Gazete Güney

HİÇ MERAK ETMEZ Mİ BİR İNSAN!? / Yılmaz Akpınar Yazdı..

Bu görüntüleri yağmurdan önce çektim, henüz caddeyi sular basmamıştı..
Yer, İskenderun sahil bandı.. Atatürk Bulvarı! Atatürk’ün isminin verildiği caddeye CHP’li büyükşehir belediye başkanı Lütfü Savaş henüz bir kez olsun ayak basmadı..
Dört aydır, şehrin esnafına bir geçmiş olsun demedi..
Ne olmuş burada, insanlarımızın bir sorunu var mı, beklentileri nedir, diye sormadı..
Depremin yarattığı tahribata dokunacak tek bir adım atmadı..
AFAD burada, İL Bank, DSİ burada, valiler, kaymakamlar burada.. Hatta kabine öncesi ve sonrası halen peş peşe bakanlar geliyor bu şehre..
Ama Lütfü Savaş tenezzül edip, “İskenderun’da son durum nedir?” merakı içinde olmuyor, aracına atlayıp gelmiyor, gelemiyor..
Peki ben bu satırları yazarken, kendileri neredeydi?
Arsuz’da..
Güzel, yola devam(!)
Oysa çevre yolundan biraz daha ilerlese, İskenderun Sahil yolunun durumunu görecek..
Ancak sorumlu olduğu alanları görmek işine gelmiyor.
Oradaki tesislerin günahı nedir?
Lunapark’ın işletmecileri kendi çabalarıyla önlem almaya çalışıyor..
Emirgan Kafe, sürekli denizin gel-git olayından ötürü kayalardan sızan suyun işletmeye zarar vereceği endişesini yaşıyor..
Tesis, her seferinde bir tadilat içerisinde..
Yığınca masraf döküyorlar..
Emirgan’ın işletmecisi Mehmet Özen’i yıllardır tanırım..
Şikayet etmeden işini yapmaya çalışıyor. Olaya ticari açıdan bakmıyor, inanın..
Sırf sahil şeridi eski canlılığına kavuşsun diye, ortamı diri tutmaya çalışıyor..
Üstelik zararına direniyor! Her kurumun benzer bir gayreti var.. Sahil şeridi ve çarşı merkezindeki binalarda çökme var. Belki de binalar oturdu. Buna bilim adamları karar verecek!
Ama parkeler binaya doğru eğim gösteriyor. En azından bunları bir an önce düzeltmek gerek. Bırakın esnaf dışarıya masa atsın, canlılık artsın!
Görüyoruz işte, bunlar yapılmayınca; Buradaki belirsizlik, insanları deprem psikolojisinden kurtulmak için 25 metrelik yola sürüklüyor..
Ne yapsınlar?
***
Sonra İskelenin olduğu yere gittim.. Sadece İskenderun Belediyesi’nin iş makinaları var..
Kayaları sıkıştırıp, üst üste diziyorlardı..
Yetmez, daha fazlası gerek! Geçenlerde İskenderun Belediye Meclisi’nin aldığı karar ile belediyeye ait tesislerden üç ay kira alınmayacağı duyuruldu.
Yığınca tadilat masraflarına karşı bu limitin 6 aya çıkarılmasını umuyorum.. Ruhsatlar da aynı keza..
Yine bir indirim oldu!
Ama daha çok işimiz var. Sahildeki çöküntü ciddi bir sorun teşkil ediyor.
Burada çok acil bir bilimsel çalışmanın ortaya konmasını bekliyorum. Suriye sınırda bir zamanlar göçmenlerin geçişini engellemek için konulan beton bariyerler olabilir mesela..
Biliyoruz ki, bu işler büyükşehir belediyesi ile olmuyor.
Çok acil bir hükümet desteği gerek Atatürk Anıt alanı civarına..
Hatta bu çalışmalar için ekstra ödenekler ayırın, gönderin!
Sadece İskenderun değil, Hatay’a çok pozitif bir ayrım bekliyoruz. Hem de her konuda..
Faturaların Devlet tarafından ödenmesine kadar..
Depremzede insanlarımız bu desteği ve yardımı fazlasıyla hakkediyor!

HAZIRLIKLAR BAŞLADI
Sanırım bu kez olacak..
MHP lideri Bahçeli’nin 19 yeni il ve 27 yeni ilçe önerisi sonrası AK Parti’de hazırlıkların başladığını öğrendik.
İskenderun’un İl olabilmesi için, “Nüfusun 100 bini geçmesi, ilk merkezine en az 30 kilometre uzaklıkta olunması” gibi uygunlukları taşıyor.
Bununla beraber ekonomik durumu, eğitim seviyesi ve hinterlandı gibi pek çok kriterler de önde, tüm koşulları sağlıyor.
Son durum nedir diye sorduğumuzda;
Bu çalışmanın 2024’teki yerel seçimlere kadar yasalaşması bekleniyor.
Ardından da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin bir araya gelip takvim oluşturulacağı ifade ediliyor. Nihayetinde bu iş olacak gibi..
İskenderun eninde sonunda hakkı olanı ‘İL’ statüsüne kavuşacak! Hayırlısı olsun!

Yılmaz Akpınar

Exit mobile version