İTİRAZIM VAR!


İnsanoğlunun fıtratında var. Hep daha fazlasını istiyoruz..
Zaten bu yüzden eleştiriyoruz..
Örnekler veriyoruz, kıyaslıyoruz..
‘Orada varsa, burada neden yok?’ diye soruyoruz..
Ama İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’in elinde sihirli değnek yok ki?
Her projenin üzerine sihirli bir dokunuş yapıp, ‘Hemen ol’ diyemiyor ki?
Elindeki bütçeyi kıt kanaat kullanmaya çalışıyor..
Zaten borçlardan ötürü kesintilerin haddi hesabı yok..
İller Bankası’ndan gelen para da ancak, personel maaşlarına yetiyor..
Ne yani, bu durumu Ankara görmüyor mu?
Kesintileri ‘referandumda’ rafa kaldıran hükümet, ilçe belediyelerini neden kaderine terk ediyor? İlla ki seçim takvimi işleyince mi ‘kesintilere’ yeniden ayar verilecek?
Bugün İskenderun Belediyesi, meclisten borçlanma yetkisi alıp, İller Bankası’nın kapısını çalmasa, asfalt ve kaldırım da yapılmayacaktı..
Ama her borçlanma, yıllar bazında kesinti demek..
Bu da belediyelerin verimliliğini düşürüyor.
Dün, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil yine Ankara’ya gitti..
Sağolsun, Spor Toto Teşkilatı ile işbirliği yaparak, İskenderun’a 10 adet çim ve basketbol sahası kazandırıyor. Daha ne olsun..
Bir gün önce de, Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Başkenttin yolunu tuttu.
Çünkü, talep edilen hizmetleri hızlandırmak için sürekli bir arayış içindeler..
Bir o bakanlık, bir bu bakanlık, çalmadık kapı bırakmıyorlar..
Aslına bakacak olursanız, ilgili bakanlığın ‘evet’ demesi de yetmiyor.. Evrakların hazırlanması, kabulü için bürokrasi en az sizi 6 ay sonrasına atıyor..
Bundan 5-6 yıl önce böyle miydi?
Ankara’nın hizmetleri saymakla bitmiyordu..
Aktif, üretken, dinamik bir yapı vardı..
İster AK Parti, isterse muhalefet partinin belediye başkanı olsun..
İşler tıkır tıkır işliyordu..
Şimdi bir durgunluk, bir rehavet söz konusu..
Hani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Yorulan, dava idrakini kaybeden varsa, kenara çekilsin. Yorulanlarla hareket etmek eşyanın tabiatına aykırı” demişti ya..
İşte bu tanıma uyan ve işi yokuşa süren hangi bürokrasi varsa, onlar da kenara çekilsin artık.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na, DSİ’nin 2. Etap çalışmalarını içeren dosyayı vereli neredeyse 1 yıl oldu. Nedense bir daha ses çıkmadı.
Eski karayolları arazisine yapılacak devasa park için, ‘ödeneğiniz bende’ diyen ilgili bakanlık neyi bekliyor? Hal böyle iken;
Belediye Başkanı Seyfi Dingil’e suçu atmak ne kadar doğru?
Bugün Ziraat Bahçesi’ne devasa bir proje kazandırmak isteyen Seyfi Başkan’a, Ankara’nın “Sen başla, biz her türlü desteği vereceğiz” demesi bu kadar mı zor?
İskenderun, AK Parti’nin desteğini görmek istiyor..
Seyfi Başkan her seferinde zemini hazırlayarak, bir çok projeyi gündeme getiriyor zaten..
Ödenek sorunu olunca, vaatler de havada kalıyor..
Bunun mahcubiyetini sadece Seyfi Başkan değil, hepimiz yaşıyoruz..
Seyfi Başkan elindeki imkanlarla yapacağının en iyisini yapmaya çalışıyor..
En azından çabalıyor..
Her yere yetişmeye çalışıyor..
STK’ların görüşlerini alıyor..
Haftanın her günü, birçok yeri ziyaret ediyor..
Eksikliklerin kabahatini tek kalemde Seyfi Başkan’ın hanesine yazmak, haksızlık olur..
Bugün birçok belediye, sadece Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle hizmet üretiyor..
Onun dışında ekstra bir şey var mı?
Hükümetin desteği olmadan hangi belediye daha fazla hizmet üretebildi ki?
Bir bakın çevre ilçe belediyelerine.. ‘Devasa hizmet’ denilen projeler bir türlü raftan inmiyor..
Günlerdir bunu sorgulamaya çalışıyorum..
STK’ların görüşü alınarak hazırlanan projelerin gerçekleşme oranı nedir?
Kaç yıldır bekliyoruz.. Ama bir türlü netice aldığımız yok!
İtirazım bunadır..
O yüzden Seyfi Başkan yalnız kalmamalı..
Eksiklikleri eleştirelim, ama fazlası için de destek istediğimizi yüksek sesle dile getirelim..

1000 KİŞİDEN 100 LİRA!
Körfez İskenderunspor, İsmet Kulu başkanlığında küllerinden doğuyor.
‘Yeniden Doğuş’a katkı sunan birçok değerli yönetim kurulu üyesi var.
Herkes gücü nispetinde katkı sunmaya çalışıyor, fedakarlıkta bulunuyor.
Dr. Yavuz Selim Yıkıcı, Selim Baysal, Dr. Akın Çan, Onur Gökçe, Ali Ergüven, Ömer Özsüren, Ahmet Sürer ve İrfan Aksoy’u kutlarım.
Hepsi, canla başla takıma sahip çıkıyor.
Güzel de bir kadro kurdular.
Körfez İskenderunspor’un dayanışma gecesinde, Kulüp Başkanı İsmet Kulu’nun heyecanını gördüm. Takımı layık olduğu yere taşımak için, elini taşın altına koydu.
Büyük bir sorumluluk aldı.
“İskenderunlular’ın sadece manevi desteğini bekliyorum” diyerek, mütevazılığını konuşturdu.
Kimseye atıfta bulunmadı.. Sadece ‘birlikte başarabiliriz’ diyerek, omuz istedi..
Ancak hepimiz biliyoruz ki;
Maddi destek olmadan, başarıya ulaşmak pek kolay olmuyor.
Bunun için İGC Başkanı Veysel Cıncık’ın bir önerisi vardı, gecede paylaştı.
Şöyle ki;
“- Hali vakti yerinde 1000 kişiden, her ay 100’er lira destek.”
Çok güzel bir fikir..
Bu her ay 100 bin lira para demek..
Burada dostlarla yediğimiz bir yemeğin parası bile 100 liradan fazla tutuyor..
Farz edelim ki, her ay bir yemek parasını Körfez İskenderunspor’a bağışladık, olmaz mı?
Üzerine, biz İskenderunlular olarak 10 lira bağışlasak, 10 bin kişiyle bu para 100 bin lira eder..
Sayı artıkça, destek de artar nihayetinde..
Ne kadar zor olabilir ki?
Kulüp Başkanı İsmet Kulu ve yönetim kurulu zaten gerekli desteği veriyor..
Üzerine bizim de tuzumuz olsun ki, amaç ‘dayanışmayı’ sağlamak değil mi?
Bu güç birliğini şekillendirdiğimiz gün, iş dünyasının kayıtsız kalacağını sanmıyorum..
Yeter ki, bu ‘güveni’ sağlayalım.
İsmet Kulu ve ekibine güvenim tam..
Rabbim mahcup etmesin!