Dün sabah, TBMM İdare Amiri ve AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar ile Belediye Başkanı Seyfi Dingil’in basın toplantısında bir aradaydık.
Sorular da ardı ardına geldi.
Referandum sonucundan, İskenderun’da yapılan hizmetlere kadar birçok konu konuşuldu. Aslında yazılacak çok konu var. Ancak önemli olan ve halen çözüm bulamayan konuları paylaşmak istiyorum.
Çünkü bunlar günlük yaşantımızı etkileyen hususlar..
Örneğin İçmesuyu Arıtma Tesisi;
Bu konu hakkında en az 20’nin üzerinde yazı yazdım, eleştirilerim oldu.
Fakat bir sonuca ulaşabilmiş değiliz.
Milletvekili Karasayar, içmesuyu arıtma tesisinin ‘geçici kabulü’ için, HATSU’yu göreve çağırdı. Diyor ki;
“İçmesuyu arıtma tesisinin eksiklikleri olabilir. Ancak Devlet Su İşleri ile yaptığım görüşmede, bu tesiste var olan eksiklikler hususunda gerekli paranın mevcut olduğunu söylediler. Lütfü Savaş bu tesisin geçici kabulülünü yaptıktan sonra, eksiklikler neyse, envanterler listesi tamamlandıktan sonra bu para kendilerine ödenecektir. Bu işe ayrılan para halıhazırda bekliyor. Eksiklikler tamamlanınca da her iki taraf görüşbirliğine varıp, ‘kesin kabülü’ yapılır.”
Milletvekili Karasayar, arıtma meselesini Lütfü Başkan ile iki kez görüştüğünü de söyledi. Sanırım bir sonuç çıkmadı..
Ama aynı gün HATSU’nun basın mensuplarıyla paylaştığı bir bilgiyi öğrendik.
Basın bülteninde, “Erzin Atıksu Arıtma Tesisi inşaatının tamamlandığı ve geçici kabulünün yapıldığı” duyruldu. Peki İskenderun söz konusu olunca, ‘Geçici kabul’ neden sorun oluyor?
Milletvekili Karasayar, işin çözüme kavuşması için Hatay Valisi Erdal Ata ile görüştüğünü de aktardı. Taraflar bir araya gelir mi? Bilmiyorum..
Lütfü Başkan sanırım, ya DSİ’ye güvenmiyor ya da yaklaşık 2-3 milyon liralık masrafın HATSU’yu sıkıntıya düşüreceğini düşünüyor.
Fakat gerçek şu ki;
Halen Aslantaş Barajı’ndan gelen su arıtılmadan denize dökülüyor.
Yazıktır, günahtır!
Kaldı ki, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil de, HBB’ye bağlanan ünitelerden belediyeye düşen payın ödenmediğinden de şikayetçi..
“Alacağımız var, HBB ödemiyor” dediğini defalarca işittik.
İşte bu konu temel açıdan, haşereyle mücadeleyi de kapsıyor.
Hatırlarsanız; geçtiğimiz yıllarda ilaçlamayı İskenderun Belediyesi yapıyordu, ancak Sayıştay Raporu’nda zimmet çıkınca, ilaçlama işi için HBB’ye defalarca dilekçe yazıldı, çağrıda bulunuldu. Bıçak kemiğe dayanınca da, İskenderun Belediyesi, HBB’yi mahkemeye verdi.
Seyfi Başkan dünkü basın toplantısında ‘İlaçlama Dosyası’nı gazetecilere dağıtırken işte bu noktaya değindi.
O dosyanın içinde, Sayıştay raporu ve ilgili mahkeme kararları vardı, okudum.
Özetle, HBB’nin görevi olan ilaçlama işini İskenderun Belediyesi yaptığı için Sayıştay’ın zimmet çıkardığı ve bugüne kadar harcanan yaklaşık 2.5 milyon liranın HBB’den tahsil edilmesi gerektiği raporda görülüyor.
Dosyadaki ilgili belgelere bakıyorum, Sayıştay raporunun 7. ve 9. Maddelerinde bu durum belirtilmiş!
Örneğin Antalya örneği var.. İlgili mahkeme Büyükşehir kanununa dayanarak, ilaçlama işinin sorumluluğunu büyükşehire yüklemiş, iyi mi?
Seyfi Başkan açıkça, “Danıştay 8. Dairesi’nin 2007/2600 esas no ve 2008/2269 karar no ile onayladığı Antalya 1. İdare Mahkemesi’nin 2006/182 esas no ve 2006/1776 kararı neticesinde, ‘Haşere ve sivrisinekle mücadele ve ilaçlama görevinin büyükşehir belediyelerine devredildiğini bildirdi.
Ayrıca, 15 Ağustos 2016 tarihinde ise HBB’ye yazdıkları dilekçeyi gösterip, ‘ilaçlama yapmayacaklarını ve gerekli önlemlerin alınması’ gerektiğini o tarihte hatırlattıklarını anımsattı.
Dilekçede, 2014, 2015 ve 2016 yılında yapılan harcamaların parasal karşılığının da İskenderun Belediyesi hesabına aktarılması isteniyor.
İskenderun Belediyesi ‘ilaçlama’ meselesini ‘mahkeme’ kararlarına dayanarak anlatıyor. Ama ne yazık ki, HBB ‘olumlu veya olumsuz’ henüz bu konuda tek bir açıklama yapmadı.
Milletvekili Orhan Karasayar, Vali Erdal Ata ile bu konuyu görüştüklerini, HBB ile ilçe belediye başkanlarının bir araya geleceği toplantıda sonuç çıkmasını umut ettiğini söyledi. Hatta Seyfi Başkan, “Bizim elimizde ilaçlamayı yapacak araç ve envanterler mevcut. Büyükşehir Belediyesi ilacı alsın, biz kendilerine yardımcı oluruz” diyerek, ‘birlikte çalışalım’ önerisi de sundu.
Bakalım, bu çağrıya HBB kulak verecek midir? Göreceğiz.
Sonuçta öyle ya da böyle zararı bizler, yani İskenderun halkı çekiyor.
Yazık değil mi?
***
Bu arada, Feyezan Kanalı’nda kot farkı oluşan yerlerde, yapılan ‘demir korkuluklar’ yolla aynı seviyede duruyordu. Seyfi Başkan eleştirileri dikkate alarak, DSİ ile yapılan görüşmeler neticesinde ‘beton bloklar’ halinde o duvarların yükseltileceğini ve üzerine demir korkulukların konulacağını duyurdu. Ayrıca, feyezan kanalı üzerinde yapılan yeni köprülerin gözden geçirileceğini ve merdiven kısımlarının yeniden yapılacağını aktardı.
Seyfi Başkan son olarak, “Feyezan Kanalı üzerine iki yeni köprü daha yapıyoruz” diyerek, eleştirileri dikkate aldıklarını da söyledi.