Teknolojinin şuanda insanın aklının erebildiği (ulaşabildiği) son noktaya geldiği çağımızda da corona virüs salgını; corona manyak ruh hali ve coronafobi tüm dünyada (psikolojik hastalık) büyük hızla yayılmaya devam etmektedir.
Peki, corona virüs insanlığın sonunu mu getirecek, yoksa virüslerle yaşamaya adapte olunacak, yeni bir yaşam anlayışını getirecek bir çağamı giriyoruz?
CORONA İNSANLIĞIN KARŞILAŞTIĞI NE İLK, NE DE SON VİRÜS OLACAK
Çağlar boyu insanlık kılıçlarla, tüfeklerle, toplarla ve füzelerle savaşlar yapmışlar; ve her savaş aletine alternatif çözümler bularak yok olmaktan kurtulmuş ve bugünün (elektronik) çağına gelebilmişler.
İnsanlık çağlar boyu çeşitli virüslerle ve onların neden olduğu hastalıklarla karşılaşmışlar ve çeşitli yöntemler geliştirerek bu hastalıklardan da kurtulmasını (başarmışlar) bilmişler.
Her küresel salgın hastalık insanoğluna büyük ekonomik ve sosyolojik tahribatları ile birlikte; köklü değişikliklere (reformlara) neden olmuştur. Virüs ve salgınlar; bir çağı kapatırken, yeniçağında başlangıcı oluşturmuştur.
Bizim jenerasyon (60’lı yıllar) büyük savaşlar ve kitlesel salgın hastalıkları pek yaşamadı, ilk salgın hastalığı 90’nı yıllarda AIDS hastalığına maruz kaldı. AIDS hastalığından korumak için erkek ve kadınlar (alışmışlıklarından vazgeçmediler) prezervatif kullanma alışkanlığı kazandılar.
Bugün küresel risk oluşturtan corona virüsü çeşitli ilaçlar ve aşılar geliştirilerek etkisiz hale getirilse bile, önümüzdeki yıllar ve çağlarda; virüsler mutasyona uğrayarak, insanlık için tehdit olmaya devam edecektir.
CORONA VİRÜS VE DİĞER MİKROORGANİZMALARLA MÜCADELE ETMENİN EN ÖNEMLİ YÖNTEMİ HİJENLİK VE BAĞIŞIKLIKLIĞIMIZI (BESLENME) KORUMAKTIR.
Önümüzdeki günlerde ve aylarda er geç ya bizler, ya da yakınlarımız corona virüsten psikolojik, biyolojik ve ekonomik olarak etkilenme ihtimali vardır.
Hatta bu virüs bazılarımıza bulaşmış da olabilir. Farkına varmadan başkalarına bulaştırmış, kendisi de hiç etkilenmeden hayatını idame ettirmişte olabilir.
Corona virüs bulaştığı halde, çok fazla tahribata uğramadan (özellikle akciğerde tahribata, zatürree vb.) hatta hiç belirti vermeden (etkilenmeden) iyileşip, hayata devam edenlerin çok önemli iki nedeni (sırrı); HİJENLİK VE SAĞLIKLI BESLENME (Ruhsal ve biyolojik bedeni) GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİDİR.
Son aylardan bağışıklık sistemi (biyolojik ve ruhsal bedeni) güçlü olanların, corona virüsünden hiç etkilenmeden korundukları ile ilgili yüzlerce örnek vakalar bulunmaktadır.
Akciğer hastalıkları konusunda otorite olan bir profesör arkadaşım (aşırı stresli ve geçmişle hesaplaşan gelecek kaygısı yaşayan) emekli olmasına rağmen, fiili çalışmaya (hastanelerde) devam etmekteydi ve maalesef bir hastasından corona virüsü bulaştı (kaptı) ve tam bir buçuk ay ağır (yoğun) bakımında tedavi gördü, hastaneden taburcu olabildi. Çok sevdiği eşi ile corona virüslü olarak yedi gün evde birlikte yaşadılar. Profesörün hanımı korku ile hastaneye (tahlil için) gitti ve tahlil sonucu negatif (corona virüsü bulaşmamıştı veya bulaşmış ancak hijyen ve güçlü bağışıklık sistemi sayesinde) sağlıklı çıktı.
