Deprem sonrasında İskenderun sahil şeridindeki çökme nedeniyle, şehir merkezine gel gitlerin de etkisiyle deniz suyu akışı oluyordu.
Bu sebeple AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel, İller Bankası yöneticileriyle bir araya gelerek, kıyı tahkimat çalışmalarını başlattı.
Aynı anda tahrip olan terfi istasyonlarının yenilenmesi için çaba gösterdi.
“Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde” bahanesine sığınmadı, çarşı merkezi zarar görmesin diye kollarını sıvayıp, işe girişti.
Yetmedi, arıtmadan kaynaklı sahildeki koku giderilsin diye 49 Evler’i de bu çalışmanın içine aldı..
Çok şükür, Atatürk Anıt Alanında sular birikmez oldu.
Deniz suyu akışı kesildi.. Yakında koku moku da kalmayacak..
Balıkçı Barınağı’nda da aynı şekilde bir çalışma olduğunu görüyoruz.
Sonrasında sahil boyunca perdeleme çalışması yapılacak.
Gel gitlere rağmen, deniz suyu tehdit olmaktan çıktı. Sular çekildi!
Geçenlerde İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Fatih Tosyalı da anıt alanında bir yükseltme çalışması olabileceğini aktardılar.
Ama görüyorum ki, gelinen nokta için “Elinize sağlık” diyemeyenler..
Şimdi kalkıp sahildeki kıyı tahkimat dolgusu önünde pozlar verip, bu şehir için ‘kimse çalışmıyor’ algısı yaratmaya çalışıyor..
İskenderun, 9 ayda hayat buldu, canlandı..
Sanki durduk yerde düzeldi..
Binlerce depremzedeye kol kanat geren yokmuş gibi, bunların imdadına kimse koşmamış gibi..
İskenderun’u yalnızlaştırılmış gibi hissettirmeye çalışıyorlar..
Önümüz seçim ya.. Bu şehre deprem sonrasında tek çivi çakamayanları kurtarmak için her türlü bahane üretip, olmusuzluklarla besleniyorlar..
Bu memlekette fore kazık olmadan yüksek katlara, bitişik nizamlara izin verenlere laf edemeyenler, varsa yoksa depremden sonra yaraları sarmaya çalışanları dillerine doluyor..
O zaman İskenderun sahipli miydi?
Arkalarından bunlara kimlerin gaz verdiğini biliyoruz.
Bu şehri talan etmeye çalışan fırsatçılar gibi, yiyip içip, timsah gözyaşı döküyorlar..
Yemezler!
Oysa bu şehirde evlerin ışıkları depremden sonra iki ay yanmadı..
Sağlam kalan her evde, 3-5 aile hep birlikte sığındık..
İki gün ekmek bulamadık..
Şehir esnafı işe nasıl, nereden başlayacağım diyordu..
Ne oldu?
Sonrasında iş merkezleri kuruldu, şimdi herkes işinde gücünde..
Salgın hastalık olacak dediler, tutmadı..
Şehir ayağa kalkmaz dediler, toparlandı..
Konteynerler yetersiz dediler, fazlası geldi..
Kalıcı konutlara başlanamaz dediler, hem başladı hem yerinde dönüşüme fırsat doğdu..
Eğitim olmaz dediler, oldu..
Ee hani İskenderun sahipsizdi?
Kendiliğinden mi oldu?
Emeği geçenlerin adını anmak bu kadar mı korkutuyor sizi?
Hiçbir işe yaramayan ağa babanız mı kızar?
İstiyorlar ki, İskenderun batsın, çöksün!
Olmadı ya, şimde başka oyun çeviriyorlar..
Boş işler bunlar.. Nafile çaba!
Herkes olup biteni görüyor..
Emeği geçen vekilimiz Abdulkadir Özel’e, Başkanımız Fatih Tosyalı’ya ve Kaymakamımız Murat Sefa Demiryürek’e ve tüm kurumlara teşekkür ediyorum.
Teşekkür etmek, yöneticilere moral olur. Olsun ki, gayret ve çaba artarak katlansın!
Kim ne düşünür bilmiyorum;
Ben Milletvekili Abdulkadir Özel’i takdir edenlerdenim..
Başkan Fatih Tosyalı’nın gayretine ‘Helal olsun’ diyenlerdenim.
Hiçbir hizmette ayrım yapmadılar..
Abdulkadir vekili ve Fatih Başkan’ı bu boş ağızdan yapılan söylemler işinden soğutamaz.
Herkes işine baksın!
İskenderun’da yapılacak daha çok iş var, boş işler kovalayanlar gölge etmesin yeter!
Tunuslu Sanatçı Emel’in Filistin’deki katliamı işaret eden şarkısını dinlediniz mi?
“Toprağım yok, Vatanım yok. Yüreğim yanıyor..” diye başlıyor..
Biz burada neyi kovalıyoruz, anlamak güç!