CHP’LİLER CUMHUR İTİFAKI’NIN İDDİALARINI YALANLADI

AK Parti İl Başkanı Adem Yeşildal’ın Hatay Büyükşehir Belediyesi icraatlarını eleştiren iddialarına CHP Hatay örgütünden yalanlama geldi.
Belediye Taş Bina önünde toplanan CHP’li milletvekilleri, ilçe başkanları, belediye başkanları, meclis üyeleri ve çok sayıda partili adına açıklamalarda bulunan CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, “Cumhur İttifakı’nın yerel siyaset üzerinden partileri AK Parti ile MHP’nin genel siyasette partimiz ve CHP’li belediye başkalarına yönelik algı operasyonu dilini Hatay ve Hatay siyasetine taşıması ile gerçekleşen AK Parti İl Başkanının iftiralar içeren -sözde- basın açıklamasına karşı CHP Hatay olarak “tek vücut, tek ses” cevap veriyoruz” diyerek, suçlamaları yalanladı.

‘BELEDİYEMİZDEN BELGELERİ İSTESELERDİ..’
Cumhur İttifakı grupları ile iddialarda bulunan AKP il başkanı Yeşildal’a cevap veren CHP’li Şahin şu ifadeleri kullandı;
“2014 yılında büyükşehir olan Hatay, Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimleri kazandığı günden bu yana AKP iktidarı tarafından üvey evlat muamelesi görmektedir.
Özellikle yatırımlar ve bütçelendirmelerdeki tutumu ile büyükşehir belediyemiz zor durumda bırakılarak halkımıza yönelik hizmetler engellenmek istenmektedir.
Bunların Hatay halkını cezalandırma amacını taşıdığı açıktır. AKP İl Başkanın burada, kameralar karşısına geçip Hatay Büyükşehir Belediyesi ile ilgili mesnetsiz ve algı oluşturmaya yönelik suçlamalarına ve tüm iddialarına karşı, gerçekleri halkımıza anlatmak görevimizdir.
AKP’nin Suriyeliler ile ilgili hiçbir önerimizi dinlemeyip sergilediği yanlış dış politika nedeniyle şu anda Hatay’da nüfusumuzun yüzde 35-40’ı, yani neredeyse her 3 kişiden 1’i Suriyelidir. Çok kısa zamanda ilimiz büyük bir göçle karşı karşıya kalmıştır. Buna rağmen Hatay, merkezi hükümetten ek hiçbir bütçe alamamakta aksine ekmeğini Suriyeliler ile bölüşmek durumunda kalmaktadır. Hataylılar, sadece ekmeğini değil tüm imkanlarını bölüşmek zorunda kalmıştır.
Hatay Büyükşehir Belediyesi böylesine bir sorumluluk karşısında kendi vatandaşları için ayrılan paydan hem vatandaşlarımıza hem de Suriyeli mültecilere hizmet vermek durumunda bırakılmaktadır.
Hükümetin vermediği desteği kendi öz kaynakları ile kapatıp hizmette kusur bırakmamak adına proje ve uygulamalara giden Hatay Büyükşehir Belediyesi, tüm bunlar yetmezmiş gibi iktidar sahipleri tarafından, haksızca, hukuksuzca, yüzsüzce ve utanmazca iftiralara uğramaktadır.
Keşke halka açıklama yapmadan gerekli araştırmaları yapıp, hatta belediyemizden belgeleri isteselerdi, böyle bir talihsiz açıklama olmazdı. Hatay mitinginde 9 baraj yapıldı dedirterek Genel Başkanları Tayyip Erdoğan’ı da bu şekilde hataya düşürmüşlerdi. Anlaşılan burada AKP il başkanına da yanlış bilgi aktarımı söz konusu.
AKP il Başkanı, yanında duran belediye başkanlarını, meclis üyelerini, partililerini alarak belediye binası önünden tehditler savurmuştur. Yapılan açıklamanın yöntemi ve içeriği siyasi nezakete aykırıdır. Hodri meydan…
AKP’nin İl başkanı “CHP’li bazı yetkililer de rahatsız” diyerek hadsizce partimize el uzatmıştır, kimler nelerden rahatsız bunu net şekilde açıklamalıdır.
‘Tahakkümden’ söz ediyor, kendilerinden daha fazla tahakküm kurmak isteyen kimse yoktur. Öyle ki kendilerinin tutumu Belediye Meclisi Üyelerinin kendi imzalarını red noktasına gelmelerine sebep olmuş, üyeleri “sözünde durmayan yalancılar” konumuna düşürmüştür.

