Gazete Güney

İSTE’SENİZ DE YOK SAYAMAZSINIZ!


Her zaman, her ortamda söylüyorum.. İskenderun Teknik Üniversitesi(İSTE) Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’nin kalibresinde yöneticilere, idarecilere ihtiyaç var.
Çağdaş ve katılımcı bir İskenderun için her şeyi göze almış durumda..
Deyim yerindeyse, İskenderun’un üzerindeki ölü toprağı attı, bertaraf etti.
Her gün bir tanıtım, her gün bir etkinlikle İskenderun’un adını duyuruyor.
Uluslararası Körfez Sempozyumu ile Dünya’nın birçok ülkesinden akademisyenleri konuk etti.
Körfez’in verimliliğine dikkat çekti.
İş dünyasını ve STK’ları, İSTE’nin yönetim programına entegre etti.
Teknolojinin tüm nimetlerini İskenderun’a monte etmek için çabaladı, durdu.
Kimsenin konuşmadığı, ilgisiz olduğu, sessiz kaldığı bir ortamda.. Heyecanını yitirmeden, coşkuyla; İskenderun’un potansiyelini, stratejik büyüklüğünü inatla anlamamızı, daha çevik ve daha dinamik bir sinerjiyle koşmamız gerektiğini anlatıyor.
Rektör Dereli şu tespitinde çok haklı. Diyor ki;
“Basını ile, üniversitesi ile sanayisi ile ekonomi ve turizmi ile bu kadar fikrin, bu bu kadar düşüncenin aynı anda temsil edildiği yerden bir dünya projesi veya bir dünya kenti çıkması lazım.”
Bunun üzerine söylenecek söz bulamıyorum.
Türkay Hocam’ın heyecanı ne yazık ki büyük bir çoğunluğumuzda yok.
Bize ‘Gücünüzün farkına varın” dedikçe, burun kıvırıyoruz..
Bize ‘İnanmalıyız’ dedikçe, yüzümüzü başka yöne çeviriyoruz.
Böyle mi İskenderun’a hizmet vereceğiz?
İlgisizlik, siyasi kutuplaşmalar, insanlara tepeden bakan kibirli davranışların, İskenderun’a bugüne dek ne katkısı oldu?
İskenderun için ‘büyük bir şans’ olarak gördüğüm Rektör Dereli’yi de mi bu hantallığın içine çekeceğiz? Bu mudur istediğiniz?
Rektör Dereli, insanların deniz suyunu arındırıp içtiği bir dünyadan söz ederken, “Biz neden başarmayalım?” dediğini unutacak mıyız?
İskenderun Körfezi için büyük düşündüğü için mi, dışlayacağız?
Çevresel Stratejik Planı hazırlayabilmek, bunun ekosistemini kurabilmeyi ve uygulamayı hayal ettiği için mi, İSTE’yi Antakya’da dışlıyoruz?
Körfez’de farklı ve yeni cazibe istasyonları oluşturup bölge turizmine katkı sağlamayı amaçladığı için mi, İSTE’nin akademik gücü birilerinin işine gelmiyor?
Rektör Dereli’nin çalışkanlığından, azmi ve kararlığından faydalanmak varken, ne diye dağın öteki tarafında protokol dışında tutuluyor?
Hatay dışında her yerde üniversiteler baştacı edilirken, burada neden kapsam alanı dışına alınıyor?
İskenderun için Lojistik Köy Merkezi kurulması ve mastır planlarının yapılması için söylenen her güçlü söz, neden bu kadar rahatsızlık uyandırıyor? Sebep nedir?
Aylardır İSTE’yi takip ediyorum..
Sadece büyük projeler ışığında değil..
Gün geliyor Kızılay ile ele veriyor..
Bir bakmışsınız ki, huzurevinde yaşlılarımızın yanında duruyor..
Okullara yardım ediyor.
Hacı Pervin Tosyalı Sevgi Evleri’ndeki yavrularımızla uçurtma uçuruyor..
Down sendromlu çocuklarımıza yardımcı oluyor..
Daha ne olsun!?
Prof.Dr. Türkay Dereli’nin, İSTE’yi halkla bütünleştiren bu dinamik yapısı ile gurur duyuyorum.
Onlarca kurum sus pus olurken, her gün coşkulu ve anlamlı bir etkinlikle karşımıza çıkıyorlar..
İtiraf etmeliyim ki;
İSTE muhteşem çalışıyor.
Şantiyeye dönüşen kampüse yeni bir kimlik oluşturuyor..
Rektör Dereli’nin şu kısa zamanda yaptıklarını detaylarıyla yazmaya kalksam, sayfalar yetmez!
Gören görür, görmeyenlerle işimiz olmaz!

HELAL OLSUN HANEFİ ZOBAR’A..
Suçıkağı Paşa Karaca İlk-Ortaokulu’nda hummalı bir çalışma var.
Öğrendiğim kadarıyla, okul müdür yardımcısı Hanefi Zobar, öğrencilerine sürpriz yapmaya hazırlanıyor. Bitmedi!
Aynı okulda, geçenlerde “8 Eski Kitap=1 Bisiklet” kampanyası vardı.
Böylece, bin 200 kilo eski kitap, yüzlerce hikaye kitabı ve yine yüzlerce defter toplandı.
Ve yaklaşık 25 ağacı kesilmekten kurtardılar.
Eğitim sevdası budur işte.
Zor zamanlarda, kıt bütçeye rağmen, elinden geleni yapmaktır.
Hanefi Zobar bunu başardı. Çalışkanlığıyla, parlak yeni fikirlerle, olağanüstü projelerle öğrencilere umut ve ışık oluyor.
Hanefi Zobar’ı kutlarım!
2007’den beri gördüğü 1 metrekare alana bile öğrencileriyle beraber ağaç dikiyor.
Dahası, bir ay içinde 100 tane fidanı yine toprakla buluşturuyor.
Helal olsun diyorum, başka da bir şey demiyorum.

Exit mobile version