YALAN!

İskenderun Belediye Meclisi’nde, CHP Grup Başkanvekili Ali Mutlu’nun Peynirciler Pasajı hakkında gündeme getirdiği ihale ve mevcut durumu yönündeki iddialar üzerine Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, “Yalan söylüyorsun, biz esnafla sürekli görüşüyoruz. Mevcut haklar konusunda gerekli kolaylığı sağladım. Bunu herkes biliyor. Eğer hukuki açıdan bir sıkıntı varsa mahkeme ne derse onu uygularım” dedi..
CHP Grup Başkan Fatih Tosyalı’nın bu çıkışı uzerine, CHP Grup Başkanvekili ‘Yalan söylüyorsun’ ifadesini geri almasını istedi.
Başkan Tosyalı da, “Gerçeği neden saklayayım. Sözümün arkasındayım” deyince CHP Grubu da ‘Hayri Karakuş’ dışında meclis oturumunu terketti.
Oysa Hayrı Karakuş, vicdanın sesini dinledi.
Sırf bu sebeple olsa bile, CHP’nin demokrat, çok sesli duruşuna ne oldu?
Başkan Fatih Tosyalı’yı asıl agresifleştiren konu, sanki esnafa hiç yardımcı olmadığı yönündeki tavrın ortaya konmasıydı.
Oysa, pasaj esnafıyla defalarca konuşmuş, indirime gideceğini bile beyan etmiştir!
Peki CHP Grubu bu işin neresindeydi?
Esnafı düşünmüş olsalardı.. İşin komisyon aşamasında; CHP’nin meclis üyesi, bu öneriyi parti meclisine taşırdı. Yapmadı..
Komisyon raporu onaylanırken, ne yapmışlar?
Hem, belediyenin haklarını korumak suç mudur?
Fatih Başkan, bu tepkisiyle aslında haksızlığa meydan okudu.
DP Meclis Üyesi Sedat Bakır, Fatih Başkan’ın uygulamada attığı adımları haklı bularak, “Bazı alışkanlıkların bertaraf edilmesi” gerektiği yönünde hatırlatmada bulundu.
Bunları da konuşmamız gerekmiyor mu?
En can alıcı ifadeyi MHP Meclis Üyesi İbrahim Yavuz kullandı.
Dedi ki; “Fatih Tosyalı başkanlığında bugüne dek, asfaltı, ışıklandırması, kaldırımı, kültür sarayı, araç parkuru vesaire birçok hizmet ve giderler için neredeyse 100 milyon lira maliyet ödedi. Bunun için belediyemiz tek kuruş borçlanmadı. Mali disiplin sayesinde işler yolunda gidiyor. Her kuruşun hesabı veriliyor. CHP Grubu meclisi terk etmek yerine, burada kalıp bu gerçekleri hep birlikte konuşmamız gerekiyordu.”
Çok yerinde bir tespit!
Yavuz’un konuşmasından sonra, İskenderun Belediyesi’nin otopark gelirleri olan 14 milyon liranın peşin olarak Büyükşehir Belediyesi’ne aktarıldığını da işittik.
Hatta İskenderun Belediyesi’nin, Büyükşehir belediyesi hesabına aktarılması gereken çevre temizlik vergisi payı olan 2 milyon 82 bin liralık ödemeyi yaptığını da gördük!
Başkan Fatih Tosyalı bu ayrıntıyı verirken, HATSU’dan alacakları olan 5,3 milyon lirayı bir türlü tahsil edemediklerini hatırlatıyor.
Oysa aynı büyükşehir belediyesinin bugüne dek, 700 milyon lira borçlandığını biliyor musunuz? Bu borçlanmaya da Cumhur ittifakı grubu ‘evet’ demiş.
7 yılda 15 milyar lira harcayan Büyükşehir’e, bu kadar ek borçlanma nasıl yetmiyor?
CHP Grubu tek bir kalemi sorgulayabilmiş mi?
Halen HADO için 40 milyon lira borçlanma isteği, ayrıca çalışanların tazminatları için borçlanma talebi de nedir?
Onu da Başkan Fatih Tosyalı açıkladı hem de Sayıştay raporuna dayanarak konuştu. Şöyle ki;
Büyükşehir’de düzenli olarak 12 ay boyunca görsel ve işitsel iletişim, yayın hizmet alım bedeli 694 bin lira olur mu? Oluyor işte..
Lütfü Başkan’ı ‘sosyal medya şeycileri’ o yüzden çok seviyor olsa gerek!
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve HBB Başkanı Lütfü Savaş’ın onur konuğu olarak yer aldığı organizasyon hizmet alım bedeline 434 bin lira ödemek ne demek?
Pandemide bayram organizasyonuna 274 bin lira bayılmak iyi geliyor mu?
Çanta, tişört, şapka, takvim dünya kadar para ödeniyor, iyi mi?
Maşallah doğrudan teminlerde sınır yok!
Şehir içi toplu taşıma faaliyetlerinin ihale yapılmaksızın süresiz olarak verilen izin belgeleriyle tekel oluşturularak yürütülmesi mevzuata aykırı değil mi?
Bunu ben değil, Sayıştay raporu diyor..
İhale yapılmaksızın taşınmaz kiralanmasında amaç nedir?407 adet yerde böyle bir işlem var, ne olacak?
Kaldı ki, Sayıştay Başkanlığı tarafından gönderilen büyükşehir belediyesi 2014, 2015, 2016 2017 ve 2018 yılı, HATSU’nun 2015 ve 2017 ile HBB Antakya Ticaret imar anonim şirketi 2014 yılı Sayıştay denetim raporları, üst yönetici tarafından bilgi ve gereği için meclise neden sunulmadı?
Neyi, kimden saklıyorlar?
İşçilerin yıllık ücretli izinlerinin kanuna uygun olarak kullandırılmadığına ne diyeceğiz?
Park bahçede çiçek, bitki ne varsa fiyat araştırılması yapılmadan, adrese teslim alım yapılmış, buna da 6 milyon lira para ödenmiş!
Asi nehri ve çevresinde aydınlatma işi için 16 milyon lira harcanırken, pazarlık usulüne uyulmadan, “Bunu nehir kenarında can güvenliklerini hiçe sayarak balık avlanması olarak belirtilmesi” yine raporu takılmış.
Sayıştay bu durumu, “Ani ve beklenmeyen hallerin oluşması gibi olağanüstü bir durumla bağdaştırılması mümkün değildir” ifadesiyle hatalı bulmuş.
Kiralık araçlara ödenen dünya kadar parayı konuşmuyorum bile..
Şimdi hal böyle iken..
Mevzu bu kadar derin iken..
Bu yanlışların hesabını soracak bir CHP’li var mı?
Ya da esnaf temsilcisi diye bildiğimiz Yusuf Oruk’un bir sosyal medya paylaşımında “Adalet AKP’nin temelidir” ifadesine ne dememiz gerekiyor?
Bunlara sessiz kalmak mümkün mü?
Meclis, herşeyin konuşulması için var..
Oturumu terkedip, dışarıda arkadan konuşmak meziyet değildir!
Fatih Bulut’un şarkısı gibi;
“Uykular haram oldu..
Gençliğim bak talan oldu.
Çok sevdim yalan oldu!”