SIRADA LYS, KPSS OLSUN!


İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Türkay Dereli, çok çalışkan bir isim. İSTE onunla büyüdü, gelişiyor..
Bugün Mimarlık Fakültesi’nden tutun da, kütüphanesine kadar çok şey kazanıyor, İskenderun Teknik Üniversitesi..
İskenderun’a ekstra 4 fakültenin kazandırılacak olması, mükemmel bir gelişme..
Belki ilk defa işitiyor olacaksınız ama, Rektör Dereli’nin ÖSYM İl Koordinatörü olduğunu ben de yeni öğrendim. Bu durumun şöyle bir ayrıcalığı var;
Rektör Dereli’nin bu etkin konumu, ihtiyaç ve talepleri ÖSYM’de dillendirilmesi açısından önemli. Zira, bu konudaki çabası sayesinde, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (ATA-AÖF) merkezi sınavları bundan böyle İskenderun’da yapılacak. Sağolsun rektörümüz protokolü imzalarken, ikinci bir müjdenin de işaret fişeğini yaktı. Diyor ki;
“LYS ve KPSS sınavlarının da bundan böyle İskenderun’da yapılabilmesi için İSTE olarak elimizden gelen çabayı gösteriyoruz, yetkili mercilerle görüşüyoruz. İnşallah bu konuda da İskenderun’a bir müjde verebilmeyi ümit ediyoruz.”
Neden olmasın?
Kısa sürede İskenderun Teknik Üniversitesi’nde çok başarılı hizmetler üreten, Açıköğretim Fakültesi (ATA-AÖF) merkezi sınavlarını İskenderun’a taşıyan, İSTE’yi şantiyeye dönüştüren Rektör Dereli’nin, Allah’ın izniyle LYS ve KPSS’de tuttuğunu koparacağına inanıyorum.
Şimdiden hayırlı olsun!

YOK MU YARDIM EDEN?!
Suriyeli olunca, bütün kaynakları akıtıyoruz. Paradır, yardımıdır, giyimdir, kuşamdır veriyoruz. Elbette ki verilsin. Elbette ki, yardım edelim..
Ama eşit yaşam koşullarına da riayet edelim..
İşte son örnek;
Esentepe Mahallesi’nde kiracı olarak oturduğu evi yanınca, İskenderun Devlet Hastanesi bahçesini mesken olarak kullanmaya başlayan talihsiz anne Zeynep Karaoğlan ve 9 yaşındaki oğlu Eren’in yardımına kimse koşmayacak mı?
O hastane kapısında bu acılı ailenin dramını kimse görmüyor mu?
Ellerinde valiz, iki haftadır hastane bahçesinde anne ile oğlu ne yer, ne içer, kimse merak etmiyor mu?
Övündüğümüz milli gelir tablosu, anne ile oğulun karnını doyurmaya yetiyor mu? Hangi referandum sistemi, 3. Sınıf öğrencisi küçük Eren’in aç karnına okula gitmesine izin verir? Hem gece ayazında, hastane bahçesinde küçük bir çocuğumuzun ders çalışması da ne demek?
Böyle ortalıkta kalmalarına seyirci mi kalacağız?
Devlet’in imkanları, bir anne ile oğlunun mutlu bir yuvada yaşamasına imkan tanımıyor mu? Bugüne dek, Suriyeli mülteciler için 30 milyar lira ödendi.
Şimdi diyorlar ki, İran’dan çıkmaya hazırlanan 3 milyon Afgan, Türkiye’ye gelmek istiyormuş. Başbakan yardımcısı da, ‘Neden olmasın’ diyerek, yeşil ışık yakıyor.. Peki nereye kadar?
Bizler, ‘Anadolu insanlık için bir ana kucağı’ diyoruz, eyvallah..
İyi de;
Durumu kötü olduğu için, belki de eşinden, ailesinden kopmuş annelerimizin, çocuklarımızın durumu ne olacak?
Onların sıcak bir yuvaya ihtiyaçları yok mu?
Nedir çözümünüz?!

SİNEK MESELESİ!
Benim bildiğim en doğru uygulama, sineği uçmadan yok etmektir!
Arsuz Belediyesi de bu anlayışla;
İlçe sınırları içerisindeki dereleri, arkları ve kanalları 45 gün aralıklarla 3 defa granül atmak suretiyle, 35 mahallede de 2 gün arayla da 180 gün olmak üzere 440 bin hektar alanı ULV uygulamasıyla ilaçladı.
Arsuz’da, vatandaşlarımızın rahat bir yaz sezonu geçirmeleri için periyodik olarak ilaçlama çalışmalarının devam ettiğini görebiliyoruz.
İskenderun’da durum nedir? Henüz birşey öğrendiğimiz yok!
En son, İskenderun Belediyesi ile Hatay Büyükşehir Belediyesi(HBB) arasında, “Benim gücüm yok, sen ilaçla” tartışması sürüyordu.
HBB de, ‘Benim yetki sorumluluğumda değil’ diyerek, ilaçlamayı kabul etmiyordu.
O günden bu yana, İskenderun’da dereler, arklar ve kanallar ilaçlandı mı, bilmiyoruz. Oysa Arsuz Belediyesi 45 gündür, tam vaktinde işe koyulup, larva ile etkin mücadele adına gerekli tüm çalışmaları büyük bir titizlikle sürdürüyor.
Peki İskenderun’un günahı nedir?
Yarın günü geldiğinde, mahallelerde, sokaklarda sivrisinekler uçuştuğunda ne olacak? Referanduma bu kadar para harcanırken, maliyet hesabı koymayanlar, söz konusu sivrisinek olunca, neden oralı olmuyorlar? Var mı bir açıklaması?