Muhtemelen iki yıl önceydi.
O vakit, ‘İskenderun’da kitap fuarı neden düzenlenmiyor?’ diye sormuştum.
Sağolsun, bu önerimize en anlamlı yanıtı İskenderun Teknik Üniversitesi verdi.
Öyle güzel..
Öyle içten..
Öyle samimi bir tablo oluştu ki..
Kitap aşıklarına olağanüstü bir değer kattı, İSTE.
150 yayınevi, 80 yazar İskenderun Kitap Fuarı’nı renklendirdi, şehrin tanıtımına katkı sağladı.
Yerel yazarlarımız muhteşemdi..
Olağanüstü bir ev sahipliği yaptılar.
‘Yaşam Parodisi’ adlı kitabını okuyucularına tanıtan Seval Kirmit Yazar’ın heyecanı, keyifli diyalogları..
‘Şehrazat’ ile büyük çıkış yakalayan Sevinç Çevik’in enerjisi, neşesi..
‘Fısılda’ ile bize yaşamı sevdiren Gülbahar Kurtoğlu’nun gayreti..
‘Masal Şehrinin Kayıp Aşıkları’yla bizi bambaşka dünyaya sürükleyen Kadriye Arslan Kırdök’ün azmi..
‘Şiirname’ ile sevdamızı dizelere taşıyan Cihangir Kaya’nın cesareti..
Birçok kitabıyla, hayata dair bilgiler paylaşan Kaan Metin Çelik’in sunumu..
Dahası;
Nerede fuar olsa, yorulmadan, imtina etmeden, bir an bile duraksamadan stand kuran, yazarların buluşmasına öncelik veren ‘Kitap Otağı’na hayat veren Aşir Alkaç’ın çabasını ve daha birçok yazarın, yayınevinin pozitif yansımalarını saygıyla karşılıyorum.
Tek kelimeyle hayranlık duydum!
Yüzlerce ‘Kitap Çeki’yle öğrencilerimizi sevdikleri kitaplarla buluşturan, Yükseliş Koleji ve birçok hayırseverin katkısı olağanüstüydü.
Kitap Fuarı bu başarılı isimlerin imza günleriyle büyük anlam buldu.
Dile kolay!
Sadece 10 günde 100 bin katılım!
Hep diyorum..
İskenderun kitap okumayı seviyor..
Bu şehrin güzel insanları, yazarlarımıza değer veriyor..
Rekor katılımdan benim anladığım budur.
O yüzden İskenderun milyonlarca kez teşekkürü hakkediyor!
Ancak ‘teşekkür’ faslının birinci sırasında İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli var.
‘Kitap Fuarı’ denilince herkesin burun kıvırdığı bir dönemde, İskenderunlular’ı yazarlarımızla buluşturdu. Kitapseverlerin ruhuna gönül zenginliği kattı.
İhtiyacımız olduğu bir dönemde heyecan verdi, coşku yaşattı.
O her şeyden önce harika bir insan!
Sürprizlerle dolu..
Bakalım sırada ne var?
KABAHAT KİMDE?
Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü.. Aynı gün SGK müfettişleri İskenderun sanayi esnafını denetliyor.
Ama bir çok işyeri kepenk kapatmış durumda.
Muhtemelen sigortasız veya küçük yaşta çalıştırılan çocuklar var.
Devlet bunu biliyor! Peki bu durumda kabahat kimde? İş yerini açık tutmak için maliyet hesabı yapan ve her yolu mübah sayan esnaf mı?Evin geçimine katkı sunmak için çocuğunu çalıştıran aile mi?Bu tabloyu gördüğü halde, esnafa destek çıkmayan yetkililer mi?”Çocuğun yeri okuldur” demesi gereken ‘ilgisiz’ ilgililer mi? Bir hatırlatma;5 yılda 260 çocuğumuzun çalışırken hayatını kaybettiğini biliyor musunuz?