Simya Koleji bir ilke imza atarak, Kısa Film Yarışması düzenledi.
Sağ olsunlar, jüri üyesi koltuğunda 8.Gün’den Gökhan Gökpınar ve Mega Medya’dan Semir Yazıcı ile birlikte yerimizi aldık. Diğer üç isim ise okul aile birliğinin başkan ve yöneticilerinden oluşuyordu. Heyecanlıydım, çünkü yüzlerce öğrencinin neler yapabileceğini görmek istiyordum.
Nasıl hazırlanmışlardı?
Kısa filmlerde konu ne olacaktı?
Hangi mesajı vereceklerdi?
Öğrencilerin performansı bizi şaşırtacak mıydı?
Düşündüm durdum.
Heyecanımızı Simya Koleji’nin genç ve başarılı kurucusu Selim Baysal da ortak oldu.
Filmleri önceden seyrettiğini biliyorduk, ama renk vermedi..
Sadece yarışmanın özellikleri hakkında bize bilgi vermekle yetindi.
Okulun Genel Müdürü Ömer Argana ise verilmek istenen mesajı muhteşem bir üslupla anlattı. Öylesine etkilenmişler ki, sinerjiyi tüm damarlarımda hissettim o an..
Her ne kadar çekim hataları, ses, amatörce bir refleks ve çocukların kendi dünyasından söz ettiyse de, merakım tavan yapmıştı..
Yarışmanın en mühim yanı, gençlere en ufak bir müdahale veya destek söz konusu değildi..
Ellerindeki imkanlarla, arkadaşlar arasındaki dayanışmayla, ekip anlayışıyla bir şeyler ortaya koymaya çalışmışlardı.
Önceden sadece bunu öğrendik!
Sonrası daha güzel..
Konferans salonuna girerken, çocukların, gençlerin coşkusu beni büyüledi.
Alkışlarla yerimizi aldık..
Işıklar kapandı, ilk film gösterime girdi..
O da ne öyle?
5-A sınıfının hazırladığı filmle çıtanın verilen mesajın ne kadar yüksek olduğunu görebildik.
Konu olarak belirledikleri, “Tabletlerin, telefonların günlük yaşantımızdaki etkisini, bizi birbirimizden koparan, duygularımızı körelten o teknolojik icadın amacı dışında kullanıldığında, aile denen o değerli, kutsal bağı nasıl da yok ettiğini üzülerek izliyoruz.
O olağanüstü kurgu, o toplumsal mesaj öylesine etkileyici bir biçimde veriliyordu ki, imkan verildiğinde çocuklarımızın neler yapabileceklerini, nelerin üstesinden gelebileceklerini gururla tanıklık edebildik.
Sonra 5-B’yi izledik..
6-A, 6-B, derken, ön yargıların insanların vicdani yaklaşımını nasıl da kör ettiğini anımsadık.
7-B sınıfı ile yardımlaşma duygusunun, paylaşımların bizi güçlendiren toplumsal bağı hatırladık.
7-A’nın ise gösterime sunduğu bir adliye vakası vardı ki, ‘inanmak’ üzerine.. Bayıldım!
Fotoğrafçılık Kulübü’nün “Çocuklar Gelin Olmasın’ senaryosu yürekleri dağladı.
Çocuk yaşta evlendirilen kızlarımızın yaşadığı travma ancak bu duygusal ve gerçekçi anlatabilirdi.. Gözlerim yaşardı, yıkıldım!
O salonda toplumsal mesajların ardı arkası kesilmiyordu..
11AL-A sınıfı, uyuşturucuya bulaşan gençlerin, arkadaşlık ortamında ‘Bir kez denemekle bir şey olmaz’ sözünü tarumar etti. Uzaklaşın mesajı verdi..
Gençler bir harikaydı.. Diğer filmlerin aksine, dış mekan kullanmışlardı..
Uyuşturucu temasında Büyük Çarşı İşhanı’nın mekan olarak kullanılması “gençleri bekleyen tehlike” açısından ince bir mesajdı. Biz gazetecilerin gündemde tuttuğu o binanın kullanılmayan bölümlerinde öğrencilerin nasıl tuzağa çekildiğini defalarca yazmış, ilgililerin dikkatini çekmiştik. Bu gün en anlamlı çıkış öğrencilerden geldi.
Dilerim bu mesaj yerine ulaşır!
***
Evet.. Simya Koleji’nde birbirinden güzel, birbirinden anlamlı, birbirinden özel, 8 kısa film izledik. Her sınıf bizim gözümüzde birinci oldu.
O filmlerde rol alan her öğrenci profesyonel bir oyuncu..
Başarılı birer senarist, birer yönetmendi.
Okulun Genel Müdürü Ömer Argana ile öğretmenlerimizi de kutluyorum. Rol model konusunda üstün bir eğitimcilik örneği gösterdiler.
Ama en başından Simya Koleji Kurucusu Selim Baysal en büyük övgüyü hakkediyor!
Bu imkanı öğrencilerimize sunarak, neleri başarabileceklerini sadece bize değil, topluma da gösterdi. Onlara bir hedef sunuyor..
Gelecekte atacakları her adımda onlara her türlü fedakarlığı gösteriyor.
Her öğrenciyi kendi çocuğu gibi görüyor.
Ben de bu gençlerin; geleceğe dair ne kadar hazırlıklı, donanımlı ve bilgi sahibi olduklarıyla alakalı çabaları karşısında gururlanıyorum.
Beni büyüleyen işte bu ruhtur!
Teşekkürler Simya Koleji..
***
Peki sonuç olarak, bu yarışmada finale kalan sınıflar hangileriydi?
Merakınızı gidereyim;
Gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak durması gerektiğini anlatan olağanüstü oyunculuk yeteneğiyle 11AL-A..
Bir de ‘Çocuklar Gelin Olmasın’ mesajıyla bam telimize dokunan Fotoğrafçılık Kulübü, zirvede yer aldı. Her iki kısa film, Simya Koleji’nin Facebook’taki sayfasında gösterime girdi.
İzleyicilerin, ‘beğen’ tıklanma sayısına göre birinci belirlenecek.
Son gün Pazar, saat 24’e kadar..
Sayfaya girip, özellikle izleminizi tavsiye ediyorum.
Gençlerimizin verdiği mesajlarla övüneceksiniz!
