EPDK’NIN ALMIŞ OLDUĞU KARAR KESİNLİKLE HATALIDIR

Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı İmran Okumuş, EPDK’nın almış olduğu Tavan Fiyat kararı hakkında, “Bu karar kesinlikle hatalıdır ve bu sektöre yapılabilecek en büyük zulümdür” dedi.
Toplantımızın asıl konusu olan Tavan Fiyat’a geçmeden önce sizlere kısaca Sendikamız hakkında bilgi vermek isterim.
PÜİS Genel Başkanı İmran Okumuş, “Türkiye akaryakıt piyasasında şu anda yaklaşık 13 bin bayi faaliyet gösteriyor. Bu bayilerin yaklaşık 9 bini sendikamızın üyesi. Anlaşılacağı gibi bayi kesiminin çoğunluğunu PÜİS olarak biz temsil ediyoruz” diyerek, şöyle konuştu;

‘TARİFSİZ BİR ÜZÜNTÜ YAŞIYORUZ’
“Öncelikle hepiniz biliyorsunuz ki akaryakıt sektörü 200 milyar lirayı aşan piyasa büyüklüğüyle ülkemizin en önemli sektörlerinden biri. Öte yandan sektörümüz 100 bini aşkın kişiye istihdam sağlıyor ve devletin dolaylı vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 26’sını yine bu sektör topluyor. Bu vergiyi de devletine peşin ödüyor, sonra litre litre satış yaparak geri toplamaya çalışıyor.
Böylesi kritik bir sektörün düzenleyici kurum tarafından kamuoyu önünde “Haksız kar artışı”, “Gizli zam”, “Kar oyunları” gibi son derece mesnetsiz ifadelerle itham edilmesi emek yoğun olan sektörümüzden helal yoldan para kazananları tarifsiz bir üzüntüye sevk etti. Biz istasyon sahiplerinin diğer ticaret erbaplarından hiç farkımız yok. Bir restoran sahibi ne ise, bir market sahibi ne ise, nasıl iş yapıyorsa, hangi sorunları yaşıyorsa, biz de onlarla aynı şeyleri yaşıyoruz. Diğer ticaret erbaplarından tek farkımız, bizim petrol ürünlerini satmamız.

‘BİZİM NE PETROL KUYULARIMIZ VAR, NE DE DEVE YÜKÜYLE PARA KAZANIYORUZ’
Petrolcü deyince akıllarda nasıl bir profil canlanıyor bilmiyorum ama bizim ne petrol kuyularımız var, ne de deve yüküyle para kazanıyoruz. Her gün istasyonlarımızda satmaya çalıştığımız litre litre akaryakıttan kuruş kuruş para kazanmaya çalışan ve devletine karşı da tüm yükümlülüklerini harfiyen yerine getiren, bu arada da binlerce insana istihdam sağlayan bir sektörüz. Tabiri caizse iğneyle kuyu kazar gibi ticaret yapıp evimize helal bir lokma götürmeye çalışıyoruz. Ne gizli bir ajandamız var, ne gizli zam peşindeyiz, ne de iddia edildiği gibi kar oyunları oynuyoruz.

Şimdi düzenleyici kurumun iddialarının ne kadar doğru olup olmadığına gelin birlikte bakalım; İstanbul Avrupa Yakasını baz alarak sizlerle bazı rakamlar paylaşacağım. 1 litre motorindeki toplam dağıtım kar payı, yani dağıtıcı+bayinin toplam karı en düşük brüt 86 kuruş, en yüksek ise brüt 87 kuruş. 1 litre benzinde ise toplam dağıtım kar payı brüt 84 ila 86 kuruş arasında değişiyor. Bu kar payı dağıtıcı ile bayi arasında genellikle yarı yarıya paylaşılıyor. Dolayısıyla bayiler motorinin ve benzinin litresinde ortalama 43 kuruş brüt kar elde ediyor.
Bir istasyonun zarar etmemesi için günde ortalama 7 bin litre akaryakıt satışı yapması gerekir. Biz de bu ortalama satış rakamı üzerinden bir hesaplama yaptık. Günlük 7 bin litre satış yapan bir istasyonun aylık geliri brüt 90 bin 300 lira.
Bu istasyonda 6’sı ön saha elemanı (pompacı), 3’ü market görevlisi, biri tanker şoförü, biri muhasebe elemanı ve biri müdür olmak üzere ortalama 12 kişi görev yapar. Bu personelin hepsinin asgari ücret aldığını varsayarsak personel maliyeti aylık toplam 50 bin 400 lira. Kaldı ki sektörümüzde çalışanların çok önemli bir bölümü daima asgari ücretin 200-300 lira üzerinde bir ücretle çalışmaktadır. Dolayısıyla personel maliyeti bu rakamın daha da üzerinde gerçekleşmektedir.