‘HBB PROJELERİNİN ÖNÜNE SET KOYMA ÇABASI VAR’
Örnek mi:

24 Mayıs’ta yapılan Meclis toplantısında, belediyemizin talepleri komisyona havale edilmiş,
Komisyon çalışması yapılmış ve;
395 milyon Lira borçlanma, Fen İşleri yıllara sarı asfalt işi ve EXPO etkinlikleri için talepler uygun görülmüş, rapora bağlanmış ve imza altına alınmıştır. Belediye idaresine rapor teslim edilmesine rağmen, imzalanan komisyon raporu bilmediğimiz bir tahakküm neticesinde değiştirilip farklı bir rapor hazırlatılarak meclise getirilmiştir.
Bu davranış, Büyükşehir Belediyesinin projelerinin sabote edilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. Kimsenin partimizi ve belediye yöneticilerini yalan yanlış algılarla zan altında bırakmaya hakkı yoktur.
Cumhur İttifakı sözcüsü AKP il başkanının sözleri; Büyükşehir Belediyesi’nin gayrimenkul satışı planlarına karşı çıkması, halkımızı yanlış yönlendirmeyi amaçlayan, ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla yapılan bir kara propagandadır.
Yüzbinlerce Suriyeli’nin de eklenmesi ile sorunlara çözüm bulmak için kendi öz kaynaklarını kullanmaya çabalayan Büyükşehir belediyesinin önemli tüm projelerinin önüne set koyma çabası vardır.
Buradan açıklama yapanlar ve halkımız bilmelidir ki; ki Hatay Büyükşehir belediyesi, gayrimenkul satışı yaparak gelir elde eden 30 büyükşehir arasında; AKP’li Gaziantep, Kayseri, Erzurum, Kahramanmaraş gibi belediyelerden sonra 15.sırada yer almaktadır.
Bu alım-satımlardan elde edilen gelirler yine belediyenin hizmetlerinde kullanılan, yani belediyenin bütçesine katkı sağlayan, Hatay için oluşturulan bütçelerdir. Sayın il başkanı kendi belediyelerinin ve partisinin hükümetinin çar-çur etme politikalarını bize yamamak istemektedir. Bu uygulama sadece Hatay’da değil 81 ilin tüm il ve ilçe belediyelerinde uygulanan, yasalara göre kanuni olan çalışmalardır. Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi de bu yetkiyi resmen HBB’ye vermiştir. AKP’li belediyeler gayrimenkul satarken çar-çur yok kar var, CHP’li belediyeler gayri menkul satıp halk için kullanılacak öz bütçe oluşturunca çar-çur var, israf var… Öyle mi?

‘İDDİA EDİLEN PARSELLERİN HİÇBİRİNİN RESTORASYONU BULUNMUYOR’
Bu arada AKP İl Başkanı, Kültür Varlıkları İhalesi ile ilgili iddialarda da bulunmuştur.
21 Haziran 2021 tarihinde 2021-316675 ihale kayıt numaralı Büyükşehir Belediyesine ait parsellerde Restorasyon Yapım işi tamamen Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliğine göre ihale edilmiştir. İhale kapsamındaki işler içerisinde iddia edilen parsellerin hiçbirinin restorasyonu bulunmamaktadır.
Bahse konu ihale kapsamında restorasyonu planlanan 14 Ocak 2021 tarih ve 12 sayılı Meclis Kararı ile yüzde 25’nin 2021 yılında ve yüzde 75’nin 2022 yılı bütçesinden karşılanarak, tamamı belediyeye ait parseller şunlardır:
Samandağ’daki Zeytunlu mahallesindeki İngiliz Okulu ile Antakya İlçesi üçüncü mıntıka 1514 no’lu parsel restorasyonu, Antakya dördüncü mıntıka 2 bin 67 no’lu parsel restorasyonu, Samandağ- Zeytunlu mahallesi 3 bin 963 no’lu parsel, yine Antakya Kalesi mevkii Teleferik Üst İstasyonu Çevre Düzenleme Yapım İşi.
Ayrıca 16 Temmuz’da Zeytunlu mahallesindeki İngiliz Okulu caddesi 4 bin 361 no’lu parselde bulunan tarihi İngiliz Okulu yer teslimi yapılmıştır. Ancak ilgili parselde işgal tespit edilmiş ve işgalin giderilmesi için Emlak İstimlak Daire Başkanlığına bilgi verilmiştir. Konuyla ilgili tebligat yapılmış ve 7 gün içerisinde bahse konu taşınmazın tahliyesi talep edilmiştir. İşlemlerin bitimine müteakip ihale kapsamında restorasyon işlemlerine başlanacaktır.
Sayın AKP il başkanına tavsiyemiz iki yüzlü davranarak değil, Hatay Büyükşehir Belediyemize halkımızın yararı için destek olmalarıdır. Bunun en birinci yolu da bir an önce semimiyetsizliği bırakıp, Belediye Meclisi Üyeleri üzerindeki tahakkümü kaldırmalarıdır.
Yolsuzluk, rant ve israflarla Cumhuriyet kazanımları ve stratejik öneme haiz onlarca kurumu ve taşınmazları yandaşları ile yabancılara peşkeş çekerek satan AKP’liler Ereğli ve İskenderun Demir Çelik Fabrikası, Tekel Alkollü İçkiler, Sümer Holding ve Şeker Fabrikaları, ETİ Holding, PETKİM, TÜPRAŞ, TELEKOM, Tank Palet Fabrikası ve termik santrallere kadar tüm milli değerlerimiz anti-milli uygulamalarla satılırken ses çıkarmayıp, bugün hükümetlerinin üvey evlat olarak gördüğü Hatay’a hizmet için belediyenin kar elde edeceği, kendi gayrimenkulleri satışa çıkarıldığında feryat figan kameralar karşısına geçiyor.

