP’ye..İsterse CHP-İYİ Parti ve Saadet’e oy versin.. Korkmayın!
Türkiye kalkınıyorsa, partisi, dili, dini, ırkı ne olursa olsun.. Bir ve beraber, birbirimize omuz verdiğimiz içindir.
Sanayicilerin, işadamlarının, meslek kuruluşlarının, kısaca üretime katkı sunanların hepsi AK Partili değil ki?
CHP’li, MHP’li, İYİ Partili de var aralarında..
Çünkü biz birlikte Türkiye’yiz!
Kardeşçe bir arada yaşayabildiğimiz sürece güçlüyüz!
Hoşgörü içinde birbirimize sevgiyle yaklaştığımız sürece etle tırnak gibiyiz.Siyasi görüşümüz ne olursa olsun.. Birbirimizi kırmaya, ortalığı velveleye vermenin gereği yok..
Vereceğimiz her karar, Türkiye’nin gücüne güç katsın..
Demokrasiye olan inancımızı artırsın..