Bir yıl daha geride kaldı..
Mutsuzlukları da sevinçleri de birlikte yaşadık.
Kimi zaman tartıştık, huzur aradık, mutlu olmaya çalıştık, güzel bir İskenderun hayal ettik.
Etrafımda pek çok kişi, bir ümitsizlik ve kötümserlik içinde.
Sosyal medyaya şöyle bir göz atmak bunu hissetmeye yeterli.
Bir yanda siyasetten şikayet edenler; bir yanda tartışmalarla geçen koca bir yıl!
2018 somurttuğumuz bir yıl oldu!
Daha çok siyaseti konuştuk, hizmet arayışına girdik.
‘Artık düzelmez’, ‘sıkıntı büyük’ şeklinde özetlenebilecek siyasi tutumlar nedeniyle kendi kendimizi depresyona sokmaya çalıştık.
Dahası;
Etrafta başkaları bir küçük iyimserlik belirtisi gösterdiğinde bile, ona kızıyoruz nedense..
Oysa iyimserlik belirtisinin siyasetle ilgisi olması gerekmiyor.
‘Bu yıl benim için güzel bir yıldı’ diyecek çok anılarımız var.
Çocuklarımız, ailemiz, dostlarımız, çevremizdeki güzel insanlar, kendimizi iyi hissetmek için yeterli değil mi?
Diyelim ki, ülkede kötüye giden şeylerden şikâyetçisin ve mutsuzsun. Bu durumda bir kenarda durup sürekli şikayet etmek mi daha iyidir, yoksa seni mutsuz eden şeyleri ortadan kaldırmak için mücadele etmek mi?
Geçenlerde şöyle bir söz okumuştum;
‘Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz.’
Yarının bugünden daha güzel olacağına dair ümidini kaybeden insan aslında her şeyini kaybetmiştir. O ümittir bizi yaşatan, her sabah yataktan kaldıran..
İyimser olmaktan başka çaremiz yok!
Yeni yıla yeni ümitlerle, yeni dileklerle, hatta yeni projelerle girmek fena bir fikir değil.
Bütün okuyucularıma sağlıklı, neşeli, mutlu ve en önemlisi ‘huzur’ ve iyimser bir yıl dilerim.
Hayalleriniz diri olsun!
Huzuru, mutluluğu bulmak zor değil, yeter ki yönümüzü kaybetmeyelim!
Mutlu yıllar!