BAŞKAN ALTAN’DAN ‘AK PARTİ’DEKİ HAİNLER’ ÇIKIŞI!


Belen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü denetim ve gözetiminde Belen Belediye Başkanlığı ile Payas Belediye Başkanlığı tarafından Belen’de düzenlenecek mesleki, sosyal, kültürel, sanatsal, sportif vb. amaçlı tüm kurslar ve yapılacak etkinliklerle ilgili, esas ve yükümlülükleri kapsayan işbirliği protokolünün imza ve tanıtım törenine katıldım. Proje güzel ama, toplantı daha çok PAMEK’in üzerinden değil, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın, AK Partili ilçe belediye başkanlarına yönelik tavrında şekillendi.
Belen Belediye Başkanı Adnan Vurucu, açtı ağzını yumdu gözünü..
Belen’de kanalizasyon çalışmaları halen bitmedi, diyordu..
Yolların yüzde 60’ı HBB’ye ait, ama bir türlü asfaltlanmıyor, diye çıkışıyordu.
2.5 yıldır bitmeyen bir isale hattı var..
4 yıldır bekleyen kanalizasyon çalışmaları var.
“HBB’de araç kira bedelleriyle filo kurarsanız ama, onlar bir minibüse sadece 25 bin lira gibi bedel ödeyebiliyorlar” diyordu..
Lütfü Başkan’a ‘Gel, birlikte dolaşalım’ diyor.. ‘Gelmem’ diyormuş..
‘Seni yanıltıyorlar’ diye hatırlatma yapıyor, ‘ben yanılmam’ diye atarlanıyormuş..
Bunlar, Adnan Başkan’ın anlattıkları..
Payas Belediye Başkanı Bekir Altan ise daha sertti..
Arsuz, Dörtyol ve Samandağ ilçeleri için gerekli altyapının iyileştirilmesi için Lütfü Başkan’ın istediği dış kaynaklı kredi konusunda AK Parti’nin mecliste karar alınırken verdiği fireyi hatırlatan bir soru üzerine Başkan Bekir Altan, parti içi özeleştiride bulundu.
Aslında özeleştirinden öte, genel merkeze açıktan ‘temizlik’ çağrısıydı.
Sık sık ‘hain’ vurgusu yaptı.. Şöyle diyordu;
“- Biz hiçbir yatırımda Lütfü Savaş’a zorluk çıkarmadık.
– Memleketin çıkarına ne istediyse, her karara ‘evet’ dedik.
– Ama gerek su konusu olsun gerekse üç ilçemizdeki altyapı hizmetleri olsun.. Bize önceden bilgi vermiyor.. Bizim götürdüğümüz teklifleri, önergeleri hiçe sayıyor.
– Bir eğitim kurumu düşünün, yani okullarda 8 liraya su mu verilir? İbadethaneler neden yüksek meblağlarda fatura ödüyor? Biz ‘ücretsiz’ olsun dedikçe, o hiç oralı olmadı..’
Üç ilçemizde yapılması planlanan hizmetlere gelince;
– Dış kaynaklı kredi isterken, bunun faizini bilmeyecek miyiz? Uzun vadeli, düşük faizli kredi arayışında bulunmayı hatırlatmak suç mudur? Bu para vatandaşlarımızın cebinden çıkmayacak mı? Biz her seferinde ‘bir inceleyelim’ diyoruz, o her seferinde bir gün önce televizyonlara çıkıp, ‘AK Parti Grubu yatırımlara karşı çıkıyor, bize destek vermiyor’ diye şikayet ediyor.
– Böyle Hatay yönetilmez! Bu şekilde eşitlikten söz edilmez!
– Hizmet üretmek yerine, meclis üyelerini etkilemeye çalışıyor..
Açık açık söylüyorum;
– Lütfü Savaş, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan 8 bin işçinin isim listesini bir yayınlasın.
Bir bakalım, listede kimlerin isimleri var? Hangi belediye meclis üyelerinin oğlu, gelini, yakını çalışıyor. Kimlere doğrudan temin işleri verilmiş?
– Parayı, nemalanmayı, hizmete tercih eden AK Partili meclis üyeleri var.
– Bunlar hain! Ve partiden temizlenmeli..”
***
Açıklamalar, iddialar bunlar..
Payas Belediye Bekir Altan’ın bu iddiaları, epeyce kamuyu meşgul edecek gibi duruyor..
Büyük ihtimalle bu çıkış, bu ‘temizlik’ çağrısı genel merkez tarafından de değerlendirilecek..
