İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi, son günlerde İskenderun Körfezi’nin Denizciler, Karaağaç-Arsuz kıyı hattında gözlenen kahverengi tabaka ve köpük oluşumuna dair kamuoyunu bilgilendirme amacıyla açıklama yaptı.
Fakülte öğretim üyesi Prof. Dr. Nebil Yücel ile Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ece Kılıç’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, kıyılarda görülen bu oluşumların halk arasında endişeye neden olduğu belirtilerek, konunun uzman ekiplerle yerinde incelendiği ifade edildi.
FİTOPLANKTON PATLAMASI: DOĞAL VE BİYOLOJİK BİR SÜREÇ
Prof. Dr. Nebil Yücel açıklamada, gözlemlenen kahverengi tabaka ve köpüğün bilimsel olarak “fitoplankton patlaması” olarak adlandırılan tamamen doğal bir biyolojik olaydan kaynaklandığına işaret ederek “Denizel ortamda yaşayan mikroskobik bitkisel planktonların (fitoplankton) sayısının kısa sürede çok yüksek seviyelere ulaşması sonucu bu tabakalar oluşmaktadır. Şu an gözlemlediğimiz görüntü, bu doğal sürecin bir sonucudur” dedi.
Fitoplanktonların, karasal bitkiler gibi fotosentez yaparak oksijen ürettiğini ve atmosferdeki karbondioksitin büyük bir kısmını absorbe ettiklerini belirten Prof. Dr. Nebil Yücel şunları kaydetti: “Ancak çevresel koşulların uygun hale gelmesi, özellikle sıcaklık artışı ve besin elementlerinin yoğunluğu bu organizmaların birkaç gün içinde hızlıca çoğalmasına neden olabiliyor. Bu organizmalar öldükten sonra su yüzeyine çıkan ölü hücreler, rüzgar ve dalgaların etkisiyle kıyılarda birikiyor. Kahverengi tabaka bu ölü hücrelerden oluşurken, köpüklenme ise hücrelerin içeriğindeki yağ, protein ve şeker gibi organik maddelerin su ile etkileşime girmesi sonucu oluşuyor…”
‘KENDİLİĞİNDEN SONA ERER’
Yapılan ilk incelemeler sonucunda, bu fitoplankton türlerinin toksik olmadığı, zehirli maddeler içermediği ve halk sağlığını tehdit eden bir durumun bulunmadığı açıklandı. “Her ne kadar görsel olarak yüzmek için uygun olmasa da, bu olayın kısa sürede kendiliğinden sona ermesi beklenmektedir. Dışarıdan herhangi bir temizlik müdahalesine gerek yoktur.”
MÜSİLAJ İLE KARIŞTIRILMAMALI
Açıklamada, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj (deniz salyası) ile İskenderun Körfezi’ndeki mevcut durumun karıştırılmaması gerektiği vurgulanarak “Marmara Denizi’ndeki müsilaj, çok daha karmaşık bir biyolojik sürecin ve farklı organizmaların sonucudur. İskenderun Körfezi’ndeki oluşum ise çevre felaketi boyutunda değildir. Özellikle düşük akıntılı kıyı bölgelerinde bu durum, biyolojik birikimlere yol açabiliyor” dedi. İncelemelerde deniz suyu sıcaklığının kısa sürede yaklaşık 2°C arttığı, bunun da mikroskobik canlıların üremesini hızlandırdığı ve sudaki çözünmüş oksijen miktarını azalttığının altının çizildiği açıklamada ayrıca olayın kimyasal veya toksik bir kirlilikten değil, tamamen doğal ve geçici bir biyolojik süreçten kaynaklandığını yinelendi. Sürecin bilimsel olarak takip edildiği ve gelişmelerin kamuoyu ile paylaşılacağı ifade etti.