YİRMİ YAŞ ALTINA YİRMİ YAŞ ÜSTÜNDEN ÖNERİLER

Sevgili çocuklar, sevgili gençler;
içinde bulunduğumuz sürecin özgür ruhlarınıza ne kadar aykırı olduğunu, doğal olarak, artık çok sıkıldığınızı hatta zaman zaman bu sıkıntının en üst düzeylere çıkarak hepimizi ama en çok da siz sevgili çocuklarımızı ve sevgili gençlerimizi, etkilediğini, etkilemenin ötesinde, sarstığını, görüyor ve duyuyoruz.

Yaşadığımız bu sarsıntı sonucunda birçoğumuzun, sergilediği, akıldan tamamen soyutlanmış, yalnızca duygulara dayanan tepki, isyan, durumun vehametini daha da üst boyutlara taşımaktan başka bir işe yaramıyor ne yazık ki!..

Tanıdıklarımızın, yakınlarımızın, hatta aile bireylerimizin söz konusu virüse yakalanması, maalesef bazılarının virüse yenik düşmesi, kolay katlanılabilir, üstesinden kolayca gelinebilir problemler değil elbet.
Peki ne yapmalıyız, yalnızca üzülüp, sıkılıp oturacak mıyız bir köşede?.. Ortak tavrımız ne olmalı, içinde bulunduğumuz olumsuz süreçten çıkışta bizlere düşen nedir?

Maske takmak, mesafemize dikkat etmek, başta el yüz temizliği olmak üzere hijyenimize özen göstermek, alınan kısıtlama kurallarına uymak…

Hepinizin bildiği üzere, bunlar, asla tartışılamayacağı gibi harfiyen uyulması gereken hatta uymayanlara yasal yaptırım uygulanan zorunluluklardır. Elbette bu kurallara uyuyoruz, uymaya da devam edeceğiz. Bu, hem kendi sağlığımız hem de toplum sağlığı için son derece önemli. Ne var ki alınan bu önlemler ve uygulanan kurallar, büyük ölçüde fiziksel korunmaya ve korumaya yöneliktir oysa insanların yaşadığımız süreçten kolayca etkilenebilecek, çok daha kırılgan, üstelik gerekli önlemler alınmazsa kırıldığında onarımı hayli zor olan bir iç dünyaları da vardır bildiğiniz gibi.

Sevgili çocuklar, sevgili gençler, iç dünyamızın korunması ve geliştirilmesi konusunda oldukça önemli bir yeri olan sosyalleşme, başka insanlarla kurulan yüz yüze iletişim vb. tüm ilişkilerin ister istemez en aza indiği bu dönemde, oluşan bu boşluğu en güzel ve en etkili biçimde doldurmanın tek yolu, “okumaktır!”

Evet, bildiğimiz kitap okumak… Henüz okuma alışkanlığı edinmediyseniz bu açığı kapatmanın tam zamanı değil mi sizce de? Biraz biraz okuyanlar, sizce bu başlangıcı daha üst düzeylere taşımak için, içinde bulunduğumuz dönemden daha uygun bir zaman var mı? “Ben zaten düzenli okuyorum.” diyenlere, hepimiz, zaten şapka çıkarıyoruz.

Sevgili çocuklar, sevgili gençler, sonlandırırken bir de ricam var sizlerden. Okuduklarınızı, okuduklarınızdan edindiklerinizi, yorumlarınızı vb. telefonlarınız aracılığıyla oluşturacağınız gruplarda paylaşarak “online” bir sohbet de gerçekleştirirseniz hem kendi entelektüel kimliğinizin oluşumuna hem de çevrenizin kültürel birikimine oldukça önemli bir katkı vererek girişiminizi taçlandırmış olursunuz. Üstelik böylece telefonlarınız, yalnızca üretenlerin dayattıkları kullanım alanları ile sınırlanmamış; sizin yaratıcılığınız ve paylaşımcılığınız ile daha da işlevsel bir konuma gelmiş olacaktır. Ne dersiniz?..

İşte size kitap önerileri:
Okumaya henüz başlayacak olanlar, “Puslu Kıtalar Atlası, Son Kuşlar, Tammura…”
Biraz biraz okuyanlar, “Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, Çavdar Tarlasında Çocuklar, Anton Çehov’dan Öyküler…”
İyi bir okur özelliğine sahip sağlam okurlar, Sizlere tavsiye ne haddimize?..
Yalnızca iyi okumalar diler, paylaşımlarınızı rica ederiz.
Hepinizle sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle hepiniz, hoşça kalınız.
Eren DAĞTEKİN