‘HATAYLI’NIN HAKKINI SAVUNUN’
Gönül isterdi ki; AKP il başkanı, dediğimiz verginin sadece 3’te 1’i yatırım sözü olarak verildiğinde ve bunlar taahhüt olarak kalıp, hizmet olarak Hatay’a gelmediğinde de Cumhur İttifakı gruplarını yanına alarak basın açıklaması yapıp Hatay’ın hakkını partisi AKP’den isteseydi.
Gönül isterdi ki; Sayın Yeşildal, gri pasaportla insan kaçakçılığı yapan AKP’li belediyeler ve kendi bakanlığını dolandırdığı için görevden aldıkları Ticaret Bakanı için de hukukçu kimliği ile Cumhuriyet savcılarını göreve davet etseydi.
Gönül isterdi ki; AKP, Suriye’deki beceriksiz dış politikaları ile Suriye savaşından Hatay’ın ne kadar etkilendiğini, Suriyeli mültecilerin Hatay’da yarattığı sorunlar hakkında da rahatsızlığını dile getirseydi.
Gönül isterdi ki; özellikle yanlış Suriye politikasıyla AKP’nin, Hatay turizmini 10 yıldır baltalamasına da ses çıkarsalardı. Keşke 2010 yılında, yani Suriye iç savaşı başlamadan önce, Hatay’a ziyarete gelen turist sayısı 357 bin civarındayken, 2020 yılında Hatay’a gelen yerli ve yabancı turist sayısının sadece 113 bin civarında olduğunu da halkımıza anlatsalardı.
Gönül isterdi ki; AKP il başkanı, 2008’de yatırım programına alınan Büyük Karaçay Projesi söz verilen tarih 2013’te bitirilmediğinde, şimdi de 2025’de bitecek denildiğinde Hataylı’nın hakkını savunsaydı.
Gönül isterdi ki; Sayın Yeşildal, 2013’de yatırım programına alınıp, 1 adım ilerleme olmayan Gönen Çayı Projesi’nde de, derin kuyulardan su çeken Arsuzlu’nun hakkını savunsaydı.
Gönül isterdi ki; Sayın Yeşildal, Antakya – Reyhanlı Cilvegözü Yolu
Altı bölgesi üzerinde 38 kilometre yolu 19 yılda bitiremeyen AKP hükümetinden Hataylı’nın hakkını isteseydi.
Gönül isterdi ki; Sayın il başkanı, seçim meydanlarında ‘5 mayıs 2015’de Reyhanlı Barajı’nı açacağız.” diyen AKP’lilere, ‘’2021’deyiz Reyhanlı Barajı’ndan 1 metrekare tarlasını sulayan bir çiftçimiz var mı Amik Ovası’nda?’’ diye de sorabilseydi.
Gönül isterdi ki; AKP politikaları sayesinde Hatay’da tarım bitirilirken ses çıkabilseydi. Keşke 2011’de 35 bin 403 sigortalı çiftçi varken, nisan 2021’deki kayıtlı çiftçi sayısı 10.269 bine düştüğünde Hataylının hakkını arasalardı.
Gönül isterdi ki; Hatay sanayini, Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan, Suriye’ye ve Suriye üzerinden her gün 250 araç, yılda 110 bin araç taşıma yaparken, şimdi 25 günde sadece 1 gemi kalkıyor duruma getiren AKP hükümetini de eleştirselerdi.
Gönül isterdi ki; her seçim dönemi vaat ettikleri Amanos Tüneli’nin hayata geçirilmesi için çaba harsalardı.
Gönül isterdi ki; 4 ilçe ve 4 sanayi bölgesinden geçen Osmaniye-İskenderun E-91 karayolunun defalarca projelendirilmesine rağmen hala bir kazma bile vurulmadığını sorgulasaydı. Lojistik köy, hızlı tren ve otoban projelerinin devamlılığını sağlayıp Hatay’a kazandırsalardı.”