HERŞEYİ GÜZEL, ASFALTI YOK!


Bir üniversite düşünün, harikulade master planını hayata geçirmek için çabalıyor!
Fakültelerini kurmuş..
Ünitelerini çoğaltmış..
Kütüphanesini inşaa etmiş..
Spor tesisleri konuşlandırmış..
Gümrük Laboratuvarı için sona yaklaşmış..
Teknopark için onay almış..
Göletini yapmış..
Bir eğitim deryası inşaa etmeye çalışıyor..
Ama gelin görün ki, bu kadar güzel görünen İskenderun Teknik Üniversitesi’nin yeni açılan yolları toprak!
İSTE Kütüphane Daire Başkanı Nurten Polat Çelik, dün bir resim paylaştı.
Akşam saatlerinde göleti ışıl ışıl parlayan kampüsün çevre yollarının halini gözler önüne serdi.
Ayıbımızı gösterdi.
Bununla da kalmadı, ’Ses verin’ haykırışında bulundu!
Haklı..
Önümüz kış! Üniversiteli gençler, o güzelliklerden faydalanmak için çamurlu yollarda mı yürüyecek?
Oysa HBB veya ilçe belediyesi bir el atsa, fena mı olur.
Üniversitemize; asfaltından tutun da, pırıl pırıl bir yol kazandırmak için neyi bekliyoruz?
Her yere gücünüz var da, İSTE olunca neden geri adım atıyorsunuz?
Halen üniversitenin çevresi bile çamurdan çukurlardan geçilmiyor..
Lütfen sahip çıkalım!
Unutmayın ki;
Başka İSTE yok!

DAHA NE KADAR DİRENECEKLER!
Savaş Mahallesi 59. sokakta bir tarihi yapı..
Eski Cumhuriyet Karakolu civarında bir tane daha..
İskenderun Lisesi..
Havuzlu Çarşı arkasındaki yapı..
Ve daha birçok yerde efsane yapılarımız çürüyor..
Hep buralardan geçerim, çünkü bu sokak bana eski İskenderun’u..
Huzuru, komşuluğu, nostaljiyi, estetiği, işçiliği, güzel sanatı, meydan okumayı hatırlatır.
Şimdi ki gibi, sahte, estetikten uzak, kalitesiz, yıkıma müsait yapılar yoktu.
El yapımı, taştan örülme, sanat harikası ve de İskenderun’u İskenderun yapan değerlerimiz vardı.
Şimdi hepsi birer birer dökülüyor.
Bu yapılarımız çürürken, İskenderun’un ruhunu da tarumar ediyoruz. Kahroluyoruz!
Şu manzaraya bakar mısınız?
Kimisinin balkon demiri sarkıyor..
Kimisinin çatısı çöküyor..
Oralardan geçerken, üzerimize kalıntılar düşer diye korkarak yürüyoruz.
Böyle mi olmalıydı?
Avrupa bu yapılardan para kazanıyor.
Tarihini belleklere kazıyor.
Biz ise, ‘metruk bina’ gözüyle bakıyoruz!
Herşey rağmen, el işçiliğiyle tek tek örülen taşlar gücünü koruyor.
Böyle mi bırakacağız?
İskenderun’un tarihi imzasını taşıyan güzellikleri göz göre kararmasına izin mi vereceğiz?
Unuttum..
Hatırlatın lütfen;
Tarihini unutanlara ne oluyordu?