YANLIŞ VE EKSİK BİLGİ, BİLGİSİZLİKTEN DAHA KÖTÜDÜR

Ben İrem, sezgisel yeme ve yeme farkındalığı üzerine çalışan bir diyetisyenim.
İnsanların yiyeceklerle barışmalarına ve sahip oldukları bedende kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı oluyorum.

Strese girmeden, saat odaklı olmadan, bedeninizi yeniden keşfederek, sağlığınızı iyileştirmek isterseniz birlikte çalışabiliriz.

Her meslekte ve her alanda olabildiği gibi yemek yeme ve beslenmenin nasıl olacağı ile de ilgili, çok fazla kirli ve yanlış bilgi var. Çünkü öyle ya da böyle herkes besleniyor. Yaşamak için yiyor veya yemek için yaşıyor bu tartışılır, kimi zevkini çıkarıyor kimi ise vicdan azabıyla yiyor ama dediğim gibi öyle ya da böyle yiyor çünkü yemek yemek zorundadırlar. Hayati fonksiyonlarımızı yerine getirmek için yemek yeriz bunun kadar doğal bir şey olamaz.

Bu alanda tarifler paylaşabilir, eşinizle dostunuzla deneyimlerinizi paylaşabilir veya kendinize iyi geldiğini düşündüğünüz yiyecekleri onlara bahsedebilirsiniz. Bu da çok doğaldır.

HERKESİN HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİ BİR YERDE, BİR İNSAN HER ŞEYİ BİLEBİLİR😊
Sevdiğim bir diziden alıntı yaparak girmek istedim😊 bu gayet açık bir cümle ve olayı özetliyor. Bir konuda, bulunduğunuz yerde kimse uzman değilse; herhangi bir kişi kendini bilirkişi gibi gösterebilir.
Kimisi bunu kendine iyi geldiği için kimisi amiyane bir tabirle eşe dosta hava atmak için kimisi de bilgisiz ve bilinçsiz olduğu için ve sohbet olsun, muhabbetten geri kalmamak adına etrafıyla paylaşmak isteyebilir. Burada tasvip edilmeyen şey kişinin bunu neden paylaştığı değildir.

Karşıdaki kişiye öneri verirken kişi hakkında hastalık veya besinlerle alakalı ilişkisinin irdelenmeden sadece görünüşe bakılarak amacın zayıflatılmaya yönelik olmasıdır. Çünkü amaç burda zayıflamak mıdır yoksa yiyeceklerle arasındaki bağın altında psikolojik bir durum olup olmadığı mı? veya kronik bir hastalık teşhisi olup olmaması, genetik olarak taşıdığı fiziksel ve biyolojik yapısını çözmek ve ona özel bir yaklaşımla sağlığına kavuşturmak mı?

SAĞLIKLI OLMAK DEMEK ZAYIF OLMAK DEMEK DEĞİLDİR.
BEN BİR BESLENME VE DİYETETİK LİSANS MEZUNU OLARAK BESLENME UZMANI UNVANINA SAHİBİM AMA BU ZAMANA KADAR KİMSEYE AYAKÜSTÜ BESLENME HAKKINDA TÜYO VERMEDİM. SOSYAL HAYATIMDA HAZIRCEVAP BİRİ OLARAK BİLİNİRİM VE ONA RAĞMEN BUNU İŞ HAYATIMDA YAPMAMAYA ÇALIŞIRIM ÇÜNKÜ BİZ BİLGİ KİRLİLİĞİNİ YAYARSAK KİM DÜZELTECEK? O ZAMAN BU DÖNGÜYE BİZDE BİR DOMİNO TAŞI KOYMUŞ OLURUZ…

Meslek yaşamımızda çay önermekten öteye gidemeyen ve kısa sürede güzel sonuç aldığını söyleyebilmek adına bazal metabolizma hızının altında diyetler(şok diyet) uygulatarak ilerleyen, geride kalan bozulmuş kan şekerini ve bozulmuş beden algısına bir çelme daha takan, insanların duygularını ve heveslerini sömüren bir ‘diyet’ yaklaşımıyla ilerleyen bazı meslektaşlarım yüzünden bu haldeyiz.
Hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisinden daha çok bahsedip kan tahlili istemeden iş hayatında yumurta bile vermeyen mesleğini layığı ile yapan beslenme uzmanları/ diyetisyenlere tek bir lafım yok çünkü herkes kendi kapısının önünü temizlerse her yer tertemiz olur bu da bizim için yeterli olur.

SEVGİLER..

DİYETİSYEN İREM POLAT
İNSTAGRAM: dyt.irempolatt
MAİL: dytirempolatt@gmail.com