HBB’NİN PARASI ÇOK OLUNCA..


Denetim raporları, bir belediyenin hizmetlere harcadığı yıllık masrafları gösterir.
Vatandaşın ödediği vergilerle oluşan kaynak, doğru kullanılmış mıdır? Görürüz..
Hizmet amacına ulaşmış mıdır? İşitiriz.
Bu paranın Hatay’ın tanıtımına katkısı olmuş mudur? Anlarız..
Peki hizmet yapılırken, ‘israf’a göz yummamız mümkün mü?Tabii ki hayır!
Elime, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı harcamaları gösteren, geçen yılın denetim raporu ulaştı.
Maşallah, gerekli-gereksiz yapılan ödemelerin haddi hesabı yok..
Hangisinden başlasam acaba?
Mesela, ‘Karaahmetli Güvenlik Temizlik’ firmasına neden oyuncak bedeli ödenir?
Üç ayrı işlem için, 200 bin lira ödenmesi normal midir?
Aynı firmaya bez afiş bedeli olarak 63 bin 690 papel elden saymışlar.
Fransa, Türkiye’ye Afrin operasyonu için ‘işgalci’ muamelesi yapıyor.. Ama Hatay Büyükşehir Belediyesi, MİPİM’e (Fransa’da Uluslararası Emlak Fuarı) 495 bin lira organizasyon bedeli ödüyor, iyi mi?
HBB logolu 20 bin adet makasa 61 bin lira ödenmiş, artık ne için kullanılıyorsa?
6 bin 940 adet HBB logolu saat yapılıyor, henüz İskenderun’da hiçbir işyeri, kurum ve esnafın duvarında göremedik?
Ödenen para 61 bin lira!
Antakya’da bazı gazetelere bilboart ve afiş yaptırmışlar, bedeli 100 binleri aşıyor.
Bu rakamlar diğer firmalarla birlikte anıldığında, toplamda milyonlarca lirayı buluyor.
Ulusal Kanal’a sadece 780 saniye tanıtım için, 59 bin lira..
Ajanslara, canlı yayın bedeli olarak toplamda 100 bin lirayı aşan rakamlar..
Yerel bir radyo programına 4 program için 21 bin lira 240 lira..
Sonra ekstra bir program için 38 bin 940 lira daha ödenmiş.
Hatay’da başka bir radyo veya gazete yok mudur? Niye sadece Antakya için kesenin ağzı açılıyor?
HRT’ye, yayın bedeli olarak 47 bin 200 lira, yıllık 566 bin lira ödenmiş..
Bu rakamlara bakınca, “HBB Başkanı Lütfü Savaş, HRT’nin gizli ortağıdır” diyesim geliyor.. Bu arada, şapkadır, helvadır, yemektir, organizasyondur, konaklamadır, hediyelik eşyadır, hiç adını bilmediğimiz film tanıtımlarına katkıdır, konserlerdir, rozettir, kitaptır, çikolatadır, toplamda ciddi paralar harcanmış.
Elbette ki, HBB’nin sportif, kültürel ve sanatsal etkinliklere, tanıtımlara harcaması gereken ödenekleri olmalı..
Ama, insan ister istemez elde tutulur, birşeyler görmek istiyor..
Mesela, HBB Dergisi için sadece tek kalemde 60 bin lira ödeniyor, ama İskenderun’da elimize ulaşan tek bir nüsha dahi yok.
11 bin 500 adet tanıtım kitapçığı basılıyor, henüz bir tane bile göremedik.
Örneğin; deniz anası dekoratif parke taşı için metrekaresi 22 lira diyorlar, ama 39,70’ten işlem görmüş..
8’lik kilit taşı için metrekaresi 8 lira iken, neden 10,5 lira ödendiği eleştiriliyor.
Yılda yapılan törenler 10’u geçmezken.. 300 adet protokol aranjmanı ve 300 adet normal aranjman ne demek?
Antalya’da YAPEX Fuarı düzenleniyor, ödediğimiz para 365 bin 455 lira..
Daha ilginç olan nedir? Biliyor musunuz;
1 milyon 158 bin liralık, ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere somun ekmek almışız..
Eyvallah, güzel düşünmüşler!
Ama, bakkaldan 1 liraya aldığımız ekmeği, 1 lira 10 kuruştan hesaplamışlar.‘Ekmek parası’ dedikleri bu olsa gerek!
Totalde fiyatı daha aşağı çekmek varken..
Fazladan eklenen o 10 kuruşa mı kaldınız?
Samandağ-Arsuz yolunu karayolları yapıyor, HBB ise projesine 997 bin lira ödüyor. Neden?HBB, Kentsel tasarım projesine 109 bin lira harcıyor. 4 bini aşkın çalışanı olan büyükşehirde bu işi yapacak tek bir teknik eleman yok! Mümkün müdür?
Vesaire, vesaire..
Diyeceğim o ki; Liste uzun, rakamlar on milyonlarla telafuz ediliyor.
Büyükşehir Belediyesi elbette ki, yukarıda saydığım birçok işi yapacak, yapmalı da..
Ama belediye idaresi hep aynı isimler üzerinde yoğunlaşınca, merak uyandırıyor..
Sadece bu listeye bakıp, HBB Başkanı Lütfü Savaş’ın, ‘Antakya’ya ilgi göstermesi, Hatay’dan çok kendi tanıtımına öncelik vermesi dikkatlerden kaçmıyor.
On binlerce kupa bardağına ismini yazdıran ben değilim, nihayetinde..
Ee, bir yandan Hatay için ‘ekonomik darboğazda’ deyip, siyaset yapacağız, ama teşvikli iller kapsamına alınması için danışmanlık hizmetine 54 bin lira vereceğiz.
Sonuç ne oldu?
Bunca bilboart, afiş için ayrıca bu kadar para dökmeye değer miydi?
Oysa bir bunun yerine bir randevu isteyip, Ankara’da tek bir görüşme yapmak yetiyordu.
Geçelim;
Avrupa Birliği’nin, Türkiye’yi her ortamda dışladığı yetmiyormuş gibi..
İstanbul Fransız Sarayı’ndaki Avrupa Günü kutlamaları için ilgili bir turizm firmasına 59 bin lira bayılmışız, oh ne güzel..
Peki 4000 bin kişilik, üstelik piyasada 7 ila 8 lira arasında satılan künefeye, neden 9 lira 75 kuruştan ödeme yapmışız?
Son bir soru daha;
Bir adet çocuk sünnet elbisesinin 300 lira artı KDV’den işlem görmesi hak mıdır?
Sünnet törenlerinde büyüklerimizin dediği gibi;
Oldu da bitti, maşallah!
Ben de ilave yapıyorum;
Lütfü Başkan’ın attığı her adımda paralar havada uçuşuyor, mazallah!
***
Not: Pazartesi günü saat 14’te HBB meclis toplantısı yapılacak. Muhtemelen bu rapor gündemde okunup, üzerinde konuşulacak. Lütfü Başkan’ın yanıtını merak ediyorum doğrusu..