Sonuç ne olur bilemem..
Bu iddia birçok ismi zan altında bıraksa bile, o liste açıklansın ki, ak ve kara ayıklansın..
Bekir Başkan neticede, herkesin bildiği ama konuşmaktan imtina ettiği bir konuyu yüreklilikle gündeme taşıdı. Tanıdığım Bekir Altan, durduk yere bunları konuşmaz! Sanırım, 2019 seçimlerinden önce, bir fırsat sundu..
AK Parti bu çağrıya kulak verip, gereğini yapar mı? Göreceğiz.
Ama bu adımdan önce Lütfü Başkan’a düşen bir görev var.
Bekir Başkan cebinden bir ‘stratejik’ kart çıkarıp oynadı..
İlk kartın ‘ciddiyetini’ anlamamız için, Lütfü Başkan ikinci hamle olarak, ‘Liste’yi yayınlayacak mıdır? Ya da bir başka deyimle, Bekir Başkan’ın ima ettiği isimlere sahip çıkacak mıdır?
Öğrendiğimiz kadarıyla Bekir Başkan bu isimleri biliyor. Peki buna karşılık, ‘hain’ diye nitelendirdiği isimleri açıklayacak mıdır?
Ya da genel merkeze bildirilmiş midir?
Eğer bildirilmiş ise, genel merkez neyi bekliyor?

REFÜJLER BETONLAŞIYOR(MUŞ), BATTI ÇIKTI’DA NE OLUYOR?
İskenderun Fener Caddesi üzerinde, eski karayolları arazinin önünden geçen yolda, İskenderun Belediyesi refüjlerin üzerini betonla kaplıyor.
Sosyal medyada paylaşılan resimleri gördüm.
Sadece Fener Caddesi de değil. Büyük Çarşı İşhanı önünden geçen yolda da refüjler aylar öncesinden betonla kaplandı.
Şimdi tartışma şu;
O refüjler daralsa bile, neden ağaç veya çiçek ekmiyoruz?
Elbette bu çerçevede yorum yapanlara saygı duyuyorum.
Ancak ben öyle düşünmüyorum.
Fener Caddesi’nde yolların genişlemesini doğru buluyorum. Zaten kaldırımların sağında solunda tescilli ağaçlar var. Oraya dokunulmuyor.
Ancak, bırakın da refüjlerde olmasın..
Bu konuda İskenderun Belediyesi’nin eleştirilmesini anlam veremiyorum.
Estetik açıdan tartışılabilir.. Fakat, eski karayolları arazizinde bir tane ağaca dokunulmazken, zaten içerisi de parka dönüşecek iken, refüjlere kafa yorulmasının bir anlamı yok.
Bu durumu eleştiren İskenderun Çevre Koruma Derneği olunca, onlara da Battı çıktı projesini hatırlatmak isterim. Orada hem sayısız ağaç kaldırıldı, nedense tek bir eleştiri yapılmadı..
Tamam o ağaçların başka yerlerde, kurumlarda değerlendirileceğini söylediler.
Peki ya sonrası?
O güzergahta, tıpkı Fener caddesindeki refüjlerindeki gibi bir daha ağaçlar olmayacak.
Üstelik Pac’tan tutun da, ta Mete Aslan Bulvarı’na kadar olan güzergahta kaldırılan ağaç sayısının yerine ne bir fidan ne de çiçek ekilebilecek? Şimdi orada sadece bol şeritli yol olacak..
Fener Caddesi’ndeki manzarayı gözümüzün içine sokan Çevre Koruma Derneği, neden Battı Çıktı ile betonlaşan yola birşey demedi? O vakit fikir sunabilirdi. “Yollar 10 şerit değil de, 6 şerit olsaydı, aralara da, ağaç/çiçek ekerdik” diyebilirdi. Mesela, HBB için de “Ne kadar maliyet o kadar kar” yorumunda bulunabilirdi. Ama demedi, diyemiyor..
Orası transit geçiş için ihtiyaç da, Fener Caddesi, trafik yoğunluğunu düşürmek açısından önem arzetmiyor mu?
Ya her iki taraftaki işlem için ‘yanlış’ diyeceklerdi?
Ya da hiç yorum yapmayacaklardı?
İskenderun Belediyesi yapınca ‘kötü‘, Hatay Büyükşehir Belediyesi uygulamaya koyunca ‘harika oldu’ demek, ‘adil’ davranış biçimine sığmaz..
En azından ben böyle düşünüyorum!