İSKENDERUN LİSESİ TARİHİ VE KAMPUS MİSYONU

İskenderun Lisesi’nin önünden geçiyordum, küllerin altında kalmış, bir zamanların şehir kampusu, sekiz ilçenin tek lisesi…

Erzin, Dörtyol, Payas, İskenderun, Belen, Arsuz, Kırıkhan, Hassa ilçelerinden talebeler bu kampustan aldıkları ışıkları kendi köy ve ilçelerine taşırlardı. Bu değerler hatıraları ve manevi emanetinin son halini görünce duygu (hatırası olan herkesin) ve üzüntü fırtınası içinde kaldım. Evet, bu okul bir zamanlar üniversiteye en çok talebe yerleştiren okullar arasındaydı, Radyoda yayınlanan bilgi yarışmalarında finallere kadar yükselen talebelerin okulu… Talebelerinin çoğu önemli mevkilere gelmiş, dünyaya yayılmış entelektüel şahsiyetler, çok şey yapabilirlerdi, ama ben inanıyorum bu durumdan haberleri olsaydı mutlaka sahip çıkarlardı. Bu okul, İskenderun’dan başka bir şehirde olsaydı gereken değeri bulurdu. Evet, külkedisi şehrin, külkedisi lisesi, ama hikaye burada bitmeyecek, elbet değerin sahibi bir gün nazar eder.

Okula girmişken Okul Müdürü Yaşar Düzen Bey’e uğradım. Beni çok iyi karşıladı ve çay içerken okulun mazisi ve manevi konumunu paylaştık. Onunla sohbetim içime su serpti. Zira okulun ilk yıllarına kadar derin araştırmalar ve çok büyük değişimler yapmış ve kendisinden çok değerli bilgiler aldım.

Yıl 1890, İskenderun’a bir rahip ve rahibe okulu açmak için Katolik Fransa, Osmanlı Devleti’ne müracaat eder. Türk çocuklarının da okuması kaydıyla Sultan Abdülhamit Han tarafından izin verilir. Okul 1901 yılında hizmete girer. O günkü adıyla ana kucağı, ilk, orta, lise eğitimi veren rahip ve rahibe okulu, bugünkü imam hatip okullarının karşılığı, onlar demek ki o yıllarda çocuklarının dini ve ahlaki eğitim de almalarına önem veriyorlardı. Okul, Osmanlıdaki medresenin karşılığı diyebiliriz.

Aynı yıllarda Almanlar Hicaz ve Bağdat demiryollarını inşa etmekteydiler, Fransızlar da Toprak Kale İskenderun demiryolunun taşeronluğunu yaptılar. Bu arada da bölgedeki Katolik tebaanın eğitimini de yerine getirmek istediler. İskenderun, tarih boyunca Doğu Akdeniz’in tek doğal limanı olduğundan bölgeye batılı Katoliklerden göç edenler yerleşmiş ve liman hizmetleri vermeye başlamışlardı, bunlara Levanten de denir. Yakın tarihte 1500’lü yıllara ait konşimento ve uluslar arası ticaret belgeleri bulunmuştu. Doğal liman önceki asırlarda çok daha önem taşırdı. Hatta İngilizler, “İskenderiye ve Beyrut Limanlarını elde tutmak, İskenderun Limanı’nı elde tutmakla mümkündür” derlerdi. Zira çok Haçlı ve ticaret gemisi Doğu Akdeniz kıyılarında kayalara vurarak parçalanmıştı.

1939’da Hatay Anavatan’a katıldığında Kurtuluş İlkokul’u kurulur, orta kısım 1967 yılına kadar devam eder, aynı yıl birkaç ortaokul daha kurulur. Bu arada şunu söylemeliyiz; yapılan halk oylamasında Türkiye’yi tercih edenler Hatay’da kaldı, Suriye’yi isteyenler Suriye’ye göç etti. Ahmet Tümkaya Hatay Devleti içişleri bakanlarından idi, Davut Reyhani Hatay Devleti milletvekili idi, yani Hatay’da kalan her mezhep ve inançtan vatandaşlar Türkiye tercihinde bulunmuşlardı. Şunu da ilave etmeliyiz; Tüm menkul ve gayrimenkullerin bedeli Fransızlara ödenmiştir. Yani bizden Fransızlar hiçbir şey talep edemezler ve tek muhatap Fransa’dır. Ayrıca devri Suriye de onaylamıştı.

