Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) 79. Yönetim Kurulu Toplantısı İskenderun’da gerçekleştirildi. Osmaniye Valisi Ömer Faruk Coşkun’un başkanlık yaptığı İTSO’daki toplantıya, Hatay Valisi Erdal Ata, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, DOĞAKA Genel Sekreteri Onur Yıldız katıldı.
Toplantının bir bölümü basına açıktı.
Ama o süre zarfında bile Hatay’da güzel gelişmelerin yaşandığını öğrenebildik.
Bölgedeki sektörlerin rekabet gücünü geliştirmeye ve fiziksel altyapının iyileştirilmesine yönelik destek programlarının devam edeceğinden tutun da..
Avrupa Birliği (AB) olmak üzere diğer fon kaynaklarından bölgeye kazandırılacak paya kadar, birçok çalışma tıkır tıkır işliyor.
Asıl önemli olan, toplam değeri yaklaşık 14 milyon euro olan 5 projenin yakında katma değer katacak olmasıdır..
Bu arada Hatay’da yapılması planlanan Zeytincilik Çalıştayı ve Organik Tarım Çalıştayı’nı önemsediğimi belirtmeliyim.. Artık kendimize has değerlerimizi Dünya’ya tanıtma vakti geldi..
Sadece Zeytincilik de değil..
Kanatlı hayvan tesisi, soğuk hava depoları ve meyve suyu konsantresi tesisinin ön fizibilitesi de tamam.. Aynı gün, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu bir bilgi daha paylaştı.
Meyve kurutma, soğuk hava deposu ve paketleme ile süt işleme tesisi yatırımları konularında 13 milyon liralık yatırım projesi aldığını duyurdu.
Zamanla yatırım hamlesinin hem ödenek hem tesis açısından genişleyeceğini öğrendik.
Dilerim, tarım sektörünün lideri Arsuz’da bu tesislerin sayısı yükselir.
Hem ürünü işleyen çiftçinin yüzü gülecek hem de yatırımcının..
Bu arada, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye kapsamında ‘güneş enerjisi’ potansiyelinin tespitine yönelik araştırma ve fizibilite çalışmalarının tamamlanmasına da sevindim.
Türkiye’nin en çok güneş gören şehrinde, yenilenebilir enerjiye dönüş açısından güzel ve sevindirici bir haber olsa gerek..
Görüyorum ki her sektörde DOĞAKA’nın, TKDK’nın da ciddi çalışmaları var..
Yeni bir heyecan, yeni bir imaj kazandırıyorlar..
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı destekleri ile Dokuz Eylül Üniversitesi’nin işbirliğinde düzenlenen ‘Şehir Ödülleri Türkiye’ organizasyonunda DOĞAKA’nın ‘Yılın en iyi belgeseli’ ve ‘Yılın Coğrafi işaretleme’ kategorilerinde ödüle layık görülmesi tesadüf olmasa gerek.. Bu azim ve kararlılık Hatay’a çok şey katacak.
Daha nice devasa projelerin yaşama kavuşması dileğiyle..
Umudumu koruyorum!
İSKENDERUN KOKUYOR!
Pınarbaşından tutun da, Numune, Şekere, Körfez, İsmet İnönü, Düğünyurdu, Cırtıman ve ötesinde her yer kokuyor.. Havada leş gibi bir koku var!
Olayın acı tarafı, Yeni Devlet Hastanesi, Gelişim ve Palmiye hastanelerinin olduğu tüm mahallelerde akşam saatlerinde dışarıda kalmak mümkün değil..
Orada oturan vatandaşlarımızın Allah yardımcısı olsun!
Nasıl o kokuya dayanıyor.. Geceleri nasıl yatıyor?
Misafirini evin balkonunda nasıl ağırlıyor?
O insanlara bu durumu nasıl anlatıyor?
Hastalarımız, penceresi açık odada nasıl nefes alabiliyor?
Tam bir rezalet!
Düğünyurdu’ndaki çöp fabrikası yüzünden, hemen her gün aynı pis koku etrafa yayılıyor..
Artık o ağır koku, evlerin duvarlarına, perdelere kadar işlemiş durumda.
O mahallelerde aileler taşınmaya başladı bile.
Herşeyden habersiz yeni apartmanlardan ev bakmaya gidenler de vazgeçiyor..
Yazıktır, günahtır..
Gece vakti o koku, İskenderun’un şehir merkezine kadar ulaşıyor..
Alenen koca bir şehir kokuyor!
Oysa Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
Çöp fabrikası kurulmadan önce, henüz karar aşamasındayken.. AK Parti’nin eski ilçe başkanlarından Musa Kurşun, “İskenderun’da kentleşme, Düğünyurdu’na doğru ilerliyor. Oradaki yeni yapılaşmayı, Çöp fabrikasıyla bitirirsiniz. Çöp fabrikasını İskenderun dışına yapın” demişti..
‘Yanlış karar alıyorsunuz’ diyerek, sayısız demeçler verdi, durdu.
Ne yazık ki itirazlarına kimse kulak asmadı. Oralı bile olmadılar.
Bugün gelinen durumu bakınca, haklılığı ortaya çıktı.
Durum daha da can sıkmaya, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurmaya başladı.
Sonuç ortada;
İnsanlarımız leş gibi kokuyla her akşam baş başa bırakıldı.
Halen çözüm yok, ilgilenen yok!
Katı Atık Birliği bu duruma halen kayıtsız kalıyor..
Ne Büyükşehir Belediyesi, ne de İskenderun Belediyesi bu kokunun bertaraf edilmesi için öncülük etmiyor, edemiyor.. Çünkü maliyeti, kabahatinden büyük!
Herkes topu birbirine atıyor, olan vatandaşlarımıza oluyor..
Zaten şehrin her iki yakasından kirlilik hepimizi sarmış durumda..
Pınarbaşı’dan sonrası kötü koku, Modern Evler’den sonrası taşocaklarının tozuyla boğuşuyoruz..
Daha ne kadar bu pisliği ciğerlerimize tenefüs edeceğiz?