71 MİLYONCUK!

Geçtiğimiz günlerde 58.3 milyon TL’ye satışı gerçekleşen Antakya Fuar Alanı’nın satışına yönelik Antakya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Hatay 2. İdare Mahkemesi’ne açılan davada, “Yürütmenin Durdurulması” kararı çıktı.
ATSO doğru olanı yaptı.. Çünkü;
Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) elinde ne var ne yok, satmaya başladı.
Yangından mal kaçırıyor sanki..
CHP grubu da görmezden geliyor;
Arsuz EXPO’nun karşısında biri 62.5 milyon lira, diğeri de 8.5 milyon lira olmak üzere iki büyük arazi, birkaç gün önce ‘şak’ diye satıldı..
Antakya’da ki cabası..
Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak, 8-10 gün içerisinde ihale kararı alıyorsunuz ve ihale ilanına çıkıyorsunuz. Sattığınız 3 parsele de satın almak üzere teklif veren sadece 1 kişi. Her birine 1 kişi girmiş. Böyle bir şey olabilir mi?
Samandağ grubu devrede mazallah!
Burada hiçbir araziyi kaçırmıyor..
Böyle bir saçmalık olamaz!
Yeminle HBB, o paranın tamamını İskenderun ve Arsuz’un ihtiyaçları için harcası zoruma gitmeyecek. Fakat herkes biliyor ki, dağın bu tarafına yatırım yok!
Paranın ne kadarı hizmete dönüşüyor, onu da bilmiyoruz!
Lütfü Başkan ne isterse onu yapıyor!
Buna müsaade mi edeceğiz?

KADERİNE TERK ETMEYELİM..
İskenderun sahilinde ki 1900’lerin başında İngiliz konsolos yardımcısının evi olarak geçen yapının terkedilmiş halini biliyoruz.
Muhtemelen on yıllarca kapısı hiç açılmamış!
Bu bakımsız şekliyle bile büyüleyici!
Önünden her geçen tekrar bakıyor.
Geniş bahçesi, fiskiyeli havuzları, geniş avlusu, uzun balkonu, yatay mimarisiyle tarih kokuyor.
Kent tarihi araştırmacısı/Fotoğrafçı Fahreddin Osmanca, Saray Yavrusu’nun eski fotoğrafını sosyal medyadaki sayfasına taşımasaydı.. Aradaki farkı, zaman içersinde yaşadığı tahribatı bilmeyecektik!
Kapısı kilitli..
Mülk sahipleri bir gün olsun dememişler ki, ağaçları budayalım.. Binanın görkemli halini restore edip, ortaya çıkaralım..
Eğer bu durum Anıtlar Kurulu veya Tabiatı Koruma alanı içerisindeyse, neden bir yetkili müdahil olmuyor?
İskenderun’da böyle birçok tarihi yapı var, özel mülk diye dokunulamıyor.
Bazıları yıkılma tehlikesi yaşıyor, mülk sahibi umursamıyor bile.. Yazık!
İskenderun’u İskenderun yapan değerlerin yok oluşuna seyirci kalıyoruz!
Tarihe tanıklık eden yapılar kaderine terkedilmiş, sadece eski fotoğraflarına bakıp, iç çekerek izliyoruz..
Binanın eski halini gösteren fotoğrafa bakar mısınız?
Önünde yol bile yok. Sıfır deniz ve ucunda iskele mevcut..
Şimdi ise önünde bulvar, bir sonraki adımında sahilde yeşil alan, işletmelerle dolu..
Her değişim, her dolgu, şehrin doğallığını bozdu.. Üzerine terkettiğimiz binalar, İskenderun’un tarihi dokusunu, kültürel ruhunu alıp bedenimizden söktü..
Üzülüyoruz!
Fahreddin Osmanca’nın tarihi yapılara olan duyarlılığı sayesinde, geçmişi anımsıyoruz!
Çabasını da takdir ediyorum..
Belki birileri, tarihi dokuların bu çığlığına kulak verir!

Yılmaz AKPINAR – 27 Ağustos 2021 Cuma