Müdür Bey, okulun mazisini ortaya koyan birçok materyal bulup kullanır hale getirmiş. Okulun ilk siyah telefonu çalışır hale getirilmiş ve müdür beyin masasında duruyor. Kuruluş yıllarına ait bir koltuk bulunup onarılmış ve müdür beyin odasını süslüyor. İlk yıllara ait vitray cam işlemeli dolap bulunarak müdür beyin odasına alınmış, daha sonra ilave edilen modüller de aynı vitray ve şekille birebir aynı şekilde yapılmış. Toplantı masası İskenderun Lisesi mezunlarından ve İskenderun eğitiminin değerli simalarından Mehmet Suphi Karamanoğlu ile babası Mustafa Karamanoğlu tarafından 1965 yılında yapılmış…

Müdür beyin odasının duvar lambri, kaplamaları, Demirbaş ve mefruşatı Robert Koleji ile aynı olduğunu öğreniyoruz.
Sehpa üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü’nün çıkardığı “100 Tarihi Lise” adlı bir kitap var, Katalog şeklinde basılmış bu kitaptaki sıralamaya baktığımızda İskenderun Lisesi 1901 yılı ile 38. sırada yer almış ve Hatay’ın ilk lisesidir. Bilgi olarak Antakya lisesinin 1913 yılında 53. Lise olarak kurulduğunu söylemeliyiz.

Kitaptaki resimlere baktığımızda okulun u şeklinde üç binadan meydana geldiğini görüyoruz, ancak ne yazık ki ana bina hariç diğer iki yan bina bilinmeyen sebeplerle çok uzak olmayan bir zamanda yıktırılmış… Ana binanın da yıkılması bekleniyor gibi… Eski okul müdürlerine ait resimler ve okulla özdeşleşmiş öğretmenlerin resimleri sadece kaldırılmamış, imha edilmiş. Sahi bizdeki bu mazi düşmanlığı nedir? O okul, dünya çapında insanlar da dahil birçok değerin hatıralarıyla dolu. Belki de biz bugünkü eğitimden çok, eskisinde ne yaptığına yönlenirsek bu, mevcut talebeleri daha iyi motive edecektir. Müdür bey, İskenderun Lisesi’nin kaybolmuş değerlerini ortaya çıkarmayı önemli ölçüde başarmış. Bu, bana şunu gösterdi ki bu değerdeki okulların müdürleri mutlaka o okul mezunlarından olmalı. Ayrıca okul mezunlarından bir yönetim kurulu oluşturulmalı ve bu geçici aile birliği şeklinde olmamalı. Benzer okullarda bazı dersler mesela matematiğe giriş, coğrafyaya giriş, tarihe giriş gibi İngilizce öğretilmelidir. Böylece öğrenciler uluslararası eğitime de hazırlanmalıdır.

Bu okula, en büyük zararı veren, uzun süre “Anadolu Lisesi” yapılmaması ve depo lise olarak kullanılmasıdır. Zira okulun başarısının en önemli unsuru talebedir. Ancak günümüzde talebe tercihlerine bakarsak eski kayıplarını hızla telafi etmiş görünüyorlar.

Ümit ederim kampus şehir ne demektir, bunu dünyadaki örneklerinden anlar ve daha önce kampus görevini başarıyla yerine getiren İskenderun Lisesi’ni ayağa kaldırmak için gerekli motivasyonu sağlarız.
Not: Bu yazıyı basıma göndermeden önce Vali Rahmi Doğan Bey’in odasında yapılan toplantıda İskenderun Lisesi’nin restorasyonu için düğmeye basıldığı haberini aldık. Maliyeti TOBB başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu tarafından karşılanacak. Okul mezunu duayenlerin ellerini taşın altına koymasını bekliyoruz.
Sağlık ve Esenlikler..

Mehmet Haşmet Kolağası yazdı – 07 Aralık 2021 Salı