YOL HARİTASI!


AK Parti’de olağanüstü kongrenin 21 Mayıs’ta yapılacağı öğrenildi.
Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin ardından bir anlamda önümüzdeki 3 yılın ‘yol haritası’nı çizeceğe benziyor..
Zaten açıkça dillendiriliyor artık.. AK Parti ve hükümetin geleceğine ilişkin çok önemli talimatların verileceği konuşuluyor. Şöyle ki; 2017- AK Parti teşkilatları ve belediyelerde değişim ve düzenleme yılı.. 2018- İcraat yılı.. 2019- Seçim yılı.. Nasıl olacak bu?
Öğrendiğimiz kadarıyla; Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk talimatını ‘belediye’lerle ilgili olarak veriyor. Referandumda bazı belediyeler ile teşkilatların yeterince çalışmadığını hatta bazı yerlerde evet oylarını aşağıya çektiği ifade ediliyor.
Erdoğan açıkça; “Belediye başkanlıklarını tek tek değerlendirin. Sonuçlara olumsuz etkisi olan belediye başkanlarını alın, yerine belediye meclisinden birini seçin” diyor.
Ardından uyarıyor, “Bunu geciktirmeden yapın. 2018’de icraat yaparlar. 2019 zaten seçim yılı. Belediye meclisinden seçilen arkadaş başarılı olursa 2019’da onu aday gösteririz” diyor. Mümkün mü?
Neden olmasın? Erdoğan’ın bu konuda ne kadar net olduğunu, kabinede yaptığı değişikliklerden biliyoruz. Kaldı ki, HDP’li belediyelerde ‘kayyum’ atanmasını da gördük!
Geçmişte Ahmet Davutoğlu’nu tek kalemde çizen, belediyelerde, teşkilatlarda neler yapmaz ki?
Zaten ikinci sırada ‘teşkilat’lar geliyor. Cumhurbaşkanı, “İl başkanlarından yorulanları, heyecanını kaybedenleri, sahada çalışmayanları belirleyin, kongre sürecinde değiştirin. Bize sahada heyecanla çalışacak İl başkanları lazım” diyor. Muhtemelen; İstanbul, Ankara, Denizli, Manisa, Adana’da ‘kan değişikliği’ tartışılıyordur. Peki yüzde 55 ‘Hayır’ çıkan Hatay’da durum ne olur?
Erdoğan’ın 3’e ayırdığı bu plan, Hatay’ı da kapsayacak mı?
İlçe belediyeleri ve teşkilatlarda ‘değişim’ yaşanması mümkün müdür?
Dere geçilirken, atın değişmesi fayda sağlayacak mıdır?
Buradaki seçmen kitlesi nasıl değerlendirilecek?
Başarısızlıktaki etkenler değerlendirilirken, fatura kimlere kesilmeli?
Söz konusu İskenderun olunca, oy dağılımı nasıl ve neye göre değerlendirilecek?
Eğer mevzu; yorulanları, heyecanını kaybedenleri, sahada çalışmayanları tespit etmekse, Milletvekili, Belediye Başkanı, AK Parti İlçe Teşkilatı çalıştı da ne oldu?
İskenderun’da referandum boyunca, hergün STK’yı, evi, çarşı, pazarı gezen olmadı mı? Hatta dün/bugün bile ‘hayır’ oyunun çıktığı İskenderun’da ‘teşekkür’ ziyareti yapmadılar mı? Mesele gezmek midir? Sistem değişikli midir?
Yerelde başarısızlığı konuşuyoruz ama, hükümet kanadından yapılan yanlışlıklar ne olacak? Kim, neye göre hesap verecek?
Hatay’a veya, İskenderun’a verilen vaatler yerine getirildi mi?
İskenderun’da birçok proje ‘ödenek’ sıkıntısına takılmıyor mu?
Bu ödenekleri yerinde ve zamanında çıkarmayanlar ne olacak?
Büyükşehir Kanunu’nu kimler çıkarttı? Neden gözden geçirilmiyor?
Bölgedeki yetki meselesinin faturasını neden belediyeler ödüyor?
AK Parti yeni bir dil ve yeni politikalar üzerinde duramıyorsa, bunun sorumluluğunu neden sadece yerel teşkilatlara yüklüyoruz?
Hatay Sanayici ve İş Adamları Derneği önceki gün, Suriye iç savaşının yarattığı ekonomik sorunlardan çıkış için Suriye’ye komşu iller ile birlikte Hatay’ın da yararlanacağı özel bir teşvik istediğini belki de 10 defadır tekrarlıyor.
Sonuç ne oldu?
İşsiziliği önlemek kimlerin görevi?
Eğer domates 7 lira, biber 12 liraya yükselmişse, belediyeler ne yapsın?
Elektrik faturasına ‘dağıtım bedelini’ belediyeler mi koydu?
Bugün ilaçlamayı bil yapamadığımız bir dönemde, biz hangi ‘Yeni Türkiye’yi konuşabileceğiz?
Esnaf çok mu memnun?
Eğitimde istediğimiz noktada olduğumuzu söyleyebilir miyiz?
***
Bence önce sistemdeki eksiklikleri konuşmalıyız..
Eleştirileri dikkate almalıyız!
Eşitlik, hak ve hukuk ilkelerine riayet etmeliyiz.
Önce ekonomi demeliyiz, kavgayı, şunu bunu bırakmalıyız..
Daha açık bir ifadeyle AK Parti ‘2010 yılı’ ayarlarına geri dönmeli..
Ama bu yönde bir gelişme olduğunu söylemek için henüz erken.
Umutlu olmak ise zor!