ZAHMETSİZ RAHMET OLMAZ!


Endüstri 4.0’ı konuşuyoruz. Yani sanayi devrimini!
Türkiye’de özellikle sanayi sektörü, üretim akışlarında uyguladıkları değişiklikler ve stratejileriyle Endüstri 4.0 devrimine öncülük etmeye çalışıyor.
Bunların başında Tosyalı Holding geliyor.
Ülke vizyonu ve mühendislik kültürü bu değişimin olmazsa olmazıdır!
Şirketler artık, seri üretimdeki hız, kalite ve tecrübe parametreleriyle birlikte yüksek teknoloji gücüne sahip olmalarıyla fark edilmek isteniyor.
Neticede Çin tehdidi kapımıza dayandı!
Türkiye, zirveye hızla yükselen Çin ve Hindistan gibi dinamiklere kaptırmamak içinde ellerindeki geleneksel üretim modellerini, var olan teknolojik birikimleriyle birleştirmek zorunda. Bu yüzden Endüstri 4.0’ı sık sık telafuz etmeye başladık!
İstiyoruz ki, bunu fırsata dönüştürelim!
İskenderun Teknik Üniversitesi(İSTE), Rektör Prof. Dr. Türkay Dereli kaptanlığında aylardır her hizmeti ‘Teknoversite’ anlayışıyla Endüstri 4.0’a endekslemeye çalışıyor. Bunun için altyapı ışığında sıkı bir çalışma döneminden geçiyor.
İSTE’nin akademik kadrosu hazır..
Rektör Dereli de, varını yoğunu ortaya koyuyor!
Üniversitemizdeki çalışmalara bakılacak olursa, çok verimli hazırlıklar yapılıyor.
Şimdiden İSTE kampüsü şantiyeye dönüşmüş durumda!
Galeriler yapılıyor, alt geçit bağlantıları kuruluyor..
Hatta Rektör Türkay Dereli’nin deyimiyle, kampüs, katı atık üretmeyen bir üniversiteye dönüşüyor. En azından minimize edilecek!
Rektör Dereli’nin her alanda gençleri, değişime ve dönüşüme empoze etmeye çalışması gurur verici.. Bilime ışık tutmaya çalışıyor.
Bu konuda iş dünyasıyla ‘entegre’ halinde..
Hayırsever İşadamı Nuri Üysen’in de Bilim Merkezi için destek olacağını işittim.
Gururlandım.
Türkiye’nin refahı için hepimize iş düşüyor!
Dün, İSTE’deki ağaç dikme etkinliğine katıldığımda, Rektör Dereli’nin ‘Zahmetsiz Rahmet Olmaz’ sözleri, azmin ve kararlılığın boyutlarını özetlemeye yetiyor.
Gençlere verilen değerin boyutu bununla da sınırlı değil.
Endüstri 4.0, önceki gün İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda da masaya yatırıldı. Siemens’in Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy’u dinlerken, Türkiye’nin bu konuda ciddi bir çalışma başlatması gerektiğini düşündüm.
İTSO Başkanı Levent Yılmaz’ın, “Ülkemizin bu sürece adapte olabilmesi için öncelikle işgücü kalifikasyonunun artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Genç nüfusa sahip ülkemizde gençlerimizi Endüstri 4.0’ın gereksinimleri doğrultusunda yetiştiremezsek, başa çıkılması güç sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz” şeklindeki sözleri, İSTE’ye büyük bir görev düştüğünü anımsatıyor.
Zira, İSTE tüm ekibiyle omuzlarındaki sorumluluğunun farkında..
O yüzden hedef çok büyük!
Ancak bir konu daha var ki; İTSO Başkanı Levent Yılmaz dillendirdi.
İskenderun’da faaliyet gösteren Bilim Sanat Merkezi’nde eğitim gören 96 öğrencinin, bilim ve sanat ışığında, ortaya koyacakları çalışmaları başarıyla yürütmesi için bir ‘envanter’ şablonu ortaya çıktı.
Belki de Bilim Sanat Merkezi’ni ilk kez işitiyorsunuzdur.
Burada eğitim gören çocuklarımızın IQ’su oldukça yüksek.
Belki de her biri, ileride bir bilim insanı olarak karşımıza çıkabilir.
Levent Başkan, Bilim Sanat Merkezi’nde bu envanterlerin oluşması için 500 bin liralık bir yatırımın yapılması gerektiğini anlatıyordu.
Sağolsun, İTSO olarak desteğe hazır olduklarını, iş dünyasının da katkısını beklediğini söyledi. Endüstri 40.’ı konuştuğumuz bir dönemde, bu katkı yeni bir dönüşüme olanak sağlayacaktır.
Emeğe geçenlerden Allah razı olsun!
Bu ışık, İskenderun’un geleceğine de büyük değer sağlayabilir.
Ben buna yürekten inanıyorum!

O KART VAR YA..
Toplu ulaşım araçlarında bazı haddini bilmez şoförler var ki, zihinsel veya bedensel engelli çocuklarımızı ve refakatçilerini kovuyor. Üstüne üstlük hakaret ediyor!
En son örnek, Bursa’da yaşandı!
Bir çocuğumuz ve babası, kartı göstermelerine rağmen otobüsten kovuldu!
İtiraz etmelerine rağmen, şoför ayağa kalktı, bir çocuğu tekmelemediği kalmıştı! Oysa, çocukların elinde Aile ve Sosyal Palitakalar Bakanlığı’nın kartı var. O kartta şu yazıyor; ‘Ücretsiz ulaşım kartı!’ Ne demek bu? O engelli kardeşimizi paşalar gibi taşıyaksın! İki lira için afra tafra yapmayacaksın!
Taşımadı ama, neticede o şoför kovuldu!
Haketti! Mazallah, bazı utanmaz, arlanmazlar, o kartın ne anlama geldiğini halen bilmiyor.
O bilmeyene de şoförlüğü layık görüyorlar! Benzer uygulama 65 yaş üstü emekliler için de geçerli! Ama ne yazık ki birçok yerde, buna İskenderun da dahil, emekliye karşı kimi şoför burun kıvırıyor, kimisi ise bir hakaret etmediği kalıyor.
En başta bunu yapan vicdansızın ta kendisi! Yaşlanmayacağını sanıyor! Bazılarıysa potansiyel engelli olduğunu unutuyor.. Herşeyi bırakın bir yana; İnsanlık öldü mü yahu!? Tekrar tekrar söylüyorum.. Bu kartlar ilgili bakanlıklar tarafından süs olsun diye verilmiyor. O kartı gözünün için sokuyorlarsa, ya adam gibi gereğini yapacaksın ya da şoförlüğü bırakacaksın! O kartın tercümesi budur!
Bu kadar net..