ÇEVRENİN KORUNMASI YAŞAMSAL BİR ZORUNLULUKTUR


Arsuz Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Elektrik Mühendisleri Odası işbirliği ile düzenlenen Enerji Forumu’nda konuşan İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara, “Çevreyi katlederek enerjiyi üretirsek yaşam imkanlarımız elimizden gittiğinde çevreyi ne yapacağız? Ekonomiyi enerjiyle beslemediğimiz takdirde insanların karnını nasıl doyuracağız?” diye sordu.
Başkan Kara, “Ülkeyi yönetenler ekonomini ihtiyacı olan enerjiyi temin ederken bu süreçte ekosistemi n gelecek nesillerin de hak sahibi olduğu bilinci içinde özenle, sorumlulukla gözetmek ve korumakla yükümlüdürler” diyerek şu açıklamayı yaptı;
“Türkiye enerjide dışa bağımlılığı, enerji kaynaklarını çeşitlendiremediği, yenilenebilir enerjiye geçemediği ve enerjinin etkin kullanımını sağlayamadığı sürece bağımsız bir enerji politikasına sahip olamayacaktır. Enerji politikaları planlanırken sosyal yönü önemlidir. Ben yaptım oldu mantığı ile yapılmamalıdır. Halka yaptığımız işin doğru ve düzgün bir iş olduğuna ikna edebilmek için hukuka uygun davranılmasını sağlamak zorundayız.
Ekosistemi geri dönülmez biçimde tahrip etme riski olan, yöre insanını yerinden yurdundan eden hukuksuz uygulamalara karşı alınan mahkeme kararları uygulanmamakta torba kanunların satır aralarına sıkıştırılan maddelerle,ÇED uygulamaları rant uğruna devre dışı bırakılmaktadır. Birçok mevzuatla gereksiz kılınan ÇED raporlarının her türlü enerji yatırımı için istisnasız gerekli olması yasal zorunluluk haline getirilmesi, uluslar arası standartlara uygun ve eksiksiz olarak hazırlanması ve denetime tabi tutulması zorunlu olmalıdır. Enerji politikaları ekosistemi dikkate almayan geri dönülmez biçimde tahrip etme pahasına sürdürülemez.
Halkın bilgilendirme toplantılarının gerçekten yöre halkının etkin katılımıyla görüşlerini özgür ve serbestçe dile getireceği forumlar biçiminde yapılması, halkın protesto ettiği göstermelik tek taraflı olarak hazırlanan tutanaklar uygulamasına son verilmelidir.
Ekonomi-Çevre-Enerji bu üçlü sacayağını birini diğerine feda etmeden dengede tutabilme becerisini gösterebilmeliyiz. Enerjide dışa bağımlılık kader değildir. Yerli ve yenilenebilir kaynaklarımız ülke kalkınmasını rahatlıkla sağlayabilecek potansiyeldedir.
Enerji kaynaklarımızın verimli kullanılmasını sağlamak en önemli iyileştirme olacaktır. Gelişmiş ülkeler enerjini etkin kullanımını birincil öncelik olarak belirken bizde ise teorik bir söylemden ibarettir.
Yatırım adı altında çevre hoyratça katledilmekte torba kanunlarla talan’a yasal kılıf oluşturulmaya çalışılmaktadır. Örneğin 2017 Haziran ayında Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yapılan değişiklikler ile meclise gelen ve kamuoyunda da gündem olan tasarıda Zeytinlik alanların meraların sanayi enerji ve madencilik yatırımlarına açmayı öngören torba kanun tasarısı kamuoyunda uzunca süre tartıştık.
Yine bir başka örnekte; havza planlaması yapılmadan her aklına esen yatırımcı, gözüne kestirdiği akarsuyu borulara hapsedip, boru ucundan para akmasını bekleyebiliyor. Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak temel bir insan hakkı olduğu kabul edilediğinden, çevrenin korunması da yaşamsal bir zorunluluktur. Gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak için kirlenmeleri önleme ve doğal yaşamı korumak gerekmektedir. Küresel ısınmanın birinci sorumlusu fosil yakıt kullanmaktır. Ne yazık ki bu alana yapılan yatırımlar sürmektedir. Fosil yakıt kullanımı yüzünden bölgemizde yaşanan en önemli çevre sorunu ise bölgeye yani İskenderun Körfezine yapılması planlanan Termik santrallerdir. Arsuz Belediyesi’nin ev sahipliğinde Elektrik Mühendisleri Odası işbirliği ile düzenlenen forumda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.”
Haber: Yılmaz AKPINAR