KAYNAK KİTAP MESELESİ..


Okullar açılıyor.. Öğrenci ve velileri bir telaş sardı.
Her sene konuşulan konu var ki, bu eğitim/öğretim sezonunda da tartışmaya açıldı.
Biliyorsunuz ki, öğrencinin ihtiyaç duyduğu kitapları Milli Eğitim Bakanlığı dağıtıyor.
Ancak, okul idaresi de ilave olarak kaynak kitap öneriyor.
Şikayetin unsuru da kaynak kitaplarına ödenen bedel..
Birçoğumuz okul idaresine ‘kaynak kitap’ dayatmasına kızıyoruz..
Oysa o kitapta, yığınca testler var.
Anlatımlı ders içerikleri var.
Karşılaştırmalı bilgiler var..
Peki, bakanlığın dağıttığı ders kitaplarında ne var?
Türkçe, Matematik ve diğer dersler kitaplarını bir araştırın..
Öğrenci velisi iseniz bilirsiniz; o kitaplarda 20 soru bile yok!
Çocuklarımıza güzellik olsun diye dağıtılan TEOG kitaplarını ne kadar yeterli?
Çocuklarımız TEOG’da, LYS’de başarı göstermesi için mevcut kitapların içeriğine ne kadar güveniyoruz? Bu kitapların donanımı, kaç öğrencinin sınav kazanmasına yol açtı?
Bu yüzden kolejlerin sayısı artmadı mı?
Kolej demişken, bir sorun bakalım;
Özel okullarda, müfredat kapsamındaki kitaplar neden okutulmuyor?
Ne diye, önerilen başka kaynaklar çocuklarımıza empoze ediliyor?
Siz mülki amirlerimizin, yerel yöneticilerin çocukları kaynak kitap almıyor mu sanıyorsunuz?
O halde ne diye okul idarecilerine kızıyoruz?
Öğretmenler, çocuklarımızın başarısını istiyor diye, ne diye hayıflanıyoruz?
Kendi hallerinde mi bıraksınlar?
Burada asıl kızmamız, eleştirmemiz gereken unsur, okullara dağıtılan ders kitaplarında ki içerik eksikliğidir. Kaynak kitaplarındaki zenginlik, mevcut kitapların içeriğiyle donatılsa fena mı olur? Milli Eğitim Bakanlığı bunu sorun etmiyorsa, okul idarecileri ne yapsın?
Bıraksınlar da öğrenci, 20 soruyla vakit mi geçirsin?
Eğitim reformu bu şekilde olmamalı..
Bir kez olsun il/ilçelerdeki öğretmenleri, eğitimcileri dinlesinler ki ‘ortak’ bir noktada çocuklarımızın geleceğine tam anlamıyla destek çıkacak adımları hep birlikte belirleyelim..
Mümkün mü?
***
Bu arada okulların fiziki koşulları konuşuluyor ya.. Birçok okulun temizlik masrafı, elektrik, su borcu ve tadilat çalışmalarıyla nedeniyle biriken borcu var. Bu fatura nasıl ödenecek?
Bakanlığın veya dolaylı olarak Milli Eğitim’in bir yardımı olacak mı?

GENÇLİK SPOR MÜDÜRLÜĞÜ’NE SESLENİYORUM
Hazır konumuz okullarımız iken.. Birçok eğitim kurumu, okullar arası müsabakalara katılıyor.
Şampiyonluk elde edip, başarısıyla gururlandığımız okullarımız var.
Bu çocuklarımıza okul idarecileri olmasa, kim sahip çıkacak?
Çocuklarımızın müsabakaya katılımı nedeniyle Gençlik Spor Müdürlüğü’nün vermesi gereken harcırahlar neden ödenmiyor?
Öğretmen veya idareci, bu masrafı kendi cebinden ödemek zorunda mı?
Birikmiş borçlar ödeneceğe halde, Gençlik Spor Müdürlüğü neden kayıtsız kalıyor?
Böyle mi, başarıya odaklanmış sporcu bir gençlik yetiştireceğiz?

ANITLAR KURULU’NUN MAKSADI NEDİR?
Eski Karayolları arazisinde bulunan her ağaç tescilli.. İskenderun Belediyesi dahi, kurumuş ağaçların budamasını yapamıyor, temizlik hizmetini sunamıyor.
Belediyenin orayı henüz parka çevirmemiş olmasını mı dert edelim, yoksa araziyi mesken tutmuş uyuşturucu bağımlılarının zevzekliliğini mi?
Bir ara İskenderun Belediyesi Park Bahçe Müdürlüğü, ağaçları budamaya kalktı.. Anında Anıtlar Kurulu yazıyla ihtar çekip, uyarıda bulundu.
İyi de, böyle olmaz ki..
O ağaçların etrafındaki kuruyan dalların budanması gerekiyor.
Orada tam teşekküllü temizlik gerekiyor.
Park Bahçe Müdürü Aylin Tecirli Selçuk’un bu konuda girişken ve hassas olduğunu biliyorum. Ama o arazideki ağaçlara müdahale edemeyince, palmiyeler kendini bilmez ağaç düşmanlarının hışmına uğruyor. Dün bir okurum resim paylaşmış..
Palmiye ağacının cayır cayır yandığını gösteren resim, yüreğimi sızlattı.
Ben şimdi bu resmi Anıtlar Kurulu’nun insiyatifine sunuyorum.
Güzelim Palmiye ağacının kül olması, vicdanınızı sızlatmıyor mu?
Sizin denetiminizde, belediye görevlilerinin burayı temizlemesi çok mu zor geldi?
Yarın o ağaçların birçoğu bu şekilde yangına maruz kalırsa, hoşunuza mı gidecek?!
Bi zahmet yerinizden kalkın da, manzarayı görün!