BEKLETMENİN MAKSADI NEDİR?


İskenderun piyasası zaten canlılığını yitirdi. Ekonomik açıdan sıkıntı dinmiyor.
Konut sektörü darboğazda.. Bir daireye müşteri bulmak için canla başla çalışıyor.
Durum böyle iken;
Bir inşaat firması, belediyeye yol terkinde bulunacak.
Dosya bir türlü geçmiyor..
Diğer bir firma, inşaata başlayacak..
Her şey düzenli, nizami..
Ama gelin görün ki, imar çapı için dosya aylarca bekliyor..
Ne diye? Niçin?
Bu işin bekleme süresini kim tayin ediyor?
Araştırıyoruz, soruşturuyoruz..
İskenderun Belediyesi’nde imza yetkisi olan eleman izne çıkıyor..
Yerine vekaleten bakabilecek biri yok mu? Demek ki yokmuş!
Beceremiyorlar!
O imzalamam, bu dokunamam..
Zaman böyle ilerleyip gidiyor..
Artık Hatay için teşvikten vazgeçtik.. Bari bir şeyler üretmeye çalışana engel olmayın!
“Biz her işadamının yolunu açıyoruz” diyenler, nedense dosya bekletme işinde gayet başarılılar. Bu şekilde İskenderun’a canlılık katmak isteyenler, üretime faydası olacağını düşününler, daha işin başında çark etmiş olmuyor mu?

ÖNCE MALZEMEYİ GETİR, SONRA KALDIRIMI SÖK!
İskenderun Belediyesi kaldırım çalışması yapıyor.. Fakat her zaman ki gibi plansız, programsız yürüyor.. Bir sokağı bitirip, ötekine girseler sorun yok!
Ama yok, illa ki her mahallede görüneceğiz..
Böyle olunca iş, parça parça yavaş yürüyor..
Dün Modern Evler’de, ağır bakım civarında hiç gereği yok iken, bir durağın etrafını söktüler..
Ama Ziya Gökalp Caddesi’nde tüm kaldırımı söküp, bir haftadır esnafı bekletiyorlar..
Peki esnaf ne yapsın?
O kaldırımları sökülmüş yollarda müşteri gelsin diye bekliyorlar..
Oysa malzemeyi, kaldırımları sökmeden önceden getirseniz elinize mi yapışır?
Ne diye esnaf mağdur oluyor?
Orayı enkaza dönüştürmek kimin işine yarıyor?
Her yer aynı..
Ulucami’nin bir kısmını yaptılar. Bir kısmını bıraktılar..
Bir türlü tam anlamıyla bir cadde/sokak bitmiyor..
Piri Reis’te durum daha vahim..
Halen Enerjisa’nın izleri temizlenmedi..
Sökülen parkelerin yerine aylardır yenisi konulamadı ya da asfaltlanamadı..
Tamam çalışıyorsunuz, bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz..
Ama iş baştan programsız ilerleyince, sarpa sarıyor..
Tepkimiz işte bu düzensizliğe!

SAHİLDEKİ KAFETERYALARIN İHALESİ..
Sahildeki kafeteryaların ihalesi iptal oldu. Şaşırmadım!
Çünkü bu işi layıkıyla yapan, o kafeteryaları modernleştiren, kaliteli hizmet getirenlere karşı birileri bir hesap peşinde koştu. En başından fiyatı yükseltmek için başka gruplara çağrıda bulundular.. Ortalık kızışsın istediler..
Müşteri memnuniyetini, huzuru düşünen kim?
Öyle olsaydı, 70 kişiye istihdam oluşturan Petek Pastanesi’nin üzerine bu kadar gelirler miydi? Petek Pastanesi Türkiye genelinde marka olmuş bir isim..
Birçok şehrin belediye başkanı, “Gel bizim burada yeri bedava verelim. Yeter ki, Petek markasını kazanalım” diyor. Bizim burada, böylesine başarılı bir işletmeyi kaybetmek için elli takla atıyoruz. Derdiniz ne?
Belediye bu işi layıkıyla yapsaydı, sosyal tesisler şu an müşterilerle dolu olmalıydı..
Ama yok!
Sahildeki işletmeler sanki para basıyor gibi bir algı oluşturdular.
Öyle olsaydı.. Mapido’nun yeri, en az üç kez el değiştirmezdi..
Bu iş öyle kolay olmuyor..
Sahildeki Petek Pastanesi’ni de kaybederseniz, sahilin ahenginden geriye ne kalıyor?
Bu kadar basit mi?
Kulağa fısıldanan bu çağrı yüzünden ihale çantacılarla, “Ver parayı çekileyim” diyenlerle doldu.. İhale bu yüzden iptal edildi zaten..
Mutlu musunuz?