MARİNA’YI YAPIN, YERLİ BALIKÇI’YI DA KORUYUN!


Madenli Balıkçı Barınağı’nda; Marina, HADO ve su sporları faaliyetleri kapsamında yeni yatırımlar yapılacak.
Elbette bu hizmetleri önemsiyorum..
Bunları duymak heyecanımı ve umutlarımı artıyor.
Ama İskenderun’u da düşünmek zorundayım!Ben, HADO ve Marinanın İskenderun’da yapılması taraftarıyım.
Konu turizm ise, Arsuz ve İskenderun’u bir bütün olarak değerlendirmeliyiz.Arsuz’da altyapı henüz yeterli değil. Yeni yatırımlara ihtiyacı var.
Yazın 250 bin nüfusu aşan Arsuz’da yollar, caddeler tıkanıyor.
Sağolsun, AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel’in gayretleriyle bu yıl hastanenin temeli atılıyor.
Takdir edersiniz ki, Büyükşehir kanunu ile en büyük coğrafyaya sahip Arsuz, en güzel yatırımları hakediyor.
Ancak, Belediye Başkanı Fatih Tosyalı’nın girişimleriyle canlanan İskenderun sahil kordonuna birçok sosyal tesisin yapılması için düğmeye basıldı.
Sosyal tesislerin biri restorana dönüşüyor.
Daha plaj yapılacak.
Sahile seyir terasları konuşlandırılacak..
Böyle bir süreçte İskenderun’da marinanın ve HADO’nun olması kaçınılmaz.
İlla Arsuz Madenli Barınağı diretmek yerine; daha esnek, daha bilimsel verilerle, teknik adımlarla ilerlemek daha doğru olur.
Biliyorsunuz ki, Madenli Barınağı gündeme gelir gelmez, balıkçı esnafı mağduriyet yaşadı.
Oraya Karataş’tan, Samandağ’dan ve diğer ilçelerden gelen balıkçıların kendi barınaklarına dönmüş olmasını kabullenirim.
Fakat, yerli balıkçılarımızın gidecek yeri yok..
İskenderun ve Konacık’ta kapasite doldu.
İçlerinden birçoğu mağduriyetin giderilmesi için Hatay Valiliği’ne ve Arsuz Kaymakamlığı’na seslerini duyurmaya çalıştı.
Olmadı, CİMER’e başvuranlar oldu.
Elime CİMER’in yanıtladığı bir yazı var.
Cevap şöyleydi;
“Bakanlığımızca devralınmamış, sorumluluğu halen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda bulunan, balıkçılar tarafından kiralanmak istenmeyen Madenli Balıkçı Barınağının bir bölümü balıkçılara hizmet verecek şekilde dizayn edilerek ve gerektiğinde balıkçıların da kullanımına izin verilmesi koşuluyla Hatay Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına tahsis edilmesi uygun bulunmuştur.”
***
Aynı yazıda Madenli Balıkçı Barınağı’nın poyraza açık olması endişesi paylaşılıyor.
Elektrik, su, güvenlik sorunu dillendiriliyor.
Girişteki keskin rampaya vurgu yapılıyor.
Bağlantı yolu boyunca arazilerin özel mülk olmasının altı çiziliyor..
Şimdi hal böyle iken..
Madenli Balıkçı Barınağı diye ısrar etmek niye?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, “Gerektiğinde balıkçıların da kullanımına izin verilmesi koşuluyla” dediği CİMER yazısında, balıkçıları dışlamak, onlara kapıyı göstermek ne kadar doğru?
Böylesine bir adım, koşullara kulak tıkamak anlamına gelmiyor mu?
Dersiniz ki.. Barınağın arka kısımlarında yerli balıkçıların kullanımına yeni bir yer tahsis edilir, anlarım..
Ama yok, ‘Çıkın, ne haliniz varsa görün” şeklinde bir yaklaşım, bakanlığın görüşünü hiçe saymak demektir.
Bu durumdan çıkan sonuç budur..
Ve hiç kusuruma bakmayın, mağduriyet üzerine kurulan tesisler, bu işe hayır katmaz.
Bilakis, yatırımın büyüsünü bozar!Lütfen bakanlığın altını çizerek aktardığı koşulları yerine getirin!

PEKİ YA ÇOCUKLARIMIZ?!
İskenderun Belediyesi tarafından Millet parkına, ‘evcil hayvanlar giremez’ levhaları asılarak kedi köpek gibi hayvanların parka girmesi yasaklandı diye hayvanseverler tepki gösterip, yasağı protesto etti.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.
10 yıldır kaniş türü bir evcil hayvan sahibi olan ben, bu eylemi tek taraflı yorumlama hakkına sahip değilim.
Zaten sahilde evcil hayvanların dolaşması için bir yasak yok.
Ancak parklarda bu yasağın olmasını şu gerekçelerle doğru buluyorum.
Bir; Evcil hayvan oyun parklarına, çimenlerin üzerine pisliyor.
İki; Bu çimenlerin ve oyun parklarının üzerinde çocuklarımız da oyun oynuyor.. Oyun gruplarına dokunuyor.. Yeşilliğin üzerine yatıyor.. Çocuklarımıza bulaşacak hastalığın hayvanseverlerce bir önemi yok mudur?
Tamam.. Köpeğimizi, kedimizi evlerde, odalara alıyoruz.
Ama eğitildiği için salonda, odalarda pislemiyor..
O yüzden diyorum ki;
Belediye, parkların bir bölümünü evcil hayvanların kullanımına açabilir..
Ancak, o parklarda çocuklarımızın da özgürce oyun oynama hakları olduğunu unutmamalıyız.
Bir yandan eğlenirken de, onları hasta ederek cezalandıramayız..
Bir hayvansever olarak ben bu görüşe sahibim!