KARAR VAR, UYGULAMA YOK!

Tarih 18.11.2009..
O dönem; başkanların, bürokratların altına imza attığı ‘Mahalli Çevre Kurulu Kararı’nı inceliyorum.
Vali yardımcısından, defterdarına.. Başkanlarından çevre ve orman müdürüne kadar herkes o toplantıdaydı.
Konu taş ocakları!
Aradan 4 yıl geçiyor..
10 Nisan 2013 tarihinde bu kez taş ocakları işletmecilerinin katıldığı toplantıda onlarca maddelik karar alınıyor.. Hoş bu kararların altına da o işletmeciler imza atıyor..
Aradan 11 yıl geçti, İskenderun’da ki taş ocakları işletmecilerinden kimler kaldı bilmiyoruz.
Kalanlara da bakacak olursak, patlattıkları dinamitlerle ‘buradayız’ mesajı vermeyi sürdürüyorlar.
Peki alınan kararlar neden yok hükmünde sayılıyor?
Bu cesareti nereden buluyorlar?
Nerede denetim?
Nerede yaptırımlar?
Bunu yazarken, karar vericilerin kağıt üzerine taşıdıkları ama dikkate alınmayan ’geçersiz’ kararları gözden geçiriyorum.
Neler var neler;
Madde madde yazıyorum;
– Ormanlık alanlar içerisinde taş ocağı açmak için çok sayıda ağacın kesildiği ve uluslararası biyolojik zenginliğe sahip olan Amanos dağlarının flora ve fauna açısından zarar gördüğü, ekosistemin tahrip edildiği..
– Görüntü kirliliği oluştuğu..
– Toz bastırma sistemlerinin yeterince çalıştırılamadığı, bu yüzden çevrede bulunan yerleşim yerleri ile dikili ve ekili arazilerde toz emisyonundan kaynaklı zararların oluştuğu..
– Bazı ocakların, karayollarına yakınlığı sebebiyle patlama sonucu ceviz ve portakal büyüklüğünde taş parçacıklarının yola sıçradığı ve ulaşımı tehlikeye soktuğu..
– Evlerde yapısal hasar oluşturduğu ve insanlarda korku ve paniğe yol açtığı..
– Uygunsuz çalışmalardan dolayı, doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının yapılamayacak şekle getirildiği yönünde..
Hepten bir tahribat söz konusu..
Aynı kararın en önemli kısmını en sona bıraktım.
Şöyle ki;
Taş ocakları ‘görsel kirlilik’ ve ‘olumsuz çevresel etkiler oluşturmayacak’ şekilde İskenderun körfezine bakan yamaçların dışındaki arka bakılara veya alan dışındaki kısımlara yönlendirilecek..
Hani nerede?
Madem denize ve yerleşim alanlarına bakan kısımlarda, uzaklaştırma söz konusu.. Biz neden göremiyoruz?!
Kararların arasında yer alan ‘etkin denetim’ maddesi neden işlem görmüyor?
Bu kararları dikkate almayanlara ‘yaptırım uygulanır’ ifadesi neden değersiz kalıyor?
İskenderun’un tüm güzelliğini bozan, Amanoslar’ın ekosistemini tahrip eden taş ocaklarının yarattığı doğa katliamını görünce hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Neden gereğini yapmıyoruz?
Hangi sebeplerden korkuyoruz?!