‘KENDİ BECERİKSİZLİĞİNİ, ÇAMUR ATARAK GİZLEYEMEZSİN!’


Hatay RO RO Divan Kurulu Başkanı Raif Ay, Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Lütfi Savaş’ın sosyal medya hesaplarından şirkete, şirket ortaklarına ve çalışanlara yönelik yapmış olduğu itham ve iftiralar ile ilgili açıklama yaptı. Şirket ortaklarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında sert tepki gösteren Ay, “Hatay RO-RO ailesi olarak, hem kişilik haklarımıza hem de şirketimizin itibarına yönelik bu saldırının, kaybedeceğini anlayan bir adayın hezeyanları olarak görüyor, tamamen oy kaygısıyla yapılan bilinçli bir karalama kampanyasının parçası olduğunu düşünüyoruz” dedi.

‘HATAY’IN KAPILARINI AÇTIK’
Hatay RO RO Divan Kurulu Başkanı Raif Ay, “Öncelikle, Şirketimiz 2014 yılında 63 firmanın bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İbrahim Güler, şirketimizin Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Bu konunun özellikle altını çiziyoruz. HATAY RO-RO Suriye’de yaşanan trajediden dolayı karayolu ile ihracatın imkânsız hale geldiği bir dönemde nakliye sektörünün yaşadığı sorunları aşmak, Hatay’ın kapılarını yeniden orta doğu ülkelerine açmak için İbrahim Güler’in önderliğinde, onun vizyonu ve gayretleri ile kurulmuş bir şirkettir. Bilindiği gibi ilimizde Nakliye sektöründen helal rızkını kazanan binlerce emekçimiz, bu sektöre yatırım yapmış iş adamlarımız var. İbrahim Güler’in vizyonu ve gayretleri ile sektörümüz, emekçilerimiz savaşın yol açtığı yıkımdan etkilenmek bir yana çok şükür güçlenerek çıktı” dedi.

‘ŞAŞKINLIKLA İZLİYORUZ’
Hatay RO RO Divan Kurulu Başkanı Raif Ay konuşmasının devamında, “HATAY RO-RO, tamamı ilimizde faaliyet gösteren 63 şirketin bir araya gelerek oluşturduğu, tam anlamıyla yerli ve milli bir oluşumdur. Yalnız ortakları için değil Hatay halkı için de bir değer olmuştur. Hali hazırda mevcut belediye başkanı olan, önümüzde ki yerel seçimlerde de tekrar aday olan Lütfü Savaş’ın yönettiği şehrin bir değeri olan firmaya karşı takındığı hasmane tavrı hayretle ve şaşkınlıkla izliyoruz. Büyükşehir Belediyesinin geniş imkânlarına, devasa bütçesine rağmen faaliyete geçiremediği HADO projesinin acısını, 63 Nakliye firmasının kısıtlı imkânlarına rağmen bir araya gelerek oluşturduğu HATAY RO-RO’ya çamur atarak çıkarmaya çalışıyor olması da şaşkınlığımızı arttıran bir durumdur. Kendi beceriksizliğini, başta HATAY RO-RO Başkanı İbrahim Güler ve 63 ortağına çamur atarak gizleyemez, üzerini örtemez” diye konuştu.

‘HATAY, YALAN SÖYLEYEN BAŞKANI HAKETMİYOR’
Ay, “Şunu özellikle ifade etmeliyiz ki, HATAY RO-RO tam anlamıyla bir başarı hikâyesidir. Bütün sektörlerin örnek alması gereken bir oluşumdur. Keşke çamur atacağına, bizlere gelip; “bu işi nasıl yaptınız” diye sorsaydı. Şehrimizin kalkınması adına, HADO’nun faaliyete geçmesi için de elimizden gelen gayreti gösterir; bilgi, birikim ve tecrübemizi kendisiyle paylaşırdık. Üzülerek ifade ediyoruz ki, Hatay şehri, yalan söyleyen bir belediye başkanını hak etmemektedir.
HATAY RO-RO ailesi olarak, söz konusu itham ve iftiraları şiddetle kınıyoruz. HATAY RO-RO ailesi olarak, hem kişilik haklarımıza hem de şirketimizin itibarına yönelik bu saldırının, kaybedeceğini anlayan bir adayın hezeyanları olarak görüyor, tamamen oy kaygısıyla yapılan bilinçli bir karalama kampanyasının parçası olduğunu düşünüyoruz.
CHP Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Lütfi Savaş’ın paylaşımlarında; “Kendi ortaklarına ağır şartlar altında çalışma imkanı sağlayan, özgürlüklerini kısıtlayan ve tabiri caizse kazıklayan bu arkadaş, vizyonsuz bakış açısıyla yakında bu şirketi batıracak.” şeklindeki beyanlarının gerçekle ilgisi bulunmamakla birlikte kamuoyunu yanıltan, ortakların ve çalışanların şeref ve haysiyetini ihlal eden, şaibeli beyanlarla şirketin itibarına karşı kasıtlı saldırıda bulunan Lütfi Savaş’ın bu asılsız iddialarına son vermesini, aksi takdirde, hakkında her türlü şikayet ve dava haklarımızı kullanacağımızın bilinmesini istiyoruz. Son olarak, söz konusu ithamlar doğruymuş gibi kamuoyuna sunulması hukuka aykırı olduğu gibi yok hükmündedir. Bu nedenle, gerek yargı mercileri nezdinde, gerek uluslararası hukuk nezdinde, gerek sivil toplum örgütleri, basın kuruluşları ve hukuki özelliğe haiz kurum ve kuruluşlar nezdinde konuyu en ileri düzeyde dile getirme hakkımızı yasal olarak kullanacağımızın bilinmesini isteriz” tepkisinde bulundu.
Haber: Yılmaz AKPINAR