Bugün yolum İskenderun Gelişim Hastanesi’ne düştü.
Hastane yönetimi, doktor, hemşire ve personel için depremin ilk gününden itibaren konteyner, çadır kurup, hastaların tedavi koşulları için her türlü iyileştirmeyi yaparken, bir de baktım ki, deprem korkusuyla bazı doktorlar istifa edip, başka şehirlere taşınmış..
Olacak şey mi?
Savaşta bile cephe terkedilmez!
Burada kıyameti yaşamışız. Türkiye’nin her yerinden belediyeler, gönüllü öğretmenler, dünyanın her yerinden gönüllü doktorlar, eşini çocuklarını bırakmış, çadırlarda yaşayarak, insanların sağlığını her şeyin önüne koymuş, çabalıyor. Bizim doktorlar, ver elini başka şehre topukluyor..
Bu mudur yani?
Kaçmak, bu şehri en acılı günlerinde terk etmek bu kadar kolay mı?
İskenderun Gelişim Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Atilla Kara ve Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Özkan Çeliker’den söz ediyorum..
Bugün siz giderseniz, yarın başka doktorlar da gider..
İskenderun’da şu an ön öncelikli konu, sağlık!
Zaten yıkılan ve hasarlı hastaneler nedeniyle, sağlık sektörü büyük sorun yaşıyor.
Sizler de giderseniz, burada acil olarak bu branşlara ihtiyaç duyan hastaların durumu ne olacak?
Buraya Dünyanın dört bir ucundan yabancı gönüllü doktorlar gelirken, can güvenliğini düşünerek mi geldi?
Onlar sevdiklerinden ayrılmadılar mı?
Deprem felaketinin ortasında yardıma koşmadılar mı?
Sizin yaptığınıza ne demeli?
Başüstü ettiğimiz ve güvendiğimiz doktorlarımız kaçarak, neyi amaçlıyor?
Ahdı vefaya ne oldu?
Ben bu kaçışı, her kim olursa olsun.. Şehre ihanet olarak görürüm!
Bu sağlık sektörü olur ya da başka bir sektör..
Vakit, yaraları sarma vakti!
Gitmek, istifa etmek, kaçmak, acizlerin işi..
Bu yaptığınızı İskenderun unutmaz!
Yanlış yapıyorsunuz!
Yılmaz AKPINAR