GELİŞİM ‘UMUDA’ KÖPRÜ OLUYOR


İskenderun’da kanser hastalarının tedavisi için Gelişim Hastanesi çok büyük çalışmalar yaptı. Her seferinde yeni bir kolaylık için çabalayan Gelişim Hastanesi, İskenderun’da eksikliği hissedilen Radyoterapi hizmetlerini getirmenin mutluluğunu yaşıyor. Sağlıkta devrim oluşturacak her uygulamada kararlılık gösteren Gelişim Hastanesi Sahibi Metin Yıldız’ın, verdiği her sözü yerine getirmek için gösterdiği kararlılığı takdir ediyorum.
Bu manada Gelişim Hastanesi’nin, kanser tedavisinde önemli başarılara imza atmış olan Başkent Üniversitesi ile işbirliği içerisinde olmasını önemsiyorum.
Çünkü bu işbirliği sayesinde İskenderun Gelişim Hastanesi’ne Radyoterapi alanında özellikli tedaviler yapabilen, modern ve ileri teknolojiye sahip bir radyoterapi cihazı kurulacak. Bu şu demek;
Bu cihaz ile tedavi etkinliğinde artış ve yan etkilerde azalma bekleniyor.
Dahası, iki hastanenin hekim kadrosu, fizik mühendisleri tedavi planlamalarında ortak çalışacak. Ayrıca bu güçbirliği ile İskenderun’da eksikliği hissedilen tıbbi hizmetlerde yeni adımların atılması da planlanıyor.
Kanser çağın hastalığıdır.. Yol, zaman gibi etkenlerin önüne geçen bu uygulama, üniversite desteğiyle kanser hastalarımız için ‘umut’ olacak.
Bu işbirliğini, sağlık açısından bir devrim olarak görüyorum.
Başkent Üniversitesi Kurucusu ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof.Dr. Mehmet Haberal ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ali Haberal’ın İskenderun’a sağladığı bu desteğin devamı da gelecek.
Cumartesi günü Gelişim Hastanesi’ndeki ‘dev buluşma’yı sabırsızlıkla bekliyorum. Bu hayati önem taşıyan ‘Sağlık köprüsünü’ kuranlardan Allah razı olsun!

İZİN VERMEYİN!
İskenderun’da birçok yer var ki, hem görüntü kirliliği oluşturuyor hem de can güvenliğini hiçe sayıyor.
Aslında bu yerleri daha çok uyuşturucu bağımlıları mesken olarak kullanıyor.
Elbette ki tehlike oluşturuyor!
Kaldı ki, şehir merkezinde yanmış, yıkılmış bir görüntü veren bu metruk binalar, görüntü kirliliği de oluşturuyor.
Kimindir, niçin bu şekilde bırakılmış bilinmiyor.
Bunların ya restorasyona ya da yıkıma zorlanması gerek.
Hakikaten yakışmıyor!
Bir de İskenderun şehir girişinde bazı arsalar var ki, sahibi dilediği gibi kullanıyor. Üstelik ruhsatı olmadığı halde ya konteyner koyuyor ya da, üzerini dağ yığını haline gelmiş toprakla örtüyor.
Böyle bir kurnazlık olamaz, izin verilemez..
Düşünsenize;
Şehir merkezine doğru yol alıyorsunuz..
Solda toprağı yıkmışlar. Neden?
Modern Evler kavşağından içeriye tırlarla konteyner yükleniyor.
Güya görünmesin diye, akıllarınca çözüm üretmişler..
Peki kocaman Tır’ların geçişi ne olacak?
Adam, konteyner yüklü araçla, Modern Evler kavşağında manevra yapıp, trafiği tehlikeye sokuyor. Allah korusun ama, o dönüş esnasında yanından geçen bir otomobili veya motosikletliyi altına alsa, ne olacak?
Nasıl izin veriliyor? Bilmiyorum..
Bundan böyle, o bölgede arazisi olan herkes, etrafı toprakla çevirip, yükleme/indirme yapsın, iyi mi?
Böyle bir güzellik olabilir mi?
Bir konu var ki, daha önce defalarca yazdım.
Sakarya Mahallesi’nde yarım kalan yurt binasının kaba inşaatı öylece duruyor.
İskenderun Ticaret ve Sanayı Odası Eğitim Vakfı defalarcü istedi, belediye yanaşmadı. Oysa orada uyuşturucu bağımlıları cirit atıyor.
Ne yani, İTSO o yurdu yarın Belen’de hizmete açsa, taş koyanlar mutlu mu olacak? Öğrendiğim kadarıyla ATSİAD da gücü nispetinde yaptıracağı bir yurt için yer arıyor. Memlekette o kadar kullanılmayan binalar var ki, neden hiç kimse yol göstermiyor. Yazık değil mi?