‘SİVRİSİNEK’ SAZ!


Birinci cemre havaya düştü. Bahar ayı da yaklaşıyor..
Yaz aylarında en büyük kabusumuz, sivrisinek..
Bildiğim kadarıyla bu ay içerisinde, mazgallar, sulak yerler, kanallar gibi alanlarda larva ile mücadele edilerek ilaçlama çalışmaları yapılması gerekiyor.
Periyodik sistem bunu gerektirir. Programa uymazsanız, yazın sivrisineklerle boğuşur dururuz. Ancak geçen yıldan biliyoruz ki, görev kapsamı dışında olsa bile bu işi sürekli İskenderun Belediyesi üstleniyordu.
İskenderunlular sivrisinekle boğuşmasın diye, Büyükşehir Belediyesi’nin görevi olan larvayla, haşareyle mücadeleyi İskenderun Belediyesi sürdürüyordu.
Ancak, İskenderun Belediyesi’nin yaklaşık 2 milyon lirayı bulan ilaçlama masraflarını karşılayacak gücü yok.
Zaten, işin aslında bu görev de Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda..
Türkiye genelinde birçok büyükşehir belediyesi, ilaçlamayı kendisi yapıyor.
Mevzuat bunu öngörüyor!
Öyle olmasaydı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Adana Büyükşehir Belediyesi, İstanbul, ilaçlama işine girişmezdi..
Dahası var;
Ankara, Gaziantep, Kahramanmaraş, Mersin, Kocaeli, Büyükşehir Belediyesi değil mi? Onlar neden ilaçlama yapıyor da, Hatay Büyükşehir Belediyesi bu işten kaçıyor?
Mesela, Samsun Büyükşehir Belediyesi ile Terme ilçe belediyesi ‘işbirliği’ yaparak, ilaçlama işini birlikte yürütüyor.
Bu örnekleri kafamdan atmıyorum, internetten inceledim!
İyi de, Hatay Büyükşehir Belediyesi neden bu ilaçlamanın hiçbir yerinde yok?
Ne yapmaya çalışıyor, amacı ne?
Gerçek şu ki, Hatay Büyükşehir Belediyesi elini taşın altına koymaktan imtina ediyor. Bu sebeple İskenderun Belediyesi gücü nispetinde, bu sorun büyümesin diye, ilaçlamayı sürdürüyor. Hatta geçen yıl, İskenderun Belediyesi ilaçlamaya yönelik masrafları kısmak zorunda kaldı.
Dahası, Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne dilekçeyle müracaat ederek, “Bu sorumluluğu yüklenin ya da maliyet hesabını çözün, biz ilaçlamayı sürdürelim” diye uyardı.
Ne hikmetse, Hatay Büyükşehir Belediyesi bir türlü bu dilekçeye yanıt vermiyor, yanaşmıyor.. Neden? Gücünüz mü yok?
İskenderun’un gelirlerlerinden aldığınız 180 milyon liralık payın, karşılığı böyle mi olacaktı? Bu parayı alırken iyi de, bunun yansıması olarak, haşareyle mücadelede neden yoksunuz?
Hani hakkaniyete, hak, hukuka riayet ediyordunuz?
Hatay’ın vergi potansiyelinin hizmete yansımasını eleştiren HBB Başkanı Lütfü Savaş değil miydi? Neden İskenderunlular’a larvayla mücadeleyi çok görüyorsunuz?
Yarın bir gün İskenderun Belediyesi ‘Ben yokum artık’ dese, İskenderunlular’ın yaşayacağı eziyette, kendinizi sorumlu hissetmeyecek misiniz? Ne demişler;
– Anlayana ‘sivrisinek’ saz, anlamayana davul zurna az!

BARINMA EVİ!
Referandum sürecinde ‘Evet’ ve ‘Hayır’ arasında yığınca yorum yapıyoruz.
Nedense memleket sorunlarına eğildiğimiz yok.
Oysa şu kış aylarında belki onlarca kişi sokaklarda yattı, yiyecek bir ekmek dahi bulamadı. İskenderun’da bir tane Barınma Evi olmaması ne kadar acı?
Bu insanlarımıza o barınma evinde bir tas çorba verilse, fena mı olurdu?
Cami köşelerinde barınmaya çalışan, akşamları uyuyacak bir köşe arayan bu insanlarımızın durumu ne olacak?
Bu iş kimin sorumluluğundaysa, bi zahmet ilgileniversinler!
Unutmayalım ki, yarın başımıza ne geleceğini bilemeyiz..

O SORU YANIT BULDU
Referandum sürecinde en çok sorulan soru şuydu;
– Suriyeliler’e vatandaşlık verildi mi, oy kullanabilecekler mi?
Bu soruya en yetkili isim yanıt verdi;
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ilk aşamada 80,000 Suriyeliye Türk vatandaşlığı verilmesi için çalışmaların sürdüğünü ancak tartışmaları önlemek için bu yöndeki adımın 16 Nisan’daki referandum öncesi atılmadığını söyledi.
Bence, Hükümet doğru bir karar almış!
Ancak, vatandaşlık meselesi için de bir referandum kararı alınamaz mı?
Bu da ikinci sorumuz olsun!