Gazete Güney

NE ZAMAN MİLLİLEŞSEK BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR

Belen Belediye Başkanı İbrahim Gül, TÜGVA Hatay İl Binasında “Milli şuur, bir milletin yaşama ifadesi, hayat kaynağı ve en kuvvetli silahıdır diyen, geleceğimizin teminatı gençlerle bir araya geldi.

Konuşmasının başında TÜGVA Hatay İl Başkanı Sinan Köklü’ye ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Başkan Gül, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“Bugün başkanımızın davetlisi olarak sizlerin misafiri olduk. Milli Gençlik Vakfı’nın üzerine titizlikle durduğu bir konu hakkında sizlerle muhabbete geldik. “Milli Şuur” üzerine yapacağımız sohbet aslında bir milletin manevi kuvvetlerinin en önemlisi. Bir milletin karşı karşıya kaldığı olaylar karşısında tavrı, tutumu ve duruşu, aslında milli şuuruyla belli olur. Geçmişte yaşadığımız birçok olayda hepinizin malumu milli şuurumuzun en yüksek olduğu dönemlerde, ülkemiz ve milletimiz başarıyı yakalamıştır.

‘MİLLETLERİN TEŞEKKÜLÜNDE EN BÜYÜK ROLÜ MİLLİ ŞUUR OYNAR’
Kıymetli gençler; Milletlerin teşekkülünde en büyük rolü milli şuur oynar, bu şuur milleti meydana getiren fertler arasındaki istiklal duygusundan kaynaklanır. Milli şuur varlığını ve değerlerini yaşatma ve geleceğe taşıma şuuru ve refleksidir. Hepimiz evimizde ve ailemizde milli şuurun yaşatılması için çaba ve gayret sarf eden, milli ve manevi değerlerin sahip ve onların geleceğe taşınmasında sorumlu olan ailelerin çocuklarıyız.

Bizlerde gençlik yıllarımızdan itibaren ülkü ocaklarında, okulda ve üniversitede başkanlıklarda bulunduk. Ve hayatımızın her döneminde milli duruşu ve milli birliğimizi en yüksek seviyede yaşamamız gerektiğini öğrendik. Milletlerin kültürel ve toplumsal değerlerine sahip çıkması milli şuurun tesir edilmesiyle olur. Toprağına, bayrağına, diline, inancına sahip çıkması yine milli şuurun yaşatılmasıyla mümkündür. Milli şuur ülkemizi daima ileri götürme demektir.

Milletimizin ileri medeniyetler seviyesine ulaşması ancak milli politikalarla, millileşmeyle ve milli adımlarla gerçekleştirilebilir. Tarihin birçok döneminde görmüşüzdür. Ne zaman Türk milleti özüne dönse, kendi politikalarını ve siyasi hedeflerini hayata geçirmeye başlasa, önüne birçok engel çıkar. Ve bu hedeflerden vazgeçmesi adına hamleler yapılır. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat’ta yapılan darbelerle ve balans ayarlamalarıyla, en sonunda da 15 Temmuz gecesi yapılan hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığımız gibi.

‘BİZLER MİLLİ DÜŞÜNMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Ne zaman millileşsek birileri rahatsız oluyor. Ama onlar ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar, bizler milli düşünmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Darbelerle küresel güçlerin istediği yöne gitme girişimleri içinde olan ihanet şebekesi, Türk milletinin milli politikalarından rahatsız oldu. Tıpkı 15 Temmuz’da kendi evlatlarımızın kendi silahlarımızla Türk milletine ateş ettiği ihanet gibi.
Küresel baronların hayata geçirdiğimiz millileşme politikalarından uzaklaşmamız adına attığı adımlar gibi. Bizler elimizden gelen en yüksek gayreti göstererek millileşme adımlarımızı sıklaştırarak, ileriye gideceğiz. 1071’de, 1453’de, Çanakkale’de ve kurtuluş mücadelemizde de milli şuurumuz en yüksek olduğu ve kenetlendiğimiz zaferler gibi. Bizlere düşen en önemli görev, milli şuurumuzu en yüksek düzeyde yaşamak ve bu şuurla gençler yetiştirmektir. Geçmişten ders alarak geleceğe bakmalıyız. İbni Haldun’un dediği gibi, “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.”

Nasıl ki geçmişle geleceğe baktığımızda zaman farklıdır ama yaşanan olaylar birbirinin benzeri. İşte bunun için geçmişten de der çıkartmalı tıpkı Çanakkale savaşında dünya devletlerine verilen ders gibi birlik olmalıyız. Yoksa milli otomobilimizin yapımına taş konulduğu gibi. Uçak fabrikalarımızın kapatılması adına yapılan oyunlara boyun eğmek zorunda kalırız. Nasıl ki o gün milli şuurla ülkeyi yönetemeyen siyasi gücün bu oyunlara karşı gelememesi gibi.

Şimdi ise 15 Temmuzdan sonra Cumhur ittifakıyla bir araya gelerek oluşturan siyasi liderlerin kararlılığından rahatsızlar. Kendi teknolojimizle göklerde uçurduğumuz İHA ve SİHA’lardan vurduğumuz düşmanlarımızdan rahatsızlar. Gençlerimizin ileriye dönük kurduğu hedefler doğrultusunda hızla koşmalarından rahatsızlar. Tarihten gelen bu düşmanları, Türk gençlerin milli şuurla yetişmesi engel olacaktır.”

Exit mobile version