İskenderun Otogarı, depremde ağır hasar aldı. Her şeye rağmen, zorlu koşullarda seyahat işletmecileri hizmet vermeye çalışıyor, yolcuları şehirlerarası taşımaya gayret ediyor.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, benzer hasar alan Antakya otogarında baştan aşağı tadilat ve onarım çalışması başlatırken.. İskenderun otogarında çivi çakmıyor.
Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı otogarı görmezden Lütfü Savaş, aynı yere yeni otogar yapmak yerine, ‘köpek kulübesi’ boyutlarında ahşap yapılar verdi.
Zaten kimse kullanmıyor, kullanmak da istemiyor.
İki masanın sığmayacağı yapılarda otobüs esnafı nasıl oturacak, nasıl hizmet verecek?
5 metrekare bile olmayan kulübe dışında masa kurup mu yolculara yardımcı olmaya çalışacak.
Yarın orada yıkım gerçekleşirse, kışın yolcular yağmurda soğukta nerede bekleyecek?
Kargo hizmetleri nasıl sağlanacak?
Büyükşehir Belediyesi bunları düşünmüyor mu?
Böyle mi elini taşın altına koyuyor?
Her bir yazıhaneye veya ofise, konteyner vermek çok mu zor?
Büyükşehir Belediyesi bir an önce memleketçilik yapmayı bıraksın, İskenderun’a ve bu şehrin esnafına hizmet versin, destek sağlasın.
Yeter artık!
OTOBÜSLERİN ROTASI DEĞİŞSİN!
Otogar esnafı sıkıntılı, dertli..
Şehir dışından İskenderun’a gelen otobüsler sürekli rötarlı geliyor.
Sebebi de, Liman B ile C kapısı önünde gün içerisinde yoğunlaşan trafik!
Orayı geçseler bile, Modern Evler’e dönüşte, ağır bakım civarında yoğunluk başlıyor.
Oradan sanayiye geçişte okullar val, yolun üzerinde..
Nasıl olacak?
Kaplumbağa hızında ilerleyen trafik akışı nedeniyle, otobüsler vaktinde otogara ulaşamıyor.
Otoban bağlantısının yapılmasını iple çekiyorlar.
Ama bu süre zarfında, otoban üzerinden deniz alayı civarından otogara inmek istiyorlar.
Haklılar..
Frenlerin boşalma ihtimalini mümkün görmüyorlar. Çünkü, yeni model hiçbir otobüste böyle bir risk yok. Yeni teknoloji tüm otobüslerde 5 ayrı fren sistemi var.
Şu zor zamanlarda otogar esnafının sesini duymak gerek.
Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı UKOME neden güzergah konusunda yardımcı oluyor?
İskenderun’da yaralar el birliğiyle çözülür, ayrıştırarak değil!
