Yazıyoruz, anlatamıyoruz..
O halde Büyükşehir Belediyesi ve UKOME’nin önüne resmi koyup, öyle konuşalım..
Resme iyi bakın! Burası Adliyeye doğru giderken, Postane’nin önü!
8 şeritli yol..
Araçlar vızır vızır geçiyor..
Adı üstünde transit geçiş!
Bir de o transit geçişin önüne sanki faydası varmış gibi, yaya geçidi koymuşlar.
Zaten o yaya geçidi, battı çıktının giriş ve çıkışının çok yakınında..
Araçlar o hızla battı çıktıdan yokuş yukarıya çıkar çıkmaz, karşılarında yaya geçidi buluyorlar..
Nasıl dursunlar?!
Durmasalar, o yaya geçidini kullanan insanların canı tehlikeye düşüyor, kazaya sebebiyet veriyor.
Yok ileride trafik lambası koyarım diyorsanız, o araçları ‘pat’ diye nasıl durduracaksın? Bu şekilde battı çıktı özelliğini kaybetmiyor mu?
Transit geçişin önü kesilmiyor mu?
Tekrar söylüyorum;
Yapacağınız tek şey, buraya üst geçit yapmak!
Ötesi yok!
***
ANAM BABAM, KONUŞUN!
Nereye gitsek, şehrin sorunları konuşuluyor.. Herkes ucundan çözüm yolu aramaya çalışıyor. Ama zayıf kalıyoruz, yeterli çoğunluk oluşmuyor.
Mesele parti meselesi değil, memleket meselesi!
Öyle olunca, sesimiz cılız çıkıyor..Toparlanamıyoruz..
Yüksek sesle konuşamıyoruz!
Oysa sosyal medyada, postane önündeki battı çıktının yarattığı tehlikeyi anlatan yığınca tepki var .
Aynı yerle ilgili sayısız görsel paylaşımlar oluyor.
Bu şekilde duyarlılık gösteren çok sayıda insan var, İskenderun’da..
Hiçbiri siyasi bir paylaşım değil.
Sadece sorunların en kısa sürede çözülmesini istiyorlar..
Çünkü sokakları, caddeleri, sahili, çevreyi birlikte kullanıyoruz.
Herkes, temiz bir İskenderun istiyor..
Herkes, daha güçlü, projelerle donatılmış, denetimi yapılan, ‘düzen’ ve ‘nizam’ kazanan bir İskenderun arzuluyor..
Bunu istemek suç değil?
Aksine, belediyelerin elini güçlendiriyor, yol gösteriyoruz..
Ama ne yazık ki, STK’ların birçoğundan aynı çıkışı göremiyoruz!
Bir basın toplantısıyla sorunun kaynağına inemiyorlar..
Birlik olamıyorlar..
Dikkat çekemiyorlar!
Bu konuları dün, İskenderun Kuyumcular Odası yönetiminin, Kilis Valiliği’ne atanan İskenderun eski Kaymakamı Recep Soytürk onura verilen yemek sonrasında konuştuk.
Başbaşa dertleştik!
Netice şu;
Hepimiz aynı hedefe ilerliyoruz, ama işin sorumluları farklı konuşuyor..
Böyle olmaz!
Kuyumcular Odası Başkanı Uğur Fırat, “Birlik olabilirsek, her sorunu aşarız” diyordu..
Uğur Başkan haklı, çünkü birçok konuya işaret etmişliği vardır..
İTSO Başkanı Levent Yılmaz, “Milletvekillerimizi ve belediye başkanlarımızı aynı masada buluşturup, İskenderun’un sorunlarına çözüm bulmamız gerekiyor” vurgusu yapıyordu..
Yerinde bir öneri, çünkü İskenderun’un sorunlarını içeren her sorunu gündeme getirirken, sayısız kez ev sahipliği yapmışlığı vardır..
Biz gazeteciler de, siyasi yapının İskenderun için rozeti bir kenara bırakıp, ‘uzlaşma yolu’na gitmesini istedik. Ama hep yalnız kalıyoruz, ne yazık ki!
Bu sayı yeterli değil!
Bu sese kulak vermesi gereken kurumların sayısı artmalı..
Birlikten kuvvet doğacaksa; milletvekillerinin, HBB Başkanı Lütfü Savaş’ın, belediye başkanlarının, STK’ların aynı masada oturması gerekiyor..
Bunun için “ben yaptım oldu” anlayışından vazgeçmemiz yeterli..
Teşvikse teşvik..
Amanos tüneliyse, tünel..
İçme suyu arıtma tesisi, battı çıktıya üst geçit..
Şehrin temizliği..
Angus meselesi..
HADO..
Kaldırımlardaki, yollardaki tahribatlar..
Yeni yatırımlara odaklanma..
Güçlü bir ekonomi..
Teşvik ve daha fazlası için..
Siyasi yaptırımlardan, kavgalardan, tartışmalardan hızla uzaklaşıp, kafa kafaya vermeliyiz!
Yeterince birbirimizi gerdik, fazlası keskin küpe zarar!
Başkentte Hatay Günleri’nin açılış kurdelesini keser gibi değil, daha samimi, daha içten olalım..