EFELER BELEDİYESİ SAHİP ÇIKTI


5 Haziran 2016 tarihinde, Osmaniye’deki tarihi yerleri gezdikten sonra İskenderun’a dönen ve içerisinde İskenderun Beş Temmuz İlkokulu öğrenci, veli ve öğretmenleri taşıyan midibüsün kanala uçması sonucu meydana gelen kazada 7’si çocuk, 14 kişi hayatını kaybetmişti. Kazada yaşamını yitirenlerden sınıf öğretmeni Ahmet Cebeci ise 3 öğrencisinin hayatını kurtarmış, dördüncü çocuğu boğulmaktan kurtarmaya çalışırken kendisi boğularak hayatını kaybetmişti.
O bir kahramandı.
Gözünü kırpmadan, hiç düşünmeden kanala atlamış, çocuklarımızın yaşamını, hayatından üstün tutmuştu. Ahmet Cebeci Hocam artık aramızda yok. Ama kahramanca davranışını ebediyen yaşatmamız, hatırlatmamız gerekiyordu.
Kahraman öğretmenimizin vefatının ikinci yılında, ismini ebediyen yaşatacak bir adım geldi.
Ve o adımı Aydın’a bağlı Efeler Belediyesi attı..
Ilıcabaşı Mahallesi’nde yapılan ‘Öğretmen Ahmet Cebeci Park’ını tamamlayarak, açılışını yaptı.
En başından belirtmeliyim ki, bu talep merhum öğretmen Ahmet Cebeci’nin kızı İrem (Cebeci) Bozkurt’tan geldi. Sağolsun, Efeler Belediye Başkanı M. Mesut Özakcan da bu talebi baştacı etti.
Ama aradan iki yıl geçmesine rağmen, herhangi bir talep beklemeksizin, Ahmet Hocamız’ın ismini İskenderun’da adını yaşatmamız gerekiyordu.
O acıyı çabucak unutuvermiş olmamızın bahanesi olamaz!
İrem (Cebeci) Bozkurt’tun yüzüne nasıl bakacağız?
Böylesine anlamlı bir öneriyi akıl edemediğimiz için çok üzgünüm..
Efeler Belediyesi’nden önce, Ahmet Cebeci Hocamın anısına İskenderunlular olarak sahip çıkmalıydık! İskenderun’da, ismini bir parka veya bulvara verebilirdik.
Bunun telafisi olur mu, bilemiyorum..
Diyeceğim o ki;
İrem bizi affet!

ÖDENEK OLMAYINCA, BAĞIŞIN ŞEKLİ DEĞİŞİYOR
Milli Eğitim Bakanlığı okullara yazıyla, “Velilerden bağış toplamayacaksınız” uyarısında bulundu.
Okul idarecileri de bu karara uydu, ama bağışın şeklini değiştirdi.
Birçok veli arayıp, şikayetini bildiriyor. Diyorlar ki;
“Evraklarımızı hazırlarken, bize bir karton A-4 beyaz kağıt ve postaneden 50 liralık damga pulu getirin.”
Bu sadece bir örnek.. Daha bağış adı altında birçok istek bildiriliyor.
Okul idarecilerine de hak veriyorum.
Bakanlık ne derse desin, okulun düzgün hizmet verebilmesi için bir takım ihtiyaçları var.
‘Bağış istemeyin’ demek kolay, ama okulun ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir ödenek payı sağlamak mı zor geliyor? İşin düğümü burada tıkanıyor..
Bakanlık ne zaman okulların isteklerine tam anlamıyla cevap verir, işte o zaman ‘bağış’ denen yapı literatürlerden kalkar..
Sorumı açık ve net bir şekilde yineliyorum;
– Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda elini taşın altına koyabiliyor mu?
Bu iş, 6. sınıf Türkçe Öğrenci Çalışma Kitabı’nda yer alan ve tartışma yaratan karikatür sebebiyle, çizimin bulunduğu tüm 13. sayfaları imha etemeye benzemiyor..
Daha ciddi, daha verimli olmalıyız!

VE BEKLENEN AÇIKLAMA GELDİ
Önceki yazımda, Devlet Demir Yolları’nın, battı çıktı çalışmalarına duyarsız kaldığını belirtmiş, o kapının derhal açılması gerektiğini anımsatmıştım.
Dün konuyla ilgili HBB’nin ulaşım biriminde görevli değerli bir arkadaşım önemli bir bilgi paylaştı.
Dedi ki;
“Devlet demir yolları kapısı on gün içerisinde kullanıma açılacak, ancak Mete Aslan bulvarı ve Dönmez kavşağı kazılardan ötürü kapanıyor. Bütün alternatifleri ve tedbirleri değerlendirip, Büyükşehir Belediyesi olarak 6 personel görevlendirilmiştir. DDY kapısında koordineyi sağlayıp, sadece tren geçişlerinde kapıyı kapatacaklar.”
DDY’nin tepkilere kayıtsız kalmaması elbette sevindirici, ancak bu sefer okulların açılacağı haftada iki önemli kavşağın kapatılması da, trafiği sıkıntıya uğratacak gibi görünüyor..
Yoğunluğu en küçük hasarla atlatmak için gerekli girişimlerin yapılacağını umuyorum.