HEM CESUR HEM ÇELİĞİN DOKTORU!


Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hayırsever İşadamı Fuat Tosyalı’nın sosyal sorumluluk projelerine verdiği desteğin haddi hesabı yok.
Zira Türkiye’de ‘Gönlü Zenginler’ listesinde 4. Sırada..
İskenderun, Osmaniye, hatta yurtdışında bile çok sayıda eserleri var.
Muhtemelen Fuat Bey de sayısını unutmuştur.
Hiç unutmam, bir konuşmasında Fuat Tosyalı şöyle diyordu;
“Zenginler listesi beni çok ilgilendirmiyor. Ama gönlü zenginler listesinde rekabete varım. Orada keşke elimden gelse birinci olabilsem. Ben yarışta hep olacağım. Var olduğum sürece her katkıyı sağlayacağım. Bu bizim hayat düsturumuz. Gençliğimde falanca ‘Ağa’ denilen isimler, zenginler vardı. Servetleri parçalandı gitti. Tahta sandukata edebiyete intikal ettiler. İsimlerini bile hatırlamam.. Ama bazı zenginler var ki, eserleri unutulmuyor. Mesela, bir olay beni çok etkiledi. Allah Rahmet eylesin, Sakıp Sabancı’nın cenazesini hiç unutamamam. Tanımazdık, ama onbinlerce kişi arkasından dua ediyordu. Biz İstanbul’a gelene kadar, her yerde eseri vardı. Rahmetli Vehbi Koç da öyle. Türkiye’nin birçok yerinde çok büyük eserleri vardır. Bunlar bizi çok etkiledi. O zaman, ‘benim de sayısını şaşıracağım eserlerim olacak mı?’ derdim, bugün Allah’a çok şükür sayısını şaşıracağımız eserlerimiz var. Hatta bugün de yeni eserler için inşaat halindeyiz.”
Fuat Tosyalı’yı, kardeşleri Ayhan Tosyalı ve Fatih Tosyalı’yı yakinen tanıyanlar bilir..
Aynı tezgahta çalıştılar, büyüdüler!
Şahsi servetler peşinde hiç koşmadılar, heves de etmediler.
Ki o sermaye gücü, Tosyalı Ailesi’nin yatırımlarda başarıyla çıkmasına vesile oluyor.
Bu sebepledir ki;
Hayırsever İşadamı Fuat Tosyalı’ya, Türk Demir Çelik sanayinde doğaya saygılı ve sürdürülebilir olma bilinciyle yaptığı ulusal ve uluslararası yatırımlarla Türkiye ekonomisine değer katan, sosyal, kültürel ve bilimsel konulara duyarlılığı, geniş faaliyet alanıyla sektörde sürekli gelişime ve verimliliğe odaklanan kurumsal yapısıyla ülkemize, bölgemize ve şehrimize sağladığı katkılarından ötürü, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Senatosu tarafından ‘Fahri Doktora’ ünvanı verilmesini anlamlı ve gurur verici buluyorum.
Artık herkes biliyor ki;
Fuat Bey, mesleki yılında 48 yılı devirmiş.. Başarılı, çalışkan, sürekli yatırım peşinde koşan, Türkiyemiz’in ekonomik kalkınmasına katma değer sağlayan..
Okullarda, STK’larda başarı hikayeleri büyük merak uyandıran..
Alaylı yetişmiş, bilimsel ve toplumsal faaliyetleri ile takdir toplayan örnek bir kişiliktir.. Küçük bir işletmeden nasıl 3 kıtada faaliyet gösteren bir firmaya dönüştüklerini görmek, hayal sınırlarını bile zorlamaya yetiyor!
İnanın, kolay değil!
Şu acımasız rekabet koşullarında bırakın ayakta durmayı, zirveye tırmanıp, halen yatırım yapmak her yiğidin harcı değildir!
Kaldı ki;
Osmaniye’deki ilk yası çelik üretimi tesisini, ta yıllar önce Endüstri 4.0 ile şekillendirmek.. Endüstriyel üretim dünyasında, ileri teknoloji ve dijital dönüşümün öncüsü olmak kolay bir iş değildir.
Fuat Bey, her zaman değişimi iyi anlamıştır!
Yenilebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımla da çevreye oldukça duyarlıdır.
Tosçelik ERW Boru Profil Üretim Tesisi’ne konuşlandırılan çatı tipi güneş enerji santrali ile Dünya’nın en büyük ilk 5 santrali arasına girecek projede hazırlıklar tamamlandı.
Bu şu demek;
Bu santral ile dünyanın en küçük karbon ayak izine sahip çelik boru ve profilleri üretilecek. Ve çevre dostu elektrik enerjisi sayesinde 10 bin ton karbondioksitin doğaya salınımı engellenecek.
Daha ne olsun!
Yeşil enerji üretimi budur işte!
Fuat Tosyalı’yı cesur kılan da, geleceği öngören, on yıl sonrasını hesap edebilen ve bu işin ruhunu okuyabilen mesleki deneyimidir.
Fuat Bey; doktorasını, zorlu geçen hayat koşullarında elde etmiş.. Hatta, her fırtınalı dönemde, gemisini kıyıya güvenle yüzdürmüş tecrübeli bir kaptandır.
Böyle bir isim ‘Fahri Doktora’ ünvanını çoktan hakkediyordu.
Ve bu ünvan hakikaten O’na çok yakıştı.
Hayırlı olsun!

KAYMAKAMLIK HER TÜRLÜ YARDIMI SAĞLAMIŞ AMA..
Dün Zeynep Karaoğlan’ın, 9 yaşındaki oğluyla birlikte hastane bahçesindeki yaşam mücadelesini yazmış, bu acılı durumu ‘Yok mu yardım eden?’ başlığıyla köşeme taşımıştım. Sağolsunlar, dün itibariyle birçok hayırsever yardıma koştu, imece usülü katkı sunabileceklerini aktardılar. Çok duygulandım!
Fakat olayın bir de sosyal hizmetler boyutu var..
İskenderun Kaymakamlığı’ndan dün konuyla ilgili bilgilendirildim.
Zeynep Karaoğlan’ın, çocuğuyla birlikte Esentepe’de kiralık bir evde ikamet etmesi sağlanmış, kira parası olmak üzere, ev eşyası, hatta buzdolabındaki yiyecek ve içeceğe kadar her ihtiyacının karşılandığını öğrendim.
Ancak, Zeynep Hanım psikolojik rahatsızlığı nedeniyle evde bir takım sıkıntılara yol açmış, hatta yangına neden olduğu iddia edildi.
Bu durum elbette ki, ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kaldı ki anne, Kadın Sığınma Evi’ne de götürülmüş, ancak bir fırsatını bulmuş, oradan ayrılmış..
Bu dramdan küçük Eren etkilenmesin, okusun, sıcak bir yuvada otursun diye, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü de dün itibariyle gerekli işlemleri başlatmış durumda..
İskenderun Kaymakamlığı’nın verdiği bilgilerden ötürü teşekkür ederim.
Ayrıca; aynı gün akşamı anne ile küçük oğlunu bir otele yerleştiren, daha sonrası için bir ev kiralayacağını söyleyen hayırsever Murat Yıldız’a da ilgi ve alakalarından ötürü, Allah razı olsun diyorum..