Bir diğer örnek ise; tokyo yakınlarında ki, Yokohama limanında karantinada tutulan princess adlı turistlik gemide ki 3,700 turistten 700’ünde test sonuçları pozitif (hasta) çıkmış. Ancak 700 pozitif turistten 300’ü hastalık belirtileri hiç göstermemiş (hissetmemişler) kendiliğinden tedavi olmuşlar. Söz konusu bu 300 turistin hiç hastalanmamasının en önemli nedeni; bağışıklık sistemlerinin güçlü olmasıdır. Diğer turistlerin hiç hastalanmamasının (bulaşmamasının) nedeni ise hijyen olmalarıdır. Diğer önemli neden ise; biyolojik, ruhsal ve zihinsel bedenleri çok sağlıklı olduğundan; corona virüsüne karşı, bedenleri (lenf bezleri, tiroit bezleri ve timüs bezi) ANTİKORLAR (üretmesi) salgılanmasıdır. Kendi doğal aşımsı oluşturması.
CORONA VİRÜS SALGINI ELBET BİR GÜN SON BULACAK, ANCAK YENİ ÇAĞDA (MİKRO-ORGANZİMA) ÇABUK YENİ TEDBİRLER ALAN, UYUM SAĞLAYAN TOPLUMLAR (ÜLKE VE İNSANLAR) KENDİLERİNİ YENİLEYEREK MİKROORGANİZMA ÇAĞINA UYUM SAĞLARLAR, UYUM SAĞLAYAMIYAN TOPLUMLAR YENİLGİYE UĞRARALAR…!!!
Kendinizi korumak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için ana kullar;
Kin ve nefretten uzak durun, bağışlayıcı olun, bağışlanan değil bağışlayan olun,
Gelecek korkusundan kurtulun, kaygıyı yenin,
Zorluklar karşısında panikatak olmayın, çözüm üretin,
Hırsın akıldan üstünlüğü ve öfkeye neden olan tahammülsüz ve sabırsız davranışlardan uzak durun,
Bir diğer önemli faktör ise sağlıklı beslenin. Şu, şu yiyecekleri yersek, bağışıklık sistemimiz güçlenirmiş söylem ve iddialara fazlaca inanmak yerine;
Her türlü yiyeceklerden yeterince yiyin, doğada doğal olarak yetişen baharat ve şifalı bitkilerle beslenmenize takviye (destek) yapın.
Beslenme ve baharatları hastalanmamak için yiyin ki biyolojik bedeniniz sağlıklı olabilsin, hastalıklara karşı dirençli olabilsin.
Çok sağlıklı beslenmenize rağmen, sık, sık hastalanıyorsanız, nedenini araştırın (aşırı stres, kin ve nefret, gelecek kaygıları) genetik ve epigenetik aile geçmişinizi araştırın.
Aşırılıktan (alkol, sigara, gece hayatı) kaçının, sağlıklı ve yeterli uyuyun.
Biyolojik bedenimizi her çeşit hastalıktan koruya bilmek ve sağlıklı yaşayabilmek için en önemli sonuç, TÜM HÜCRELERİMİZİN SAĞLIKLI İŞLEVLERİNİ YERİNE GETİREBİLMESİ İÇİN “HÜCRE MİTOKONDRİLERİNİ” KORUMALIYIZ.
YENİÇAĞA UYUM (MİKROORGANİZMA ÇAĞI) SAĞLAMA YÖNTEMLERİ
Almanya’nın da dahil olduğu sekiz Avrupa ülkesinin yürütmeye başladığı, yeni cep telefonu ve bilgisayar üretimi, yeni telefon ve bilgisayarlar; kullanıcının ateşini ölçen, mikroorganizma taşıyıcı kişileri bildiren, mikroorganizmaların telefon ve bilgisayara buluşmasını önleyen (dumura uğratan) cihazlar geliştirme çalışmaları başlatılmış durumda,
Bu çalışmalara benzer çalışmalar gelişmiş ülkelerce de (mikroorganizmaların bulaşmasını önleyen veya mikroorganizmayı bertaraf eden, taşıyıcıları bildiren) çeşitli giysi ve biomedikal takı ve ilaçlar geliştirecektir.
NOT= Bağışıklık sistemini güçlendiren yiyecekler; çinko, C vitamini ve demir açısından zengin yiyecekler. Yemek masasında (mutfakta) mutlak bulunması gerekenler; doğal dağ kekik kurusu, acı pul biber, sumak ekşisi, alıç sirkesi, siyah kuru üzüm, ceviz, zeytinyağı, doğal bal, deniz balıklarının tümü, sebzelerin mevsiminde tümü, meyvelerden her türlü elma, erkek keçi ve koyun eti, her türlü baklagiller, özellikle; kuru bakla ve barbunya, süt ürünlerinden, peynir ve yoğurt yiyin. Mutlaka kaliteli su (bolca) için.
HERBALİST
RECEP EKİNCİ