HANİ BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE OLACAKTIK?!

TBMM’de Anayasa değişikliği için yapılan görüşmelere bakıyoruz, milletvekilleri kavgalı.. Başkanlık Sistemi aynı keza, MHP’nin refleksi, tabanda ülkücülerin büyük bir çoğunluğuna inandırıcı gelmiyor..
Sosyal medyada ‘hayır’ diyenlerin haddi hesabı yok.
Tartışmalar yığınca..
Terörle mücadele verdiğimiz bir dönemde, toplumsal barıştan sözediyoruz. Ancak içimizde tartışmalar dinmiyor.
‘Türkiye istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor’ deniyor, fakat TBMM’de tansiyon yükseliyor.. Aynı günlerde Euro’yu, Dolar’ı tutabilene aşk olsun!
Bunun adına, birlik ve beraberlik demek mümkün mü?
Barışın olmadığı yerde aile olur mu?
Anayasa değişikliği ne getiriyor, öğrenemiyoruz..
TBMM görüşmelerini Meclis TV yayınlamıyor..
Böyle bir süreçte sistem değişikliği gerekli mi?
Önce bir düzlüğe çıkalım demek zor mu?
Bakıyoruz olup bitenlere, Yenikapı ruhundan eser yok!
Bugün o dayanışmanın ruhuna Fatiha, tabutuna çivi çakıldı.
Toplum olarak; darbe direnişinde birliğin, beraberliğin, kenetlenmenin destanını yazdık. Ama siyasette bu rüzgar eridi gitti..
Omuz omuza tututuğumuz nöbete ne oldu? Hiç mi ders almıyoruz?
Hep mi bir hesap, bir siyasi zıtlaşma peşinde koşturup, duracağız?
Halkın günahı nedir?
Siyaset arenasında çekilen kılıçlarla mı, ‘mutabakat’ sağlayacağız?
Hani biz birlikte Türkiye olacaktık? Hani bir daha 15 Temmuz öncesine dönmeyecektik? Helalleştik, kucaklaştık ya..
Halk bunun neresinde?
Kim haklı, kim haksızdan bana ne?
Ne ara filmi koparıp, başa sarıyoruz.
Bu kadar kolay mı?
Huzuru özlemedik mi? Her yerde manzara aynı;
Yerel de, büyükşehir ile ilçe belediyeleri anlaşamıyor..
Herkes gücü nispetinde yetkilerini kullanıyor.
Olmadı, tartışmalar büyüyor..
İş fotoğraf vermeye gelince, sanırsınız herkes omuz omuza veriyor..
Ama o fotoğraf karesi sadece albümde kalıyor, sonrasında herkes kendi havasında..
Toplumsal barıştan bunu mu anlıyoruz?

1.HATAY KİTAP FUARI’NIN DEVAMI YOK MU?
Kitap, içinde tecrübeler kokan bir eserdir. İçinde bir hayat saklıdır. Kitap, bir yeniliktir yenilenmektir! Okumayı kendisine alışkanlık edilenlerin zihinleri yeniliğe her zaman açıktır. Onlar okuyarak düşünür ve fikirler üretirler. Peki kitap okumayı yaygınlaştırmak için ne yapıyoruz? İskenderun’a sahaf kitap evleri olmasa kitap bulmakta zorlanacağız. Merak ediyorum; Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda hiç mi sorumluluğu yok? En son Aralık 2014’te 1. Hatay Kitap Fuarı’na ev sahipliği yaptı o kadar.. Oysa Kitap Fuarı’na ‘birinci’ diye başlıyorsanız, bunun devamı gelmeliydi. Bugün 2017’in ilk ayındayız.. Fuarı devam ettirmiş olsaydık, bugün 4. Hatay Kitap Fuarı’na hazırlanıyor olacaktık. Ama ne yazık ki, henüz birinci yılınında gölgeledik.. Gerisini getiremedik! Oysa Adana, Çukurova Kitap Fuarı’yla 10. yılda çok sayıda yazarı konuk ediyor, kitap tanıtımlarını yapıyor, söyleyişilerde bulunuyor. Peki biz neden 1. Hatay Kitap Fuarı’nın devamını getiremedik? Ne diye kitap tutkunu çocuklarımız, gençlerimiz Adana’ya gitmek zorunda kalıyor? Madem kitap okumayı teşvik edeceğiz, o halde kitap fuarını geleneksel hale getirmeyi de bilmeliyiz..
Umut ediyorum bu önerimin bir karşılığı olur!

ZAM FURYASI!
Dolar’ın, Euro’nun tırmanışa geçmesi yetmiyormuş gibi, herşeye zam geliyor..
Sebze ve meyve fiyatları el yakıyor..
Balık fiyatları uçtu gitti..
Benzine, mazota her hafta zam biniyor..
Ekmek oldu, 1 lira..
Dolmuş ücreti 2 liraya yükseldi..
Çarşıda işin var, gidiş geliş 4 lira..
Öğrenci servis ücreteri aynı keza..
Zaten Dolar’a endeksli her ürün ateş pahası..
Var mı bu çıkışın inişi? Göreceğiz!