HATSU, KÖYLÜNÜN ABDESTİNE DE KARIŞIYOR!


HATSU henüz yatırım yapmadan, mahallelerden ‘abone’ arayışına girdi.
Bakıyorum da, bunun için mahalle muhtarlarıyla kavgaya tutuşmaya çalışıyor.
‘İstişare’den kasıt buysa, yandık valla.
Mazallah, HATSU’nun yapacağı tüm yatırımlar cebimizden çıkıyor.
Baksanıza, güya su fiyatlarında kademe kalktı, 20 ton hesabıyla ücretler 2 lirayla sınırlı tutuldu diye ‘müjdeler’ verdiler. Ama, şu kış aylarında bile su faturaları düşeceği yerde, halen artıyor.
Şaka mı bu?
Şimdi de, Arsuz’un mahallelerine yüklendiler.
İlla ki ‘abone olacaksınız’ diye tutturdular.
İyi de, Işıklı, Haymaseki muhtarları ‘olmayacağız’ demiyorlar ki?
“Getirin altyapıyı, az akan suyun desibelini artırın, biz de abone olalım” diyorlar..
Ama yok!
HATSU’nun Genel Müdürü Mehmet Çaparali, yanıt olarak “Kıldığınız namaz kabul olmaz. Abdestinizden şüphe ederim, haramdır” sözleriyle yangına körükle gidiyor..
Muhtarları azarlamak haddinize mi düştü?
HATSU’nun bulduğu çözüm bu mudur?
Muhtarlarımızı rencide ederek, sert tavırlar takınarak, daha toplantı başlamadan, ‘Ben buraya kavga etmeye geldim” demek, yöneticilik veya hoşgörü anlayışınıza sığıyor mu?
İskenderun’da bile su şebekesi değiştikten sonra, insanlarımıza maliyet ortaya koydular. Dünya’nın neresinde görülmüş, hizmet gelmeden insanlardan ücret istendiği.. Yaparsın hizmetini, ondan sonra abone olmayı mecbur kılarsın.
Hak budur..
Ama HATSU tersini yapmaya çalışıyor..
“Ya abone olacaksın ya da suyunu keserim” diyerek, tehdit ediyor.
Sanki su çok akıyormuş gibi..
HBB Başkanı Lütfü Savaş, ‘Muhtarlarımız bizim gözbebeğimiz, mesai arkadaşlarımız. Birlikte çözüm üretiyoruz” demiyor muydu?
Ama görüyoruz ki,
HATSU Genel Müdürü aynı görüşte değil..
Arsuz’daki toplantıda Helvalı Muhtarı’na, “Senin konuşmaya hakkın yok. Önce saat taktır” diyebiliyor da, her ay artan su ücretleri için neden iki kelime etmemize izin vermiyor? Kapanan beldelerdeki köylerde(mahalle) su abonesi yaptınız da ne oldu? Altyapı yeterince hizmet alabildi mi?
Fatura tahsil edince güzel, hizmet talep edince, ‘günah’ mıdır?
Dağın öteki tarafında, Antakya civarında kaç mahalle su abonesi oldu da, buraya yükleniyorsunuz? Orada tatlı dil kullanıp, burada hoşgörüden uzaklaşmanızın anlamı nedir?
Avcılarsuyu Muhtarı Mehmet Dereboğaz, Işıklı Muhtarı Mehmet Sürer ve Haymaseki Muhtarı Süleyman Kılıç’ın iki kelimelik itirazına bile tahammülünüz yoksa, neyi konuşacağız? Karşınızda çocuk yok, nihayetinde..
Bu muhtarlarımız seçimle göreve gelmiş ve o bölgede yıllarca hizmet veriyorlar.
Toplantıyada sorunlarını anlatmaya geldiler, azarlanmaya değil.
Düşünsenize;
Haymaseki Muhtarı Süleyman Kılıç diyor ki;
“Mahallemize su yetmiyor. 24 saat suyu kullanamıyoruz. Köyde iki sucu bulunuyor. Bu arkadaşlarımız da 1’er 2’şer saat arayla bir mahalleden diğer mahalleye suyu bölüştürerek dağıtıyor. Bu da yeterli gelmiyor. Kaldı ki, suyun yarısından çoğu hava basıncından ibarettir. Su sayacı takılacak ise su şebekesini yenileyin ve köye yetmeyen suya ilave olarak su getirin. Böylelikle buraya saat taktıralım. Hep birlikte abone olalım.”
Ne var bunda?
Gönül ister ki, daha farklı önerilerle çözüm adına orta yolun bulunmasıydı.
Bu konuda daha ılımlı, çözüm odaklı bir ifade biçimi ortaya konabilirdi.
Kimsenin suyu parasız kullanalım dediği yok.
İstedikleri tek şey, hizmet!
Ama HATSU, ‘önce para sonra hizmet’ demeyi mağrifet sayıyor..
Bunu yaparken de;
HATSU Genel müdürü fırça atmayı, tehdit etmeyi yeğliyor..
Olacak şey mi?
Şimdi sormak lazım;
Saat takılmayan mahallelere ne yaptınız da sayaç talebinde bulunuyorsunuz?
Fi tarihinden kalma su şebekesini yenilediniz mi?
Ne yaptınız da mahalleliden para tahsil etmek istiyorsunuz?
Demem o ki;
Sizin ayak basamayacağınız dağlarda, tehlikeli uçurumlarda, bir yamaçtan ötekine havadan bile su geçiren muhtarı, azası, sucusu ve köylüsüne hiç bir söz söyleme hakkınız yok! O makam hizmet etmek için var, atarlanmak için değil.
Saygılı olun!

HARAM DEĞİL Mİ?
Üretici tarladaki soğanı 25 kuruştan veriyor, tazgahta 2.5 lira, haram değil mi?
TBMM’de iletişim faturası kimilerine göre ayrıcalıklı, faturalar uçmuş, kanatlanmış.. Haram değil mi?
Şehirlerde ‘hizmet’ adı altında sürekli ortaya konan ‘yap/boz’ mantığı, haram değil mi? Belediye başkanlarının reklam diye astırdıkları bilboardların maliyeti, haram değil mi? Benzinin birim fiyatı 1.5 lira.. Vergiler ışığında pompadan depoya iniyor, 5 lira, haram değil mi?
Elektrik faturalarında detayı belirtilmeyen ‘dağıtım bedeli’, haram değil mi?
Su fiyatları düşecek dediler, halen aylık faturalar ortalama 80 lira geliyor, haram değil mi?
Verilen sözlerin bir karşılığı yoksa, buna ne denir?
Ha bire vatandaşa yüklenmekle, sevap kazanmak mümkün müdür?