İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Profesörü Tahir Özcan, Namık Kemal Ortaokulu Müdürü ve başarılı eğitimci Ali Koç, Fatih Yalçın ile bir araya geldik.
Tahir Hoca, kurumsal değerlere sahip, yerelden alıp evrensele hitap eden, özgür, yaratıcı ve eleştirel düşünen, doğaya saygılı bir bilim adamı.
Sosyal ve kültürel açıdan sosyal sorumlulukları başarıyla yerine getiriyor.
Etkili çalışmalarını keyifle izliyorum.
Yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor.
İSTE öncülüğünde uluslararası düzeyde ikili işbirliklerini gerçekleştirip, bilimsel olarak uluslararası ve Avrupa birliği fonlarından daha çok faydalanmak istiyor.
Ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde ve kongre tebliğ kitaplarında basılmış yüzün üzerinde eseri var.
Uluslararası düzeyde düzenlenen üç adet sempozyumda başkan olarak görev aldı.
Onu farklı kılan sebep; 2000 yılında Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden (İskenderun) mezun olduktan sonra, Akademik kariyerine 2002 yıllında Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak adım atmasıdır.
Sonrasında, 2017 yılından itibaren öğrencisi olduğu İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi’nde profesör olarak görev yapıyor.
Öğrencilikten profesörlüğe uzanan akademik kariyerinde hep İskenderun’daydı.
Varı yoğu İskenderun!
Eşi Prof.Dr. Gülnaz Özcan da, öğrencisi olduğu üniversitede aynı ünvana sahip.
İSTE’nin ev sahipliğinde deniz çalıştayı düzenledi.
Antalya Kemer’de ki, “İnternational Marine & Freshwater Sciences Symposium”da çok büyük emeği var.
Şimdi de Harran Üniversitesi’nin katkılarıyla Şanlıurfa’da bir çalıştaya daha imza atıyor.
Beni asıl heyecanlandıran, “İskenderun ve Karides” adlı kitabıdır.
Gastronomi Şehri Hatay’da, sofra kültürüne hitap eden karides hakkında doyurucu bilgiler olmasına rağmen, değerlendiremiyoruz.
İskenderun karidesini dünya tanıyor, ama biz faydalanamıyoruz!
Yurtdışında deniz canlılarıyla ilgili festivaller düzenleniyor, ama bizler buradan izliyoruz.
Etkinliklerle, şehre yeterince turist çekemiyoruz.
Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Profesörü Tahir Özcan’ın bilimsel kaynaklarına sahip çıkamıyoruz.
Hep gündeme taşımamıza rağmen, İskenderun’a henüz bir Gastronomi Sokağı kazandıramadık.
Deniz şehri İskenderun’da bir balık festivali düzenleyemedik.
Daha önemlisi;
‘İskenderun Karidesi’ ile anılan şehirde, ‘Karides Festivali’ne ev sahipliği yapamıyoruz.
Birkaç yıl önce “Karides’in logosunu kullanalım” dediğimde AHM Port City ve İskenderun Gastronomi Derneği dışında karides logosunu kullanan olmadı.
Oysa bu çalışmaları çeşitlendirebilirsek, bize ne zararı olabilir k?
O bakımdan;
Prof.Dr. Tahir Özcan’ı dinlemekte fayda var diyorum.
Deniz’in tüm nimetlerini bu güzel şehrin tanıtımıyla harmanlayabiliriz.
Denizimizi temiz tutalım, festivallerle buranın rengini dünyaya tanıtalım.
Gastronomi sadece Antakya demek değildir..
Sınırları aşmalıyız!