Türkiye’nin en uzun kumsalının bulunduğu Samandağ ilçesinde şiddetli rüzgar nedeniyle dalgalar kıyı şeridine vurdu. Peş peşe vuran dalgaların sahil boyuna taşmasıyla 14 kilometrelik sahilde bulunan kumsal sular altında kaldı. Haberlerden takip ettik, okuduk..
Kumsalı bile sular altında bırakan rüzgar, İskenderun sahilinde kıyı tahkimat çalışması olsa bile neler yapmaz..
Ama bizim tayfa sürekli sahilde..
Yatıp kalkıyorlar sahil şöyle sahil böyle diye..
Allah başka dert vermesin!
Orada zaten bir çalışma var. Var olan çalışma üzerinden kıyamet koparıyorlar.
Kim yapıyor? Büyükşehir mi? Yok..
İller Bankası! Devlet’in kurumu..
Kaldı ki sahil şeridinde mahkemeye taşınan hasarlı binalar var.
Bırakın sonuçlansın..
Bugün orada çalışma yaparsın, yarın o binalara da yıkım kararı çıksa ne yapacaksın? Kamu zararı diye eleştirecek misin yine?
Balıkçı Barınağı’nı kim yapıyor? Devlet..
Denizciler’de, tepe mahallelerinde su şebekesini kim yapıyor?
Devlet Su İşleri..
Asfaltı kim yapıyor? İskenderun Belediyesi..
Antakya’da ikiye yarılan yolu kim yapıyor?
Karayolları..
Bizim goygoycu medya.. Özellikle sosyal medya virüsleri ne yapıyor?
Bu şehirde hiçbir şey yapılıyormuş gibi, sürekli depremin yaralarını sarmaya çalışan vekil, kurum ne varsa saldırıyor.
Peki, zat-ı muhterem Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş haftasonu neredeydi?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i ziyaret etmiş..
Yine gastronomi yemekleri ile öne çıkmış..
Konteyner kentlerde millet ne yiyor diye düşünüyor mu?
Depremzede portakal yatağında ördeği ne bilir?
Asite yatırılmış somonun tadına bakmış mıdır hiç?
Bunu konuşmazlar, yazmazlar!
Bizim 10 numara 5 yıldız (!) yorumcu, sosyal medya ezikleri tek kelime ediyor mu? Yok..
Lütfü Savaş’ın; yağışların, fırtınanın vurduğu Hatay’da ne işi var ki?
CHP İl Başkanı ile aynı kafada yürüyorlar..
Lütfü Savaş tekrar aday gösterilmez ise, CHP seçimi kaybeder diye sızlanıyorlar.. Vah vah vah..
Büyük kayıp!