‘NİYE CEZALANDIRILIYORUZ?’
Öte yandan bu istasyon aylık 8 bin lira elektrik, bin 200 lira su, bin lira ısınma, 400 lira iletişim faturası ödemektedir. Ayrıca sektörümüze özgü maliyetlerden olan Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı, Sorumlu Müdür, İş Güvenliği Uzmanı, Tehlikeli Madde Poliçesine toplamda aylık 6 bin lira gibi bir bedel ödemektedir. Bu istasyon, satışının yüzde 45’ini kredi kartı ile gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla aylık 12 bin lira bir finansman gideri oluşmaktadır. Temsil, ağırlama, yemek, istasyon bakım onarım gibi çeşitli kalemlerden oluşan diğer giderlerin aylık toplamı ise yaklaşık 9 bin liradır. Tüm bu maliyetleri alt alta topladığımızda istasyonun aylık ortalama gideri 88 bin liraya ulaşmaktadır.
Kaldı ki, bahsettiğimiz bu rakamlar pandemi öncesi rakamlarıdır. Pandemi sürecinde diğer tüm sektörlerde olduğu gibi akaryakıt sektöründe de çok ciddi satış kayıpları yaşandı. Sektörümüzde yaklaşık yüzde 30’luk bir ciro kaybı oldu. Dolayısıyla karlılığımız yukarıdaki hesaptan çok daha fazla düştü. Öte yandan giderlerimiz enflasyon oranında artarken, gelirlerimiz sabit kadı. O nedenle karlarımızın enflasyon oranında arttırılması adil olacaktır.

Ayda 2 bin lira brüt kazancı olan bu istasyon için “Haksız kar elde ediyor”, “Zam oyunları oynuyor” denilebilir mi? Gizli zam bahsine hiç girmiyorum çünkü bizim bayiler olarak fiyat oluşumunda en ufak bir müdahalemiz bile söz konusu olamaz. Bize tavsiye edilen fiyatı uygulamaktan başka hiçbir şey yapmıyoruz.
Hal böyleyken tavan fiyat uygulamasıyla niye cezalandırılıyoruz inanın anlamakta güçlük çekiyorum.

‘EPDK CEZAYI SUÇU İŞLEYENE VERMELİ’
Kaldı ki tüketiciyi mağdur eden bir dağıtım şirketi ya da bayi varsa EPDK bu sektörün düzenleyici kurumu, bunun bilgisi mutlaka onlarda vardır. EPDK cezayı suçu işleyene vermeli, sektörün tümünü bu şekilde cezalandırılmak ve karalamak doğru değil.
Cezalandırılıyoruz diyorum, çünkü tavan fiyatla birlikte zaten yetersiz olan karımız tırpanlandığı için biraz önce hesapladığımız 2 bin liralık brüt kar da elimizden gidiyor ve zararına çalışmaya mahkum ediliyoruz. Zararına ticaret yapılır mı? Bunun takdirini de sizlere bırakıyorum. Tavan fiyat uygulanmaya başlandığı bugünden itibaren günlük 7 bin litre satan bir istasyonun aylık brüt geliri 90 bin 300 liradan 69 bin 300 liraya düşecek. Bir başka ifadeyle istasyon sahibinin elde ettiği brüt gelir yüzde 23.5 oranında azalacak. Gideri aylık 88 bin lira olan, geliri ise 69 bin 300 liraya düşen bu istasyonun aylık 18 bin 700 liralık zararını kim karşılayacak? EPDK mı? Kaldı ki hesaplamaya konu ettiğimiz günlük 7 bin litre akaryakıt satışı Anadolu’daki binlerce istasyonda olmuyor. Sadece büyükşehir merkezlerindeki istasyonlarda yapılabilen bir satış rakamı bu. Konuya böyle baktığınızda zarar taşradaki binlerce istasyon için çok daha büyük bir yıkıma dönüşüyor.

