ŞUNU DEMEK SEYFİ BAŞKANA YAKIŞIRDI


Arsuz’a bakıyorum;
Belediyenin yaptırdığı birçok sosyal tesis, binalar yükseliyor.
Hemen her gün bir festival etkinliği var.
Güzelim ilçemiz, en son ColorLife Festivali ile Uluslararası Drone yarışlarına ev sahipliği yaptı.
Dahası.. Arsuz Kaymakamlığı ve Arsuz Belediyesi iş birliğiyle, Rhosus Antik Kent ve Arsuz Gül Plajı projeleri destek buldu.
Ağustos ayı başında da geleneksel Füsun Sayek etkinlikleri başlıyor.
Neredeyse 30 gün boyunca etkinliklerin ardı arkası devam edecek!
Şimdi de altyapı çalışmaları hız kazandı.
Arsuz Belediyesi’nin kısıtlı imkanlara rağmen yaptığı hizmetlerin sayısını unuttuk.
Ama ne yazık ki, Arsuz Belediyesi’nin kat kat üzerinde bir bütçeye sahip İskenderun Belediyesi’nden benzer hizmet atağı göremiyoruz.
Burada en çok konuşulan, maddi çıkarlar ve yaratılan rant vurgusu ön plana çıkıyor.
İddialar yığınca..
Doğru ya da değil..
İhmal veya sorumsuzluk..
Belki de bilmediğimiz başka sebepler var!
Adı ne olursa olsun..
İskenderun Halkı ufak bir açıklamayı haketmiyor mu?
Yapılacak hizmetlerden çok, bir belediye başkanının adı bu yanlışlıklarla birlikte anılıyorsa, ortada birçok sorun var demektir..
Burada, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’e oy vermiş en az 53 bin seçmen vardı.
Seyfi Başkan ayrıca kendisine oy vermeyenlerin de belediye başkanı olduğuna göre..
Neden sessiz kalarak bir duruş emaresi göstermeye çalışıyor?
Bunun ne katkısı oldu, şehre veya kendisine?
“Konuşan konuşsun” demek kolaya kaçmaktır..
Olabilir.. Her yerel yöneticinin kusurları, hataları olabilir..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile, birçok kez olup bitenler hakkında “Hatamız oldu, aldatıldık” diyerek, halktan af diledi..
Bu duruş karşılık da gördü, benimsendi..
Ama kusurlarını devam ettirmedi.. Üzerine gitti, yanlışlıkları giderdi..
Yeri geldi ekibini değiştirdi, yeri geldi yol haritasını değiştirdi, vesaire..
Seçimlere neredeyse 8 ay kalmışken..
Burada nedense sistem bir türlü değişmiyor..
Halen benzer hatalar, yanlışlıklar sürüyor..
Halen icraat yetersiz!
Peki ne olacak şimdi?
Bir özleştiri yapmak için bu kadar kasıntı niye?
Sorunları görmezden gelerek, kulakları tıkayarak hangi yanlışı düzeltebildi?
Oysa Seyfi Başkan’dan şunu beklerdim;
“Olmadı, yapamadım” demek.
“Süreci iyi yönetemedim” demek..
“Sakarya’da yeşil alanı birilerine verdim, hata yaptım” demek..
“Tıp merkezine yer verirken, toplumu bilgindirmem gerekiyordu” demek.
“İmar Limited Şirketi’ne aktarılan paraların hesabını vermeliydim” demek..
“Tramvay, Teleferik, marina gibi projelerin sözünü verdim, ama yapamadım” demek..
“Belediyenin paraya ihtiyacı vardı, gayrımenkul sattık” diyebiliyorken, yeniden kat karşığılında müteahhitlerle anlaşmanın ne anlama geldiğini anlatmalıydım” demek..
“İSSOS oteli civarında belediyenin yerini satıyorum, ama şöyle gerekçelerim vardı” demek..
“Başarısızlığı başarı gibi gösterecek değilim” demek.
“Kentsel dönüşümü başaramadım” demek..
“Eski karayolları arazisinde 2.5 milyon lira harcanan proje bedeli yerine, bu parayı parkın yapımında kullanmalıydım” demek..
“Mevcut eski sebze hali arazisinde stok konutlara başlayamadım” demek..
Evet, bunları demesi gerekirdi..
Ama demedi, diyemedi..
O yüzden “Yeni İskenderun” ile tanışmak bu dönem de mümkün olmadı!
Ve şu an, halen.. Mete Aslan’ın, Yusuf Civelek’in hizmet kredilerini tüketiyoruz..
Üzerine birşey katamıyoruz, farkında mısınız?