Bu sözler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıda Birlik Derneği üyelerini kabulünde “Suçluyla suçsuzu aynı çuvala dolduran bir anlayışın adalet tesis etmesi mümkün değildir” diyerek, FETÖ zihniyetinin halen bir oyun, tezgah peşinde olduğunu söylüyor.
Bu sözleri ‘adaletin tecellisi’ açısından ‘hakkaniyet‘ arayışı olarak önemli buluyorum..
Dahası var;
Erdoğan’ın şu sözlerini herkes iyi okumalı. Diyor ki;
“Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bakın bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar, gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da budur.”
Demek oluyor ki;
İtirafçıların, sırf kendilerini koruma altına almak için aktardıkları bilgilerin üzerine hemen atlamamak gerekiyor.
Yanılgı payı oranı oldukça yüksek görünüyor.
Hatta her söz, her hareket, sızdırılan her bilginin iyice, etraflıca araştırılması gerekiyor.
İtirafçıların amacını, geçmişte hangi amaca hizmet ettiklerini, doğru konuşup konuşmadıklarına da bakmak gerek.
Bu aldatmacının bir ayağı İskenderun’da da oynanıyor olabilir mi?
İskenderun’a katkı sunmuş, yoğun mesai harcamış, doğru işlerle anılmış, FETÖ’yle uzaktan yakından ilgisi olmayan işadamlarımızın üzerine çöken bu zihniyetin doğruyu konuştukları söylenebilir mi?
Haksız söylemler yüzünden gözaltına alınıp, ertesi gün serbest kalmalarının bir anlamı yok mu?
Sırf o gözaltı süresi bile, o kişinin itibarını zedelemeye yetmiyor mu?
Peki yazılanlara ne diyeceğiz?
Bunun neresinde hakkaniyet var?
Peki o itirafçı diye ortalıkta gezenler ne olacak?
Onların itibar kaybı diye bir sıkıntıları yok.
Oysa FETÖ’yle haşır neşir olan, bir dediklerini iki etmeyen bunlar değil miydi?
Ne diye bu kadar rahat davranabiliyorlar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle;
En tehlikeli olan da bu değil mi?
ŞEHİT VE GAZİ AİLELERİ İÇİN BEDELSİZ KONUT!
İskenderun’da Şehit ve Gazi Aileleri’ne bedelsiz 100 konut yaptırmak için Yeşil Gayrimenkul’un Patronu Engin Yeşil’le görüşen, tahsis edilmek üzere arazinin bedelini ödeyeceğini taahhüt eden, Milli Emlak ve Milli Savunma Bakanlığı’nda bu hayırlı girişimin takibini yapan Hayırsever İşadamı Nuri Üysen şimdi kabahatli mi oldu? Neden?
Oysa gerçek şu;
Nuri Üysen bu konuda çok çabaladı, mesai harcadı.
O günleri dün gibi hatırlıyorum..
Önce Gültepe’de yer bulundu. (Olmaz denilen yerde şimdi TOKİ inşaatı yükseliyor)
Arazinin bedelini Nuri Üysen verecekti.
Fakat yerle alakalı bir takım sıkıntılar yaşanınca, olmadı..
Sonra Deniz Alayı’nda 7 dönüm bir yer tespiti yapıldı.
Buraya ekspertiz değeri yapıldı, 430 bin lira değer biçildi.
Nuri Üysen, bu meblağı ödeyeceğini taahhüt etti.
Ancak Milli Emlak Müdürlüğü, yeri İskenderun Belediyesi’ne vermeyi kabul etmedi. Durum böyle olunca, dönemin valisi ve İskenderun kaymakamı ile görüşmeler yapıldı. Bu sefer de Kaymakamlık Fonu üzerinden arazinin alınması denendi. Hatta Nuri Üysen arkasından dilekçe de verdi.
Bu süreçte yaklaşık 500 bin liralık arazi bedelini vereceğini tekrarladı.
Bir pürüz çıkmasın diye, ilgili bakanlıkla görüşüldü.
Derken Başbakanlık da ‘olur’ verdi, ama o vakit maliyet yükseldi.
Şöyle ki;
Milli Emlak, bu çabaya rağmen sürprizle karşılarına çıktı.
Arazi için 2.5 milyon lira bedel biçtiler!
Yani taahhüt edilen rakamın neredeyse 6 katı..
Neticede orası da olmadı..
İşadamı Nuri Üysen, bu kez Ersoylar’la ortak olduğu Modern Evler’deki 28 dönümlük yeşil ve okul alanını teklif etti.
Burada yeşil alanın 5 dönümü, şehit ve gazi ailelerine verilecekti.
Bedelsiz 100 konut yapmak kaydıyla imara açılması mümkün olabilirdi. Ancak, o 5 dönüm karşılığında yeşil alan gösterilmesi gerekiyordu.
O vakit Belediye Başkanı Seyfi Dingil ile görüşmeler yapıldı.
Neticede, askeriyede buna tekabül eden iki yerin olduğu tespit edilince, İskenderun Belediyesi, Milli Savunma Bakanlığı’na yazdı.
Burada, şehit ve gazi ailelerine konut yapılması kaydıyla talepte bulundu. Buna rağmen bakanlık ‘ret’ verdi.
Bunu yazmamın gerekçesi şu;
İki gün önce yaygın basında şöyle bir haber okudum;
“Milli Savunma Bakanlığı’ndan Denizli’ye 7 milyon liralık jest! Denizli Komando Tugayı’na ait 7 milyon lira değerindeki arsanın, kavşak düzenlemesi nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı tarafından bedelsiz olarak belediyeye devredilmesi kararlaştırıldı.”
Şimdi Denizli’de kavşak düzenlemesi için Milli Savunma Bakanlığı 7 milyon değerindeki araziyi ‘bedelsiz’ verebiliyorsa, İskenderun’da 5 dönüm yer için, üstelik şehit ve gazi ailelerinin ‘bedelsiz’ oturacakları konut için ne diye ‘Ret’ verdi.
Bu süreçte Milli Savunma Bakanlığı’nın hiç mi sorumluluğu yok?
Sırf bu konuda çabaladı diye Nuri Üysen’i kabahatli göstermek vicdana sığar mı?