Akçay’da yapılması planlanan ve toplamda 148 hektar alanı kapsayan Taş Ocağı ve Kırma Tesisi ile alakalı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Toplantısı, duyarlı vatandaşların ve çevrecilerin tepkisi sebebiyle iptal edildi.
Toplantının yapılmasını istemeyenler ile güvenlik güçleri arasında istenmeyen olaylar yaşandı. İskenderun Güzelköy, Bekbele ve Aşkarbeyli mahallelerine yakın bir bölgede yapılması planlanan Olivin Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesine yönelik, yapılmak istenen ÇED Toplantısı, vatandaşların ve çevrecilerin gösterdiği tepki üzerine gerçekleştirilemedi.
Akçay Mahallesinde toplanan bölge halkı ile yaşam ve doğa savunucuları, ÇED toplantısının yapılacağı gün İskenderun’da eylem ve etkinlik yasağı getirildiğini ve halkın katılımın engellendiği iddiasında bulundu. ÇED toplantısının yapılamaması üzerine, görevlilerin tutanak tutma aşamasında, kapıların kapatılarak köylülerin tutanak sürecinde bölgeden uzaklaştırılmak istenmesine ise orada bulunan kalabalık tepki gösterdi.
Tepkiler esansında vatandaşlar ile güvenlik güçleri arasında istenmeyen görüntüler oluştu. Yaşanan arbedelerin sonrasında Polis, çok sayıda kişiyi gözaltına alırken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İskenderun İlçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu ile İskenderun Belediyesinin CHP’li Meclis Üyeleri ve Çevre Koruma Derneği (ÇKD) İskenderun Şube Başkanı Nermin Yıldırım Kara da çıkan arbedenin tam ortasında kaldılar.
HUKUKİ OLARAK TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ÇKD Şube Başkanı Kara; “Akçay’da maden ocağı ile ilgili yapılacak olan halkın katılımı toplantısı, Valilik ve kaymakamlık makamlarınca alınan yasak kararlarının gölgesinde geçti.
Her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü, protesto eyleminin yasak olduğu ilçemizde ÇED Toplantısı bu karardan muaf tutuldu. Bu durumun kabul edilemez ve gerçek dışı bir uygulama olduğunu ifade ettim, toplumun anayasal haklarına demokratik haklarını kullanmasının önünde bir engel teşkil etti. Madem her türlü toplantı yasak, ÇED toplantısı da yasak olmalıdır. Saat 09.30’da bölgeye gittiğimde 1 saat boyunca polis engeliyle karşılaştım.
Ardından Çevre Koruma Derneğinden sadece 2 kişi girebilir talimatı ile toplantı alanına girebildim. Mahalle sakinleri, maden sahalarını istemediklerini, toprağa suya zarar verdiklerini, zeytin bahçelerine tarım topraklarının kullanılamaz hale geldiğini yüksek sesle ifade ettiler.
Bakanlık yetkilileri ise kahvehanede içeride gizli bir şekilde tutanağı tutmaya çalıştılar. En son noktada zorla içeri girebildik, tutanağı gördük. Toplantının, halkın bilgilenmek istemediği için yapılmadığını tutanak altına aldılar, şerh düşmemize izin vermediler.
‘Kaymakamlıkça yapılan yasak kararına rağmen, bu toplantının muaf tutulduğuna ilişkin şerhimiz’ tutanağa geçirilmedi. Bu esnada kısa süreli bir gerginlik yaşandı dört gözaltı oldu, biri serbest bırakıldı, diğer üç arkadaş şu anda ifadelerini vermek üzere götürüldüler. Süreç devam edecektir.
Hukuki olarak takipçisi olacağız, gelişmeleri birlikte değerlendireceğiz. Halkın haklı talepleri karşılanmalıdır, yaşadığımız bölgeye sahip çıkmak suç değildir. Ben öncelikle Akçay halkına, bölge insanlarımıza verdikleri bu yürekli mücadeleden dolayı teşekkür ediyorum. Emeği geçen, katkı koyan bütün arkadaşlarımız sağ olsun, var olsunlar” dedi.