Önceki dönem İskenderun Belediye Başkanlığı yapan Fatih Tosyalı, hiçbir karşılık beklemeden görev yaptığı süre içinde bir araya geldiği insanları ziyaret ediyor. Davetlere icabet ediyor.
Birlik ve beraberliği önemsiyor.
Aslında hasar gören değerlerimizi hatırlatıyor.
Gönül köprüsü kuruyor..
İnsanların selam vermeyi unuttuğu bir dönemde, halkla iç içe olması, tebessüm etmesi, diyaloglara ve iletişime açık olması suç mu teşkil ediyor? Bilmediğimiz, kaçırdığımız birşey mi var?
Ben mi yanlış biliyorum;
AK Parti İlçe Başkanı Bülent Özer ile birlikte aynı partide hizmet vermiyor muydu?
Birlikte yol arkadaşlığı yapmadılar mı?
Bu şehirde hizmet edilirken, birbirlerine danışmıyorlar mıydı?
O gün de birliktelerdi bugün de..
İlla ikisi birlikte bir esnafımıza, bir STK temsilcisine, bir muhtarımıza gidip, bir bardak çaylarını içmek için ucunda siyasi görevi mi olması mı gerekiyor?
Genel merkezin böyle bir kuralı mı var?
Öncelikle ’Dayanışma’ içinde olmak, insani bir vazifedir.
Bırakın siyaseti, onu bunu..
Muhabbet etmek bizim kültürümüzde var.
İçinde muhabbet olmayan, metruk bir harabedir!
Muhabbetin dilini, yüreğinde aynı sevgiyi taşıyanlar anlar.
Bir kahvenin 40 yıllık hatırı var derler ama böyle tipler, insani halleri ve değerleri yok sayıyor.
Bakıyorum da cenazeye, düğüne, mevlide gidemeyenler sırf göze batmasın diye, gidenleri eleştirir olmuş.
Duyguların bittiği yerde boş, hadsiz algı yapıyorlar.
Kaldı ki, Fatih Başkan.. Dünyanın en hızlı büyüyen demir-çelik şirketi olan Tosyalı Holding’in bir hissedarı olarak, ülke ülke gezip tatillere gider, gezilerden başını kaldırmazdı..
Ama o ne yapıyor?
İskenderun’da her kim davet ediyorsa, oraya gidiyor..
İnsanları dinliyor, yardımcı oluyor, destek veriyor..
Birlikte dertleniyor..
Kimi zaman acılarını paylaşıyor, kimi zaman sevinçlerini..
Ne demişler;
Üç şeyini bozma;
Karakterini, kalbini, vicdanını…
Karakter yoksunu ‘Minnoş’lar bunun anlamını bilmez!
Çünkü ‘ZEHİR’ ile besleniyorlar!
Yılmaz AKPINAR