Maliyetleri ortaya koydum. Tavan fiyat kararının bayiyi nasıl öldürdüğünü rakamlarla açık biçimde sizlerle paylaştım. Biz karımızın enflasyon oranında arttırılmasını beklerken, karımızın enflasyon rakamının bile üzerinde düşürülmesini hayretle karşılıyoruz.
Fiyat konusunda sektörü sıkı biçimde takip eden, sonra olağanüstü toplanıp acilen bu kararı alan EPDK’nın binlerce bayinin kapısına kilit vurmaması için makul bir önerisi de mutlaka vardır. EPDK bu önerisini bir an önce kamuoyuyla paylaşırsa seviniriz.
Pandemi konusunu hiç uzatmayacağım. Son bir yılda pandemi sürecinde yüzde 30 ciro kaybı yaşamasına rağmen, yarattığı istihdamdan geri adım atmayan, günün 24 saati sağlıklarını hiç sayarak canlarını siper ederek vatandaşa hizmet veren bayiler sadece bir teşekkür bekliyordu. Ancak teşekkür beklerken, anlamadığımız bir biçimde EPDK tarafından suçlanıp tavan fiyatla cezalandırılmak ne akla mantığa, ne de vicdana sığar.

Düzenleyici kurum bugüne kadar kanundan aldığı yetkiyi kullanarak 4 kez tavan fiyat uygulamasına gitme kararı aldı.
Ancak yine aynı kanunda EPDK’ya TABAN fiyat uygulama yetkisi de verilmiş durumda. Ama her ne hikmetse bu yetkisini EPDK bir kez olsun bile kullanmadı.

‘TABAN FİYATA İHTİYAÇ VAR’
Hepinizin yakından takip ettiği gibi akaryakıt sektörüne yönelik son iki ayda iki büyük operasyon gerçekleştirildi. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonları olarak nitelendirilen bu operasyonlarda fatura ticareti yoluyla vergi kaçakçılığı yaptığı tespit edilen çok sayıda insan gözaltına alındı.
PÜİS olarak yıllardır bu fatura ticaretinin engellenmesi için EPDK’dan her vesileyle TABAN fiyat uygulamasına gitmesini talep ettik. Ancak EPDK bu talebimize bugüne kadar olumlu bakmadı. Vergi kaçakçılarının devletin hazinesini soymalarına seyirci kaldı.

Bugün bir kez daha sizin aracılığınızla sektörün tavan değil, TABAN fiyata ihtiyacı olduğunu dile getirmek istiyorum. Sektörün EPDK’dan en büyük beklentisi budur. Son olarak tavan fiyat uygulaması kararının hemen ardından Türkiye’nin dört bir yanındaki bayilerimizden gelen binlerce mesajdan bir kaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘İSTASYONLARIMIZI EPDK’YA KİRAYA VERELİM’
Ankara’dan çok sevdiğim bir bayi dostum isyanını “istasyonlarımızı EPDK’ya kiraya verelim” sözleriyle dile getirdi. Tekirdağ’dan bir bayi kardeşimiz “90 kuruş karın fazla olduğunu EPDK nereden biliyor, hiç istasyon işletmiş mi” diye sordu. Antalya’dan bir bayi dostum ise şöyle dedi: “İstasyonculuğu bilmeyen EPDK’yı acilen işletme giderleri hakkında bilgilendirelim. Allah yardımcımız olsun.”

İzmit’ten bir başka bayi dostum ise, “İstasyonların anahtarlarını EPDK’ya teslim edelim, onlar işletsin” dedi. Gaziantep’ten genç bir bayi arkadaşım, “Geçen yıldan bu yana ortalama elektriğe yüzde 34, işçi ücretlerine yüzde 24, diğer masraflara yüzde 20’nin üzerinde zam geldi. Hal böyleyken kar marjının yüzde 27 düşmesi ne hakka, ne de mantığa sığar” dedi.

Sizlere petrolcülerin içinde bulunduğu zor durumun bir fotoğrafını yansıtmaya çalıştım. Beni sabırla dinlediğiniz için Şahsım ve PÜİS teşkilatı adına şükranlarımı sunarım. Sorularınız varsa, arkadaşlarımızla birlikte cevaplamaya hazırız?”