Bugün okudum;
İskenderun’da depremin ilk günlerden itibaren vatandaşlara üç öğün sıcak yemek çıkaran Gönül Mutfağı, kentte 18 okulda 5.500 öğrenci için kahvaltı seti hazırlıyor.
Konteyner kentlerde yerleştirilen depremzedelere her türlü katkı sunuluyor.
Bir yandan ağır hasarlı binalar yıkılıyor, diğer yandan deprem konutları yapılıyor.
Acil durum hastanesi bitti, 600 yataklı hastaneye başlandı.
Sahil çöktü, kıyı tahkimat çalışmaları yapılıyor.
Terfi istasyonları yenileniyor.
Konteyner kentte kalan depremzedeler için alışveriş imkanı tanıyan kartlar verildi.
Çarşıda iş merkezleri kuruldu, yerinde dönüşüm için hibe artı kredi imkanı tanındı.
Antakya’nın şehir merkezini imarını tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor.
Burada İlbank ve DSİ işi sırtlamaya çalışıyor.
Yeterli mi? Elbette değil..
Yığınca yapılacak iş var.
Yaraları sarmak öyle kolay değil..
Ancak, AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel ve Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, Ankara’da mesai yapıp, bakanları, genel müdürleri ziyaret ediyor.
Bu şehrin eksiğini gediğini bildirip, ekstra kaynak için çırpınıyor..
Deprem öncesi yarım kalan tüm işlere devam ediyorlar.
Şehri ayağa kaldırmak için yoğun gayret gösteriyorlar..
Bizler de eksikleri görüyoruz, bilgilendiriyoruz.
Sağolsunlar gereğini yapıyorlar.
Burada en azından ulaşabildiğimiz yöneticiler var.
Peki, “Aradığınız kişiye ulaşılamıyor” moduna girenlere ne diyeceğiz?
Varlıklarını hiçbir hizmette, hayır işinde görmüyoruz..
Ama ‘car car’ konuşurlar..
Onlar gibi İskenderun’a katkısı olmayan bir de Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş var.
Ona da ulaşılamıyor!
Depremden sonra İskenderun şehir merkezine, mahallelerine 8 aydır ayak basmıyor.
Ama Antalya Genç İş İnsanları Derneği’nin genişletilmiş üye toplantısına katılabiliyor.
Yakın ya (!)..
Sanırım İskenderun çok daha uzak..
Henüz sorumluluk sahası olan sahilde yıkımdan tek bir taş kaldırabilmiş değil.
Şehir kokuyorsa, sebebi kendisidir..
“İmkanım yok’ deyip, sorumluluk almaktan kaçınıyor.
İşin kolayında yani..
Gelin görün ki;
Burada sadece iş insanlarını geziyor. Vergisini şehir dışında ödeyen firmalara, ‘işlemlerinizi buraya taşıyın’ diyor.
Şimdi mi geldi aklına?
Muhtemelen Hatayspor’a kaynak arıyor..
İyi de vergisini burada ödeyen, binlerce insan çalıştıran firmaların yatırımlarına düne kadar engel olan sen değil miydin?
Düşmez kalkmaz bir Allah!
Daha sahildeki enkazı kaldıramadın ama, park bahçe işlerinde günü kurtarmaya çalışıyorsun.
İskenderun Otogarı’nı yıktın, yerine yenisini yapmak için kılın kıpırdamıyor..
Esnaf ahalisi ‘kümes’ gibi yerde kalıyor..
HADO seferleri, Mersin’den devam ediyor.
Arsuz EXPO’da in cin top oynuyor..
Bu şehide bir tane konteynırın yok.
Ama ekranlardan bir orayı eleştiriyorsun, bir burayı..
Durmuyor çenen!
Peki kendisi ne yapıyor?
Büyükşehir Belediyesi bülten atmış, bilgilendiriyor.
Başlığı şöyleydi;
”Hatay Gastronomi Evi’nde Yemekler Tarih Kokuyor..”
Harika, böyle devam!
Mehmet Şef’in selamıyla;
İyi günler!
