‘YAVŞAK!’

Konuşmayım, yazmayım diyorum..
Olmuyor!
Son meclis toplantısında yapılan konuşmalardan anladım ki, belediyeye ait tesisler gözden çıkarılmak isteniyor.
Kanyonpark, Karayılan, Millet Parkı, Doğan Gazinosu, Ziraat Park’taki tesisleri belediye kendi imkanlarıyla çalıştırmak istemiyor.
Verelim diyorlar..
Kaç gündür takip ediyorum.
Anlıyorum ki;
Belediye bunları yük olarak görüyor!
Çünkü her tesis; işçi demek, eleman demek..
İSKENT çalışanlarını bu yüzden eritmeye çalışıyorlar.
Fatih Tosyalı başkanlığı döneminde açılan ve ‘ücretsiz’ çocukların, gençlerin kullanımına sunulan Çocuk Oyun Köyü, yeni dönemin son meclis toplantısında ‘ücretli’ oldu.
Mehmet Dönmez başkanın bir bildiği var dedik, süreci izledik.
Yine Fatih Başkan döneminde yeni konseptiyle, menüsü uygun fiyattan oluşan yemeklerin sunulduğu Doğan Restoran/Cafe’de ürünlere ‘Zam’ yapıldı.
Bunu da, “Deprem önceliklerimizi değiştirdi” diyen Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’in yeni kaynaklara odaklanma çalışmalarına bağladık.
Ama tüm tesisler elden çıkacak ise ‘Sosyal Belediyecilik’ denen yelpazeden eser kalmaz!
Ruhuna hançer saplamış olursunuz!
Belediyenin görevlerinden biri, vatandaşlara sosyal anlamda kolaylık sağlamak değil midir?
Bunu neden anlatıyorum?
Seversiniz sevmezsiniz..
Doğan Gazinosu olsun, 3 Nolu olsun, Millet Parkı olsun..
Tüm bu tesislerde halka kahvaltı ve yemek servisi yapılırken, bu işi başarıyla yapan isimdir Vahdettin İpek..
İskenderun Belediyesi Sosyal Tesisler Müdürü olarak, depremden hemen sonra 3M Garden’de halka yemek dağıtırken, konteynerlerde, tesislerde hep öndeydi Vahdettin İpek.. Etkinliklerde, programlarda müdür olarak değil, personel olarak hamallık yaptı.
İlk defa tesisler, bir restoran ayarında halka hizmet sundu.
Kalite getirdi..
İşini düzgün yaptı!
İki aydır kendisiyle uğraşıyorlardı.
Önceki gün de, meclis sonrasında Doğan Gazinosunda meclis üyeleri onuruna verilen yemekte yine işinin başındaydı.
Bir meclis üyesi; önüne geç gelen bir yemek tabağı, sonradan gelen bir meclis üyesine servis edildiği için önce trip attı.
Sonra yüksek sesle tepkisini Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’e duyurmaya çalıştı.
Olmadı, araya personeller girdi, özürler falan filana rağmen, “Buna yavşaklık denir” diyerek, Vahdetin İpek’i tüm meclis üyeleri önünde küçük düşürdü.
Bu süreçte, Başkan da ses çıkarmayınca;
Vahdettin İpek, ertesi gün istifasını verdi, ayrıldı.
Şimdi empati yapalım;
O geç gelen tabaktan Vahdettin İpek mi sorumludur? Yoksa bahane varken, birilerinin gizli düşmanlığı dışa mı yansıdı?
Bu sözü kim kabul edebilir?
Diğer meclis üyeleri neden sessiz kaldı?
‘Yavşak’ kelimesi hiç kimseyi rahatsız etmedi mi?
Bugün sosyal tesisler müdürüne söylenen bu hakaret, yarın işçiye, personele de böyle rahatlıkla söylenecek mi?
Yakışıyor mu?
Bir yemek için değer mi?
Özür dileneceği yerde, umursamaz tavırlardan ne anlamamız gerekiyor?
Adam istifa etti, kimseden çıt yok.
Öyle hafife alınacak bir mevzu değil bu..
Ben buna mobing derim, kınarım!
O tesisleri de kime vereceksiniz verin..
Ama şunu biliyorum ki;
Bu ’Sosyal Belediyeciliği’ yok sayma fikri herkesin başını yakacak!